Multimedia: Elvis :) Umarım olmuştur keyifli okumalar :)
Sorguluyoruz. Nedenini bilmeden. Bir yola giriyoruz önümüzü görmeden. Dağları arşınlıyoruz karın kalınlığını hesaplamadan… Bende bir işe giriştim. Ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış hesaba katamadan. Bodoslama daldım. Belki, keşke, lakin bunlar hep başlardaydı. İlk defa bir cümlesinde umudumun ışığı oldu. ‘Sanırım.’ Onun için çok büyük bir olaydı. Ağzından çıktığında kendisi yerle bir olup daha fazla duramamış gitmişti.
Biraz daha oturdum. Dışarıda hava karardı. Gözlerimdeki ışık, sokakların aydınlığından kat be kat fazla arttı. Işık kümesi olsaydım evin değil, bütün şehrin aydınlanmasına yardım ederdim. Nora’yı kıskanmam için sebep, sonuç, neden ortadan silgiyle silinmişti. Göğüs kafesime aşırı mutluluk doluyordu. Saçma sapan gülüp, sevinçle dans etmek geliyordu içimden.
Ayak sesi duyunca başımı omzumun arkasından arkama çevirdim. Robert kan çanağı gözleriyle koltuğa yayıldı. Ayakkabılarını dahil çıkarmadı. Gözleri kapalı bir şekilde alnını ovuyordu.
Çok hafif öksürdüm. “Şey… İstersen gidebilirim başka bir yere.”parmaklarımı kütlettim. Zaman kazanma şeklimdi bir nevi.
“Gerek yok ve saçmalama Tanrı aşkına!”
“Olanlar için kendimce özür dilerim Robert. Alex beni suçluyor ve bu çok…”sustum. Doğru kelimeyi aradım. Doğrusunu bulamadım. Çünkü yoktu. Yine de kendimce konuştum. “Zor. Benim açımdan hiç bakmıyor olaylara.”
“Haklısın.”gözlerini açıp alnını ovalamayı kesti. Ayakları zeminle buluştu. Vücudunu bana döndürdü. Kıvırcık saçlarını karıştırmak geldi içimden. Robert sıcacıktı. Güler yüzlü, empati kurmasını bilen anlayışlı biriydi. Alex tam tersi bir yapıya sahipken en çok kızların dikkatini çekendi. Kendinden ne kadar uzaklaştırırsa, çabucak onu istiyorlardı.
“Bak Alex zor olaylar atlattı Ayza. Hemen unutması bekleyemezsin ondan. Ki söz konusu ailesi… Gözlerinin önünde öldürüldü ve o bir şey yapamadı. Şimdide intikamını istiyor. Haklı diyemem bu konuda, ama arkasındayım. Çünkü onun sahip olduğu tek ben kaldım.”
“Hayır.”sesim çok yüksek çıktı. Kaşları havaya kalktı. Biraz öne eğildi koltukta. Gergince kıpırdandım. “Nora’yı da önemsiyor.”kendimi katmadım, kendime sakladım. Bu Alex ile kendi aramızda duran sırdı. Bir gün söylediğini kullanmak için benliğimin en üstüne tutturmuştum raptiyelerle.
“Olabilir. Alex demişken; Nora’nın yanında görevi devir aldı. İstersen yanına git.”
“Peki.”dizlerimden yardım alarak kalktım. Ben kalkınca sandalye sallandı. Kolundan tutarak durdurdum. Robert’in önünden geçerken, “Sende biraz uyu.”dedim. Homurdanarak bir şeyler söyledi. Arkama baktığımda koltukta büzüşerek uyuma işlemine girişmişti.
Parmaklarım pürüzlü duvarın üzerinde geziniyordu. Beyaz boyanan duvarlar insanın ruhunu açıyordu. Pütürlü engele takılınca tırnağıma söktüm duvardan onu. İlerledim bir adım daha. O anda açık olan odanın kapısı çarptı gözüme. Sol tarafta kaldığından yatağı görebiliyordum. Nora’nın benden koyu, parlak siyah saçları yastığın üzerine dağılmıştı. Alex onun yakınında oturuyordu. Nora’nın biçimli parmakları, Alex’in kirli sakallarında dolandı. İttirmedi elini. İfadesizce baktı yüzüne.
Azıcık daha yaklaştım. Beni görmemeleri için sindim duvara. Gerçi çıt çıkmıyordu ikisinden. Birinin dokunuşları, birinin gözleri yeterdi. Kıskanmadım demiştim kendime ya yalandı. Delicesine kıskanıyordum. O benim Alex’im olmalıydı. Bendim onun Perhephone’si. Nefes dahi almadan baktım onlara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı
خيال (فانتازيا)O buz mavisi gözleri olan bir Avcı... Ayza ise yalnızlığında kavrulan biri... Onları bir araya getiren Alex'in içinde yanan intikam ateşi... Ayza'nın tek istediği aşktı ve bulmuştu... Alex de, kurtları avlayan aile soyunun gereğini yapan genç bir A...