DİVANE GELİN (BERDEL)

KESİT

Merhaba canlarım ciğerlerim!
Nasılsınız?
Şimdik size söylemem gereken bazı şeyler var tabii ki Divane Gelin okunma sayısından memnunum ama asla yorum gelmiyor.

Öyle olunca da benim yazasım gelmiyor.

Oluyucularıma haksızlık olmasın diye bölüm atıyorum yine de eskiden her iki güne bölüm atardım bazen günde bir attığım da oluyordu bilen bilir...

Emek vererek yazıyorum lütfen karşılığında yorum yapıp oy verin rica ediyorum.

Bölümün yorum sınırı geçilmedi o yüzden paylaşmıyorum ama oy verip yorum yapanlar için ufak bir kesit paylaşıyorum.

İyi okumalar...

                 23. BÖLÜM KESİT

"Ne hoş,"dedi Heja hanım."E o zaman yemeğe kal, Dilara kız."

"Darlama kızı Heja,"dedi Zilan hanım."Belki bir bekleyeni vardır."

"Yok yok,"dedi Dilara atılarak."Ailem şehir dışında ben tek yaşıyorum burada."

"Tamam o zaman kalasın yemeğe."

Öfke saçan gözlerle Bahoz'a baktığımda yıldızları izliyordu. Hain!

"E kalayım madem, kırmak olmaz."

Kalmayı mı seçmişti, o halde ona patronun kim olduğunu gösterecektim. Patronun kim olduğunu gösterecektim.

"Hasibe,"diye bağırdım. Hızla yanıma gelen

Hasibe"Buyur gelin ağam?"diye emirlerimi beklerken.Kızın gözlerinin içine bakarak bir bir sıraladım isteklerimi." Masa buraya kurulsun, altın rengi örtü ve takımlar çıkarılsın, yemekleri fazla ısıtmayın, Fatma ablaya ilet salataya sirke koymasın."

"Emrin olur gelin ağam."

Hızla Zilan hanımın yanına oturarak gözlerinin içine baktığım kadına"Yemekten önce bir şey aklır mıydınız?"diye sordum.

Başını iki yana salladı.

"A a olur mu, bu konağın hanımı olarak size misafirperverliğimi göstermek isterim."

Çalışan kızlara doğru seslendim."Dilara hanıma bir bardak soğuk su getirin."

Dilara'nın yüzü şekilden şekile giriyordu ama bana yapacak başka bir şey bırakmamıştı doğrusu.

Kesit Sonu...

🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤

Bir haberim daha var! Yeni bir hikaye ile döndüm Divane Gelin'e bölüm beklerken okuyabilirsiniz. Daha eğlenceli romantik kıçı kırık ve çatlak bir hikaye bu kez size doğru yola çıktı.

Beni bu yolda yalnız bırakmayın olur mu?

Kitaba profilimden ulaşabilirsiniz 🖤

Sizler için küçük bir kesit paylaşıyorum ve hepinizi bekliyorum!

!Kendinize iyi iyi bakın, hoşçakalın sizi çoook seviyorum!

      

                İSTANBUL HATIRASI

Üzüm gözlerini açıp önümüzde duran un dolu kaptan aldığı bir tutam unu üstüme fırlattı."Hoşuma gidiyor sana ne?"

"Ya dur,"dedim üstüme başıma sinen unu temizleyerek."Yaz dizisi çekmiyoruz aptal,o attığın unun kilosu kaç para senin haberin var mı?"

"Yok."

"Olmaz tabii,"diye böbürlenecektim ki ilahi bir ışıkla aydınlandım."Benim de yok,acaba kaç paradır sahiden?"

"Bilmiyorum ki kanka,dolar da iyice arttı bunun fiyatı da artmıştır."

"Ya kes kes,bana alttan alttan siyaset yapma."dik dik baktım yüzüne."Sen dolarla mı maaş alıyorsun,sana ne?"

"Ben maaş alıyor muyum geri?"
Hazırladığı karışımdan -ki o bu iğrenç şeye kek hamuru diyordu-bir parmak alıp emdi."Dedemin yolladıklarıyla geçiniyorum.Ay bu da bok...Tövbe vallahi iğrenç olmuş..."

"Siyanurü fazla kattın ondandır."Eğilip mor renkteki hamura baktım,
kokusu ziyadesiyle mide bulandırıcı olduğundan tadına bakmama gerek dahi kalmamıştı.

"Ben dedim ama sana salak,keke hiç lahana katılır mı?Pardon,mor lahana.Turşu mu bu ya,of canım turşu çekti."

"Ispanak katılıyor ama,"diyerek karşı çıktı Üzüm sözlerime."Asi ruhum da lahana katmak istedi.Ne var yani dururulamaz bir asiysem?"

"Aynen knk."dedim umursamaz bir tavırla."Aynen."

"Operasyon bu akşam mıydı?"

"Şhh sessiz ol,evet bu akşam."dedim fısıldayarak,yerin kulağı vardı.
"Mahallenin alt tarafindaki salonda düğün var,herkes oradayken halledeceğiz."

"Tamam konuşuruz bunu."

"Şu pastacılık oyunun bitse konuşacağız zaten."

Üzüm kek hamuruna bir kez daha bakıp bir şeye benzemediğine karar verdiğinde çöpe boşalttı.

"Gitti unlar,lahanalar,sütler,şekerler
yumurtalar...Babacığımın paracıkları gitti..."

"Yahu ne zırladın,ben sana para veririm."diye konuştu Üzüm,boşalan kabı tezgaha bıraktı."Şunu yıkayıver be bacım."

Elimi gözümün altına götürerek çektim."Pışık!Kızım sen değil miydin hadi kanka kek yapalım çıkan bulaşıkları ben yıkayacağım diyen?"

"Kanıtın var mı?"

Sırıttım.Beni aptal mı sanıyordu?

Telefonumu cebimden çıkarıp son aldığım ses kaydını açtım.Üzüm bana şeytanmışım gibi bakarken aslında aptal olduğumu anladım.

Çünkü gizliden ses kaydı alacağım diye neredeyse bir yerime soktuğum telefondan yalnızca hışırtı ve ne dediği belli olmayan Üzüm'ün boğuk sesi geliyordu.

"Salaksın."

"Biraz..."Telefonu geri cebime tıktım.
"Sana Hz Yusuf gibi bebekleri dile getirtip kanıt sunamam kardeş ama Allah is vaçing."