Final Part 2

1.7K 79 7
                                    

Ayza;

Gün geceye karışırken bulmuştular birbirlerini. Bir intikam uğruna şekillenmişti yollarının kaderi. Attığı her adımda onu karşısında görmüştü. En sonunda sevgisine, sevgisiyle karşılık verecek kadar Ayza'yı kalbine aldırmayı kabullenmişti. 5 sene geçmişti her şeyin üzerinden. Kocaman senelere çok şey sığdırmıştı. Alex istikrarlı tutumunu elden bırakmadan Ayza'yı sevmişti. Asla ona aşık olduğunu dile getirmeden ki Alex gerçekten Ayza'ya delice, tutkuyla bağlıydı. Aşk'ın yerini bağlılık alınca işler sarpa sarıyordu.

Bir kadın aşkla severken, adamın sevgiyle bağlı olması işleri zorlaştırıyordu. Kadının elde tutması zorlaşıyordu. Her dakika adamın başkalarına gideceği düşüncesi beynini kemiriyordu. Ne olursa olsun, adamı tutmak için elinde her şeyi yapardı. Yapmamış mıydı? Babasını bırakıp Alex'e gitmiş, annesini ziyarete gitmeden önce Alex'e tutunmuştu. Damla'yı bile bu yüzden görmezden gelen kızdan ne beklenirdi? Ve bunlara rağmen bencillikleri adam görmemezlikten gelmişti. Ayza'yı bırakıp gidebilirdi. Başka kızların kucak açacağı adam alışkanlığını bırakamamıştı. Sevmişti. Ailesinden sonra, ailesini öldüren adamın kızını çok sevmişti. Denizdeki flamaların rüzgâr çıktığında doğru yolu göstermesi gibi, kalbi doğruluğunu kanıtlamıştı. Ne gerek vardı aşka? Seven insanda mutlu olamaz mıydı?

Beş sene önce annesini bir kez ziyarete gitmişti. Babasının ölümünden ötürü annesi zayıflamış, yüzünde kırışıklar daha çok artmış, saçlarının beyazları çoğalmıştı. Kızını görünce ne sevindi, ne de üzüldü. Hissizlik içinde kapıyı açıp kızını buyur etmişti. Ayza da annesine mesafeliydi. Babasının ölümü herkesi değiştirmişti. Onun kızgınlığı annesinin ondan sakladıkları, annesinin hissizliği kızına kıyamadığından geliyordu. Sevdiği adamla mutlu olmasını isterken, babasının katilleriyle bir arada yaşamasına anlam veremiyordu. Annesinin sorusu neden olmuştu. "Neden babanın katilleriyle birliktesin?"Ayza dudaklarını yalayarak annesine, "Onlar benim ailem. Üzgünüm anne ama artık yalanların içinde yaşamak istemiyorum."diyerek kapıyı çarpıp çıkmıştı. Böylece anne ve kız birbirlerini tamamen silmişti. Zaten Ayza'nın doğmasının sebebi Kemal için değil miydi? Kemal gidince kızının anlamı kalmamıştı.

Ve o gece Ayza, Damla'nın omzunda sarsılarak ağlarken aynısını Damla için yapmamıştı. Damla bebeğinin acısını yaşarken yan odada o geceleri Alex'e sarılıp uyumuştu. Damla'nın ağladığı geceler Alex abi göreviyle acısını paylaşmıştı. Acısını anlayan tek insandı. Ayza babasını çok sevmediğinden, kaybettiği için üzülmediğinden sevdiği birini kaybetmenin ne demek olduğunu bilmediği için acısını anlayamamıştı. Damla gece ateşi çıktığında tek o zaman yanına gitmiş, yanı başında durarak ateşini düşürmek için sabahlamıştı. Bunu Damla hiç bilmedi. Gerçi bilse ne değişebilirdi? Acısında yanında olmayandan, sevincinde de olmasını istemezdi. İstemedi de.

Damla'nın gidişinin üzerinden Ayza ile Alex sade düğünle evlenmişlerdi. Alex'in isteği üzerine evde küçük kutlama yapılmıştı. Ayza üzerine beyaz uzun önü kalp şeklinde gelen inci işlemeli elbisesini giyip saçlarını dalgalı bırakarak güzelliğini ortaya sermişti. Alex siyah takımının içine giydiği beyaz gömleğiyle çok yakışıklı olmuştu. Robert ise bütün gece kendi görkemli düğünlerini hatırlayarak sarhoş olup bir köşede sızıp kalmıştı. Robert kendini kadınların kollarında kaybetmek istedikçe olmamış sadece Damla'yı aldattığı süsünü vermişti. Alex ve Ayza'ya bile söylemeden gerçeği.

Çok geçmeden rutin hayatlarına uyum sağlamışlardı. Ayza okulunu bitirmek için okul ve ev arası yapıyordu. Alex ise okulu bırakıp şirketin başına geçmişti. Evliliğinden pişman değildi. Şikâyetçi değildi. Karısını delice seven adamdı ama âşık değildi. Her seven âşık olacak diye zorunluluk yoktu ki. Yeni hayatına böylece uyum sağlamış oldu.

AvcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin