Herkese Merhaba,Napıyorsunuz canlarım ciğerlerim,
Ben yazmayı da sizi de özlüyorum açıkçası.
Ve ve ve bölümü de hızlı yazdım size çabuk ulaşsın diye de kontrol etmeden atıyorum yazım yanlışları bol bir bölüm maalesef ama idare eder. 😅😂
Yıldıza Dokunmayı ve bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?
Ve bir de...
Ben yazıp ağlarken hep içimdeki çıralarda dışımdaki törelerde bilemezsin nerelerde, nerelere buldum seni.... Diyen şarkı ile beraberdim.Bence sizde okurken dinleyin.
Büyülü bir şarkı.
Bizim için yazlımış gibi.
Aytekin Ataş / Şahdamar
Keyifli Okumalar....
Bahoz Koroğlu'ndan...
Bir kalbim vardı.
Bunu biliyordum.
Atışını ansızın nabzımdan takip edebiliyor, hızlandığında bedenime yayılan o adrenalini iliklerime kadar hissediyordum ama o kalp denilen şey asıl yapması gereken şeyi yapamıyor, sevemiyordu.En azından olması gerektiği gibi.
Kırmadan, dökmeden ve acıtmadan.
Ben severdim, çok severdim sorun burada değildi. Sorun severken kırıp parçalamamdı. Bir canavar gibi. Ben bir canavardım ve hayat masallarla aynı olmadığı için güzel beni iyileştirip prense dönüştüremezdi.
Bir canavar olarak kalacaktım, daima....
Yine de tüm bunlara rağmen Mardin semasına doğan güneş gibi içimi ısıtan bir şey vardı karşımda. İçime işleyeni koruma iç güdüsü ile yanıp tutuşturan bir şey...
Dila.
Kirpiklerinden saçlarının savruluşuna dek ezerlemek istediğim ama bakmaya kıyamadığım o kadın.Kıyamamak...
Bunu yüksek sesle söylesem kendim ile aşay ederdim herhalde. Ben Dila'ya hayatının en kötü anlarını yaşatmış o adamdım.Siktiğimin Botan'ından farkım yoktu.
Benden kaçması gerekiyordu.Bırakamıyordum.
Kendimi önde tutamayacak kadar onu seviyor, onu kendime saklayacak kadar da bencillik ediyordum. Beni affetmeyecekti biliyordum.
Ama yine de içimde bir yerde bir günn beni affedebilmesi umudu ile kavruluyordum.
Bu öldüren, yok eden ve içten içe yakıp kavuran bir arzuydu.Aklım karışıyordu.
Hayır ciddiyim, son zamanlarda durmadan aklım benimle oynuyordu.
Bu içimdeki duygu beni aklımla tehdit ediyordu.Çok dengeizdim, anlık unutkanlıklar da cabasıydı fakat en kötüsü de son zamanlarda ğpeşimi bırakmayan kabuslardı.
Onu görüyordum sonra eskiden gelen o hayaleti.Ansızın Lorin kayboluyordu rüyalarımda ya da korktuğum tüm gerçekler yüzüme Dila tarafından birer tokat gibi çarpılıyordu.
Bize ait olan uçağın pistte hazır olduğunu görüdüğümüzde babam bakışlarını bana çevirip"Oğul,"diye konuştu şüpheci tavırlarla."Geçen gün odana geldiğimde çok dalgındın bir derdin mi var?"
Başımı iki yana salladım.
"İyiyim baba,"dedim hiç şüphesiz çıkan sesimin içinde kaygı vardı ama babam bunu anlayamazdı."Hadi, uçak hazır."
Sara Dila Koroğlu'ndan....
Kalbimin gümbürtüsü, kulaklarımdaydı.
Roz telaşlı gözleriyle beni izlerken bir kez daha"Hayır,"dedim korkuyla."Ona bir şey olmasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİVANE GELİN (BERDEL)
RomantizmKoroğlu soyunun biricik kızı Yasemin, bir marangozun oğluna sevdalanır. Yasemin ve Ahmet... Bu iki aşık ölmesin diye Ahmet'in reşit olmayan kardeşi Rojda'yı Yasemin'in küçük abisine isterler. Hayat o an durur Dila için. İki kardeşini de kurban ver...