Olduğu yerde sendelememek için zor durdu. Bu adam, ya aklını kaçırmıştı ya da onun aklı ile alay ediyordu. Biraz önce doğru duyup duymadığına emin değildi ancak Çağan'ı tanıdığı süre zarfında şu haliyle şaka yapıyor olmasına ihtimal veremedi. Düşünceleri birbirine karışırken geriye doğru adım atmıştı.
''Sen çıldırmışsın.'' dedi şaşkınlıkla. Yıllarını sürekli kaçıp saklanarak geçirmiş birine yaptığı teklif o kadar acımasızdı ki. Tek kurtuluş yolu bu olamazdı. Olmamalıydı! Genç adam her zamanki gibi rahat duruşundan ödün vermedi. Kim bilir suratı, böylesine bir ifadesizliğe sahip olabilmek için nelerle yüzleşmişti?
''Söylediklerimi düşün. Sana başka türlü yardım edemem.''
Kestirip atıyordu. Sanki az önce çok normal bir şey istemiş gibi kestirip atıyordu! Bir kez daha nefret etti bu adamdan.
''Söylediklerini düşüneyim mi? Aklını mı kaçırdın sen? Sana söyledim! Beni hafife almaman gerektiğini söyledim! Neden sen? Neden bu beladan kurtulmanın tek yolu senden geçiyor söyle!''
Çağan bu soruyu bekliyordu. Dudakları hafifçe kıvrılırken takındığı ifadeyi bozmamaya çalıştı. Ona gerçeği söylemek, istediği son şey dahi değildi. Zaten bu teklifi yapmak için beklemeye gerek yoktu. Genç kızın aksine onun aptal biri olmadığının bilincindeydi. Sırf bu yüzden daha fazla yanında kalmasına izin veremezdi. Aklını kurcalayan aslında başkaydı. Geçmişi hatırlayıp hatırlamadığından emin değildi. Anne ve babasıyla, onlardan yardım istemeye geldikleri günü unutmuş olma ihtimali vardı. İnsani yanları elinden alınmıştı. İşte o an kendi düşüncelerine cevap veren iç sesiyle sarsıldı.
Benliğini geri kazandıktan sonra her şeyi ya tekrar hatırlarsa? En önemlisi de kim olduğunu?
Bu tehlikeyi göze alabilir miydi bilmiyordu. Aslında çok geçti. Teklifi çoktan genç kıza sunmuştu. Belki de hayatından memnundu. Kabul etmemesini diledi. Nasıl böylesine aptalca bir hata yapmıştı aklı almıyordu.
''Cevap vermeyecek misin?''
Kafasını kaldırarak dün gece adını koyduğu kişiye baktı. Boynundan yukarısı her zamanki gibi samanyolunu andırıyordu.
''Bilmiyorum. Tek öğrenebildiğim bu.'' diye yanıtladı. Ses tonu yine tok ve kendinden emin çıkmıştı. Keşke yüzünü görebilseydi. Şu an ne düşündüğünü ölesiye merak ediyordu! Uzun süren sessizliğin ardından duyduğu sesle irkildi.
''Kabul ediyorum.'' dedi genç kız soğuk ve öfke dolu bir sesle. Çağan şaşkınlıkla bakakalmıştı. Kabul ediyor muydu? Bu kadar çabuk mu? Doğrusu bunu reddedeceğini düşünüp her şeyi denediği için vicdanını rahatlatma derdindeydi ama... Ciddi ciddi kabul etmişti!
''Beni şaşırttın.''
''Madem bir çıkış yolu var. Daha fazla bekleyemem. Ben...'' dedi ve kısa bir anlığına susarak tekrar devam etti.
''Ben özgürlüğümü geri istiyorum.''
Bu onun en büyük hakkıydı ama Çağan yine de bu kadar çabuk kabul edeceğini düşünmemişti. Gözlemlerine her zaman güvenen bir adam olarak şu kızın kolay biri olmadığına emindi. Ancak genç adam biraz sonra duyacakları sayesinde Tuana'nın neden bu teklifi kolayca kabul ettiğini anlayacaktı.
''Bir bebek doğuracağının farkındasın değil mi?'' diye sormaktan alamadı kendini. Yüzündeki şaşkınlık hâlâ kaybolmamıştı. İnsanları analiz etmekte sıkıntısı yoktu ama söz konusu Tuana olunca yüzünü görememesi en büyük dezavantajıydı.
''Sorun değil, o bebek nasılsa ölü doğacak.'' dediği sırada Çağan duydukları karşısında yutkunma ihtiyacı hissetti. Bu kadın kesinlikle aklını kaçırmıştı.
''Bu da ne demek?''
Ses tonunun ne derece ürkütücü çıktığının farkında değildi. Her zaman duygularını yansıtma da başarılı olmuş biri olarak şimdi çok pervasızca davranıyordu. Öyle ki her sözüyle düşüncelerini alt üst eden Tuana, onun aksine bu durumdan zevk alır haldeydi. Genç adamı sessizce gözlemlediği süre boyunca onun kolay kolay gardını indirdiğine hiç tanık olmamıştı. Demek çocuklara önem veriyordu.
''Kaldırabileceğini sanmıyorum. Bu enerji benim bile insani yönlerimi elimden alacak kadar güçlü. Onun ölü bir bebek olarak doğacağından eminim. Her neyse... Eğer bundan kurtulacaksam sorun değil.'' dedi ciddiyetle. Çağan o sırada sıktığı yumruklarını bir yere geçirmemek için duygularıyla savaş halindeydi. Doğuracağı çocuğun canı nasıl önemsizmiş gibi konuşabiliyordu? Aklını kaçırmak üzereydi. Tam karşısında neredeyse tüm insani yönlerini kaybetmek üzere olan bu kişi duygu yoksunuydu. Öyle berbat duruma düşmüştü ki suçlayacak kendinden başka kimseyi bulamıyordu. Nasılsa ölü doğacak demişti. Oysa bambaşka planları vardı, o çocuğa kendisi bakacaktı. Tuana genç adamın sessizliğine dayanamamış olacak ki tekrar konuştu.
''Teşekkür ederim. Bana yardım edeceğin için.'' dedi ve o, odadan dışarıya çıktı. Çağan o an ne yazık ki genç kızın yüzündeki gülümseyişi göremedi. Eğer görseydi kendi hazırladığı planın başına yıkılacağının farkına varırdı. Gerisinde yıkık dökük bir adam bırakırken söylediği yalan yüzünden zerre pişman değildi. Onu en başında uyarmıştı. Hayatını gerçek bir insan gibi yaşayabilmek için o adama ihtiyacı vardı. Çağan'ın kendisinden sakladığı şey her neyse benliğine kavuştuktan sonra peşini bırakmayacaktı. Bebeğin ölü doğacağı yalanına inanmış olmasına sevindi. Aksi taktirde onu alacağına emindi. Öyle olmasa bile günü geldiğinde kendisini hayatında istemeyecek ve çocuğunu ondan ayıracaktı. Buna izin veremezdi.
''Umarım kim olduğunu öğrendiğimde seni buna pişman etmek zorunda kalmam.'' diye mırıldanarak odasına geri döndü. Saatler içerisinde duyduğu kapı sesiyle genç adamın gittiğini anlamıştı. Yaptıkları konuşmadan sonra aklına sürekli kurtulmak için seçtiği yol geliyordu. Birlikte olacakları gece görünür olduğu an asla yüzüne bakmaması gerekiyordu. Bu büyük hata hayatına sebep olabilirdi. Ancak sebepsizce Çağan'a güveniyordu. Yüzünü bile görmediği kadınla birlikte olmayı teklif etmişti. Kesin şimdiden buna pişman olmuştu. Hangi erkek yatağında yüzünü göremeyeceği bir kadınla birlikte olmak isterdi ki? Çağan kesinlikle tuhaf bir adamdı ve biliyordu ki bu tuhaflığın altından çok büyük şeyler çıkacaktı.
&
Kısa bir bölüm oldu kusura bakmayınn.
Nasılsınız? Bölüm nasıldı? Sizce ilerleyen bölümlerde neler olacak?
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Yıldızlar kadar öpücük!
![](https://img.wattpad.com/cover/346336663-288-k651128.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varis
Teen Fiction"Kimsin sen? Neden kendimi hep senin yanına sürüklenirken buluyorum?" NOT: Bu kurgu Demren kitabının Çağtu'ya uyarlanmış halidir.