25. KAĞIT UÇAK

2.2K 121 21
                                    



Herkese merhaba canlar ciğerler!

Kısa da olsa bir bölümle döndüm. Enerjik hissediyorum bu aralar. Merak edeniniz olur mu bilemedim ama sağlığım da şu anlık iyi, daha da iyi olacağım inşallah.

Allah tüm hastalarımıza şifa versin 🙏 bu vesileyle de söylemiş olayım.

Ben yazmayı çok özledimmmmm.

Emeğime karşılık bir yıldızcığımıza dokunalım lütfen... Bol yorum bekliyorum ki okurken eğlenelim ve bilgi sahibi olalım. İlk bölümledeki gibi haşlayadabilirsiniz beni 😂

Ne derler kadı kızında bile yanlış olurmuş....

Neyse.
Daha fazla dırdır etmeden bölüme geçelim, evet.

Keyifli Okumalar....





Sara Dila Koroğlu'ndan...

Bir zamanlar umutsuzluk denen o engin denizin içinde, kara sularda kaybolmuştum. Durup dinlenemeden kaçmaktan başka bir çarem yoktu. Şimdi her şey tekrar mı başlıyordu benim için?

Derin bir nefes alıp odaya geçtiğimde Bahoz yatakta yatıyor fakat gözleri açık bir şekilde tavanı izliyordu.Beyaz saten pijama takımımı alıp hızlıca banyoda üstümü değiştirdiğimde aklım yalnızca o kağıtta ne olduğuyla ilgili fikirler üretiyordu.

Banyodan çıkıp bir an duraksadım fakat yine de sessizce yatağa girip ondan mümkün olduğu kadar uzağa uzandım. Tıpkı onun gibi sırt üstü pozisyonda tavanı izlerken "Dila."diye fısıldadı.
"Buna yüzüm yok elbet ama bir gün beni affedebilecek misin?"

"Hayır,"dedim hiç düşünmeden."Bazı hataların affı yoktur Bahoz."

"Af yok."dedi ve sanki bunu bana değilde kendine anlatıyor bir emir almış gibi başını sallıyordu."Ya unutmak var mı?"

"Zaman siler derler ya silmiyor iz kalıyor."

O an odanın kokusu böyle acı bir tat verdi sanki, ikimizinde boğazı kurudu.Nem çekilmiş gibiydi.

"Ben zamana bırakamam."dedi fısıltıyla. Duymadığımı sanmıştı ama duymuştum. Gözlerini yumdu ve yavaşça arkasını döndü.

Gözlerimi yumdum ve arkamı döndüm.
Güneş aheste aheste yükseldi Mardin semasında.,

Onun uyumadığını biliyor, seziyordum.Ama benim uyuduğumu düşünüyordu çünkü konuşmamızdan sonra hareket etmemiştim.

Yataktan kalktı.Sırtı bana dönükken camdan sızan ışığa doğru bakıp"Bismillah,"diye fısıldadı.Uzunca dışarıyı izledi hareket etmeden.

Sonunda ayağa kalktığında yavaş ama sert adımlarla yürüdü.Kapalı gözlerimin üstüne düşen gölgesi kalbimin ritmini hızlandırırken gözlerinin yüzümde dolandığını biliyordum.
Eğildi ve yüzüme çarpan nefesi içimde bir kasırgayı alevlediğinde"Günaydın,"diye fısıldadı."Uyuyor musun yoksa uyanık mısın biliyorum ama benim bunu söylemeye senin de duymaya ihtiyacın var."

Gözlerimi sımsıkı yumup dudaklarından dökülecek olan sözlerin kalbimi deşmesini bekledim."Agir ketiye,"dedi tek nefeste.
"Yardım et be insafsız."

Gözlerimi açmadım.

"Bana hiç yardım etmiyor mavi gözlerin, aksine düşman gibi yakıyorlar. Mavi hiç bu kadar yakar mı Dila?"

Nefesim kesilecek sandım.

"Beni affetmen için önünde diz çöküp bacaklarına sarılarak ağlamak isteyen bir çocuk var sanki içimde. Senden af dilerken hıçkırarak ağlayan o çocuğun alnına silah dayayan o adam da bana uzak değil. Çimde, orada duruyor.
Tehditkar namlusu soğuk.Ben ölümden korkuyor değilim de..."

DİVANE GELİN (BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin