Changbin'in söylemiyle herkes ona dönmüştü. Chan ayağa kalktı ve şöyle söyledi:
"Üzgünüm Changbin, sana karşılık veremeyeceğim çünkü benim zaten bir sevgilim var."
Chan bu sefer şaşırtmıştı. Kimse sevgilisi olduğuna inanmamıştı çünkü sevgili yapabilecek biri değildi. Sonrasında I.N'in elinden tuttu ve söyledi:
"Jeongin, benim sevgilim."
Changbin duyduğu cümleyle yerine oturdu. Kafasını kollarının arasına aldı ve düşünmeye başladı. Neden böyle olduğunu düşünmeye başladı...
O sırada I.N ve Chan ilişkilerini açıklamanın verdiği mutluluk ile komutanla konuşuyorlardı. Daha sonra komutan Changbin'in omzuna dokundu ve şöyle söyledi:
"Takma kafana Seo. Bir ara yanıma gel de seninle bir kahve içelim."
Changbin hâlâ düşünüyordu. Komutanın ne dediğini bile anlamamıştı, hatta duymamıştı. Komutan üssü terk ettikten sonra herkes kendi odasına dağıldı. Changbin ne duruşunu ne de düşüncelerini değiştirmemişti. Hâlâ aynı yıkılmışlıkla oturuyordu.
«Seo Changbin»
Düşündüm. Küçüklüğümden beri yaptığım şeyi yaptım. Belki de ağladım, belki de delirdim. Ben buna alışkındım bu yüzden üzülme yetimi kaybetmiş gibiydim.Çocukluğuma indim, babama onu sevdiğimi söylediğim gün, beni istemediğini söylemişti. Sevgim onu rahatsız ettiği için bir daha asla söylemedim kimseye birini sevdiğimi.
Sonra bir gün cesaretlendim. Lisede bir çocuktan hoşlanmaya başladım. Sıra arkadaşım olduğu için biraz korkuyordum ama yine de söyledim:
«YJ-CB»
"Yeonjun, nasılsın ?"
Yeonjun kafasını kitabından kaldırıp bana baktı, gülümsedi ve şöyle söyledi:
"İyiyim binnieee, sen nasılsın ?"
Bana gülmesi içimi aydınlattığında sanki cennette gibi hissettim kendimi. Daha birkaç ay olmasına rağmen benim kalbimde büyük bir yere sahipti. Onu üzmek ya da kırmak istemiyordum bu yüzden nasıl sormam gerektiğini kurmuştum kafamda. Sonra tüm cesaretimi topladım ve söyledim:
"Yeonjun, son zamanlarda sana karşı boş değilim. Sanırım sana aşık oldum ve bunu kendime bile itiraf etmekte zorlanıyorum. Sensiz bir gün geçirdiğim zaman bile boğuluyormuş gibi hissediyorum. Seni seviyorum, sen de beni se-"
Yeonjun sözümü bitirmemi beklemedi ve gülerek konuştu:
"Ben de seni seviyorum Changbin. Seni gerçekten çok seviyorum."
İşte o an Dünyalar benim olmuştu. Hemen Yeonjun ile birlikte sınıftan çıktım ve ona sarıldım. Biri beni seviyordu. İnanılmaz bir olay gibiydi. Sevmek ve sevilmek hepsi aynı anda beni bulmuştu. O günden sonra tüm hayatım değişmişti.
«31.12»
Yeonjun ile birlikte kar yürüyüşü yapmaya karar verdik. Onu evden almaya giderken yolda birisi gözlerimi kapattı ve sordu:"Ben kimim ?"
Ses tonundan tanımıştım onu:
"Seni eve almaya geliyordum Yeonjun, neden erken çıktın? Hasta olabilirsin."
Yeonjun gülerek sordu:
"Hasta olsam bakmaz mısın ?"
Ona sarıldım ve şöyle söyledim:
"Bakarım, hem de seve seve bakarım."
O gün onunla birlikte bir mahalleye girdik. İlkokul çocukları ile kartopu savaşı yaptık. Sonrasında bizim evin önünde bir kardan adam yaptık, şapkamı ve atkımı kardan adama verdiğimde Yeonjun kendi şapkasını çıkartıp başıma taktı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete
FanfictionBTS adındaki çete uzun süredir şehrin huzurunu kaçırıyordu ve herkes onlardan şikayetçiydi. Yeni kurulan asker timi SKZ'in ise tek bir görevi vardı: BTS'i çökertmek