Çete

22|Ölümler Ve Kayıplar

<BTS-Yoongi>
Evde sadece kendisinin olmadığını biliyordum. Bugün Jimin'i kurtarırken ya tarih yazacaktım ya da tarih olacaktım. Evin önüne geldiğimde kapıyı tekmeleyerek bolca ses çıkarttım ve kapı açıldı:

"NE OLUYOR BE !"

Kapıyı o açmıştı. Beni gördüğü an yüzünü kapatmaya çalıştı ama ben her şeyi biliyordum:

"Ben bunu yedim mi sence ha ! Ölmediğini biliyordum Iron. Jimin'i hâlâ sevdiğini biliyordum."

Iron beni içeriye aldı ve silahımı elimden almaya çalıştı. Bunu başaramadığı anda ona silahın arkasını gösterdim:

"Bak bu silah senin silahın, sana özel yaptırdığımız silah. Şimdi bana Jimin'in yerini göster yoksa seni bu silahla gebertirim."

O sırada arkamdan önüme uzun ve kalın bir halat geldi. Kollarım bağlanmıştı. Koltuğa oturdum ve bağlanmayı bekledim. Iron üst kata çıktı ve Jimin'i getirdi. Jimin'in üzerinde hiçbir şey yoktu, altında ise minicik bir şort vardı. Beni göremiyordu çünkü gözleri kapalıydı ve onun kucağında geliyordu. Çırpınıyor ve inmek istiyordu, sesi ağlamaklı çıkıyordu:

"Yalvarırım bırak beni, seninle beraber olmak istemiyorum lütfen."

Yalvarıyordu, benim sevgilim zorla onu isteyen bir adama yalvarıyordu. Şalterlerim atmıştı, Iron bugün benden sağlam bir dayak yiyecekti:

"Jimin'i dışarıya bırak, bizimkilerin yanına gitsin. Meselemizi kendi aramızda halledelim."

Jimin benim sesimi duyduğu an ellerindeki kelepçeden kurtulmak için çabaladı. Ağzından ise tek bir cümle çıkıyordu:

"Yoongi, lütfen beni kurtar."

Sesi gerçekten yardım istiyordu. Ellerinde kelepçe olması, gözlerinin bağlı olması, sadece bir şortla duruyor olması, her şey o kadar aynıydı ki...

Iron biliyordu, her şeyi biliyordu ve bildiği için de böyle yapıyordu:

"Şu sikim sonik geçmiş oyunlarını bir köşeye koy. Beni böyle vurabileceğini mi sanıyorsun !"

Iron gülüyordu, beni böyle vurabileceğini sanıyordu çünkü beni böyle vurabilirdi. İki tane katlanamadığım şey vardı. Biri geçmişim, diğeri ise Jimin'e yapılan şeyler:

"Min Yoongi, ezik ruhun her zamanki gibi belli oluyor. Şimdi Jimin'i şu aptal sandalyeye bağlayacağım ve gözü kapalıyken birimizi seçmesini isteyeceğim. Beni seçerse benim evimde kalacak, seni seçerse seninle gelecek, ikimizi de seçmezse elimdeki silahı beynine doğrultup onu öldürürüm."

Seçim yapmak bana düşmeyecekti. Jimin ile konuşmak için Jimin'e yöneldiğim esnada Iron beni durdurdu ve:

"Ona dokunmayı aklından bile geçirme. Seni öldürürüm !"

Beni tehdit ediyordu, Jimin benim sevgilimdi ve sanki kendi sevgilisi gibi davranıyordu:

"Jimin, seçim senin olacak. Sana söz veriyorum istemediğin hiçbir şey olmayacak bebeğim."

Iron, Jimin'in sağına geçti beni de soluna itti. Omzumun hafif hafif sızladığını hissediyordum. Elimle omzumu yokladığımda elimin kanlanmış olduğunu gördüm. Bunu çok umursamadan Jimin'i dinlemeye başladım:

"Kalbim her daim Yoongi hyung için atacak, Yoongi hyung beni sevse de sevmese de onun için ölebilirim bile. Beni sevdiğini asla düşünmüyordum, onun çocukken neler yaşadığını bile bilmiyorum ama ondan deli gibi hoşlanıyorum. Ona karşı olan çekim kuvvetimi durduramıyorum. Eğer şimdi Yoongi hyung'u seçemezsem kendimi ömür boyu affetmem bu yüzden ikinizi de seçmiyorum."