30.Bölüm

1.8K 92 13
                                    

Ayza;

Hayat bir yerden göz kırparken bana onun dalga dalga yaydığı mutluluğu sevmiştim. Olmaz dediğim itirafların ardından rahattım. Belki çok büyük bir aşk olmayacaktı hayatımızda, ya da göz kamaştıran sevgi yine de kıvılcımlar çıkacak bir etkileşim beni sevmeyi öğrenecekti. Onsuzluğa alıştırmaya gayret ederken kendimi bulunduğum yer ve konumun değişmesiyle bende değiştim. Alex'in beni sevmesi için var gücümle çalışacak, kalbine giden yolu bulacaktım. En büyük özelliği beni açması olmuştu. Ampul patlamış ışıklar her tarafa saçılmıştı. Bir yandan da işin ucunda ölüm vardı. Artık kim korkardı ölümden? Ben korkmazdım. Tek pişman olmadan yaptığım onun buz mavisi gözlerine bakıp içine çekilmek olmuştu. İçten içe tüketen bir o kadar da yaşatan gözleri. Beni benden alan, yerine de başka bir kızı koyandı Alex. Ellerimden tuttuğunda bataklığına çekilmek istediğim adımdı. Ben onunla bütün olmuştum. O benim avcım değil, kurtarıcımdı.

Ayaklarım düz yolda yürüyordu artık. Peşimde ne bir avcı, ne de kurt adamlar varmış gibi sakindim. Tek istediğim şuan biraz huzurumu tatmaktı. İlk defa Alex'in kokusunu çekerek uyumuş, ilk defa kaslı bedenine dolamıştım kollarımı. Onun sıcaklığında korunan bedenim, evinde olduğunu biliyordu. Omuzlarımdan birkaç santim uzayan saçlarım yüzüne doğru gelip onu örtmüştü. Rahatsız olmasın diye yavaşça kalktım. Ama huylanmış olacak ki yüzünü kaşıyıp yeniden yattı. Yataktan kalkarak askısı düşen bluzumun askısını yukarı kaldırıp parmak uçlarımda kapının oraya ilerledim. Kapıyı açıp dönüp uyuyan koca adama baktım. Masum bebekler kadar mışıl mışıl uyuyordu. Görüntüsü beni gülümsetirken çıkıp kapıyı arkamdan kapadım. Hemen kendime ait olan yan odaya girdim. Üzerimi değiştirip beyaz gömlek ve siyah dar paça pantolonumu giydim. Tam kapıdan çıkıp aşağı inecekken Damla'nın sesini duydum. Beni görmemesi için ona yakın olan odaya girip kapıyı aralık bıraktım.

"Tamam... Buraya gel, fazla uzaklaşamam. Çok önemli..." sesler git gide uzaklaşırken benden, odadan çıkıp peşine düştüm. Tahminime göre Ethan ile anlaşma yapmak için gidiyordu. İyi ki akşam bizde kalmışlardı yoksa şuan ne haltlar döndüğünü çözemezdim.

Kapüşonunu kafasına geçirip kapıdan çıktığında hemen arkasından bende çıktım. Kapıda korumalar değişim için birkaç saniye ortadan kaybolmuşlardı. Yangın merdivenlerinin oraya gidince demir kapıyı açıp gözden kayboldu. Birkaç saniye bekledikten sonra bende kapıyı açıp aşağı baktım. Ama onu göremedim. Koşarak demir paslanmış merdivenlerden inerken ter içinde kalmıştım. Arka sokağa bakan tarafta, dönerek etrafımda onu aradım. Gür, siyah, parlak saçlı kuzenimin köşeyi dönüşünü görünce koşarak o tarafa gittim. Arka sokaklardan birine korkusuzca giriş yapmıştı. Onun bu özelliklerine hayrandım doğrusu. Aramızdaki mesafe azıldığından tempomu düşürdüm. Telefonu çaldığında durunca bende durdum.

"Efendim... Tamam... Bekliyorum..."kısa ve net cevapların ardından çöp kutusunun arkasına saklandım Damla görmeden. Gelecek kişiyi bekliyordu. Ayak sesleri duyduğumda başımı biraz daha öne uzattım. Ethan'ı görünce gözlerimi devirdim. Tam tahmin ettiğim gibiydi. Ethan yüzünde gülümsemeyle yaklaşırken, görüş açım sebebiyle Damla'nın mimiklerini seçemiyordum.

"Merhaba."

"Merhaba."diye karşılık verdiğinde Ethan, Damla'ya bir adım attı. Damla ellerini giydiği deri cekete soktuğunda, hafif rüzgârdan dolayı bende ürperdim.

"Beni buraya çağırma sebebini merak ediyorum doğrusu."Ethan'ın şimdi yüzü biraz somurtuktu. Damla'nın, Robert'e âşık olduğunu bile bile onunla olma isteği tuhaftı açıkçası.

"Seninle bir anlaşma yapmak için buradasın ve inan bana karlı bir anlaşma olacak."

Ethan tek kaşını kaldırarak Damla'ya baktı. Elini devam et dercesine salladığında, "Kurt olmaya karar verdim."dediğinde Damla, nefesimi tutup Ethan'a baktım.

AvcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin