Kimi seçeceğimi bilmiyordum. Kalbim iki taraf için de atıyordu. O sırada Namjoon'un ağzını açtılar ve:
"Jin, kendini zorda hissetme. Onları seçebilirsin, hiçbirimiz sana kızmayız."
Onun böyle demesi daha çok kafamı karıştırırken içeriden diğerleri geldi. Hepsinin başlarında silahlı adamlar vardı ve silahları bizimkilerin kafasındaydı. Jungkook korkuyla Tae'nin yanında durarken Yoongi kendini kasmaya başlamıştı:
"Ne yapacaksınız onlara neden silahlar var, neden bağlılar ?"
Silahlı adamlardan biri havaya 4 el ateş attı ve sonra silahı Namjoon'un kalbine koydu. Kalbimin yavaş yavaş durduğunu hissettiğim an:
"Ya çocuklar ölecek ya da arkadaşların ölecek. Hangisi daha değersiz ? Seçim senin."
Ellerim titremeye ve gözlerim seğirmeye başlamıştı. Namjoon kalbine silahı tutan adama şöyle dedi:
"Onu buraya alın, başka biri seçim yapsın. Lütfen."
Silahı tutan adam silahla Namjoon'un kalbine sert bir darbe verdi ve:
"Onun seçemeyeceğinden eminim."
Evet, haklıydı. Ben bu seçimi yapamazdım çünkü ben de en yakın arkadaşımı böyle kaybetmiştim.
<Geçmişten Kesit>
"HADİ JİN ! SEÇ ARTIK"Seçersem biri ölecek ve biri de benimle olacaktı. Ya Lisa ya da Namjoon'u seçmem gerekiyordu. Biri kalbim biri kardeşimdi. İkisini seçmek çok zordu.
"Beni öldürün, ikisi de kurtulsun. Olmaz mı ?"
Adam hayır anlamında başını salladı ve:
"Yeter be ! Seni mi bekleyeceğiz. Öldürelim birini gitsin."
Ona hayır diye bağıracağım esnada silahı kardeşim Lisa'nın kalbine doğrulttu. Tetiği çekti, tam sıkacağı sırada:
"Bu kız da güzelmiş, arka tarafa gönderelim. İşimizi halleder öyle göndeririz yanına."
Kalbim duruyordu, kardeşimi kurtaramıyordum. Ya ölecekti ya da ömrü boyunca travmasını yaşayacağı bir durum olacaktı. Lisa'yı içeriye götürdüklerinde fısıldadım:
"Namjoon."
Sesimi duymuş olmalılar ki hemen içeriye haber gitti. Sonra bir silah sesi duydum. Namjoon bacağından vurulmuştu. Lisa'nın sesini bile duymamıştım. Onu benim yüzümden öldürmüşlerdi.
<ŞİMDİKİ ZAMAN>
"HADİ RJ ! SEÇ ARTIK."Resmen dejavu yaşıyordum. Çocukların yavaş yavaş bağırdıklarını duymaya başladım:
"Bizi kurtar lütfen bizi seç."
Namjoon ağlıyordu, benim seçemeyeceğimi biliyor ve anlıyordu. Diğerlerine baktığımda sadece Yoongi ile göz teması kurabildim. Gözleri pişmanlık hissi ile boğuşuyordu. Namjoon son cümlesini söyledi:
"Beni bir kere kurtardın, ikinci kez kurtarmana gerek yok Jin. Çocukların bizden daha çok yaşayacak zamanı var. Onları seç."
Her şey aynıydı. Çocuklara baktığımda hepsinin yorgun, bitkin ve mutsuz olduğunu gördüm. Onları kurtarmak istiyordum.
Bizimkilere baktığımda hepsinin yüzünde bitkin ve pişman bir ifade vardı. Onlar benim hayatımdı yani onları kurtarmayı da çok istiyordum.
"Namjoon."
Yine fısıldamıştım. Çocukların duyup üzülmesinden korktum belki de ? Benim fısıldamamı duyan adamlar bizimkilerin elini ve ağızlarını çözdüler. Tüm silahlar çocuklara çevrildi ve o an sonum geldi.
Çocuklar bağırdılar ve silah sesleri patladı. Gözümün önünde hepsi ölmüştü. Ayakta duracak hâlim kalmadı ve yere düştüm. Ellerim titriyor, gözlerim bir daha asla açılmayacak gibi hissettiriyordu. Nefes alamıyordum. Resmen ölmüştüm. Namjoon'un yanıma koşuşunu duydum bana bağırıyordu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete
FanfictionBTS adındaki çete uzun süredir şehrin huzurunu kaçırıyordu ve herkes onlardan şikayetçiydi. Yeni kurulan asker timi SKZ'in ise tek bir görevi vardı: BTS'i çökertmek