16|Osaka

53 8 1
                                    

"Beni hâlâ sevdiğini bilmiyordum Han. Bilseydim..."

Susmuş olması Jisung'u sinirlendirdi ve:

"Bilseydin ne !"

Minho cevap vermedi, yalnızca Jisung'a öpücük attı ve:

"Sevgilerimle LeeMinho."

Ona baktı ve şaşkınlığını saklayamadı. Minho kalktı ve o sırada helikopter iniş yaptı. Herkes aşağıya inip Chan'dan emir beklemeye başladılar:

"Bir araba kiralamışlar, plaka tespit edildi. Gittikleri yer bulunduğu an yola çıkacağız."

Hepsi haber beklemeye başladılar. O sırada herkesin rolü değişmişti. Jisung utancından Minho'ya bakamadı. Minho ise başını bir santim bile oynatma gereksinimi duymadan Jisung'a bakıyordu. Bunu fark eden Seungmin Jisung'un yanına gitti ve:

"Ateş şimdi harlandı."

<BTS>
Galeriye geldiklerinde ufak bir inceleme yaptılar. Yoongi bu planda sebepsiz bir şekilde güvende olmadıklarını düşünüyordu. Her şey yoluna girdiği an içeriye girdiler. Galeri sahiplerinin olmadığını fark ettiler ve arabalara vurmaya başladılar. Bunun üzerine galeri sahipleri geldi ve:

"N'apıyorsunuz lan ?!"

Bağırmalarının üzerine Yoongi silahını çıkartıp adamın kafasına tuttu. Adam korkuyla geri çekildi ve Yoongi:

"Çocuklara yemek vermeyip o parayla galeri açtın demek he ? Sonra da tüm çocukları öldürdün."

Galeri sahibinin yüzünde korkutucu bir gülümseme oluşmuştu. Gülümsemenin ardından:

"Demek yurduma gelen sizdiniz. Lütfen sonraki sefer sadece biri dışarıda kalmasın. Seçim yapmak çok zor oluyor."

Yoongi sinirlendi ve adamın kafasına silahla vurdu:

"Hepimiz varsak her şeyin üstesinden geliriz. Bir kişi bile eksikse o zaman canımızın bir önemi kalmaz. Birimize bile zarar verirsen seni öldürürüm."

Adam saatine baktı ve sonra kapıyı gösterdi:

"Kore polisi tam da burada."

Hepsi dışarıda Tim'i görmenin stresiyle ne yapacaklarını bilememişti. Yoongi adamı rehin aldı ve kapının önüne çıkarken sol omzundan vuruldu. Elindeki silah yere düştüğünde Jimin koştu ama yetişemedi. Mermi onun belini sıyırdı:

"Jimin, aptal mısın sen ? Beni kurtarmayacaksın, kendi canını kurtaracaksın."

Alt katta sadece Jimin, Yoongi ve Namjoon vardı. Namjoon koşarak üst kata çıktığında Jimin Yoongi'ye sarıldı:

"Böyle öleceğimizi hiç düşünmemiştim. Bak her yerimiz cam. Şu an ikimiz de cam kenarında yatıyor olabiliriz hyung."

Galeri sahibi adam silahı Jimin'in kalbine dayadı ve:

"Min Yoongi, seni tanıyorum. Bizim alemlerde adın çok geçiyor. Bu tatlı adam senin sevgilin sanırım ha ? Bence yanlış düşünmüyorumdur."

Yoongi sinirle tısladı:

"Ona zarar verirsen seni öldürürüm."

Adam silahı Jimin'in kalbinden çekti ve Yoongi'nin kalbine dayadı. Jimin'e ayağa kalkmasını söyledi ve:

"Benim kurumuş ve ince dudaklarımı kalın dudaklarınla beslersen onu öldürmem. Benimle öpüşmediğin sürece sevgiline veda et Jimmy."

Yoongi ayağa kalkmaya çalıştı ama bacağından da vurulmuştu. Tek yapabildiği şey Jimin'e bağırmak oldu:

"Jimin, bırak öleyim. O adamı gözlerimin önünde öpersem zaten ölmüş olacağım."

Jimin korkmaya başlamıştı. Adam tetiği çektiğinde onun dudaklarıyla kendi dudaklarını birleştirdi. Bunu yaptığı sırada Yoongi'nin acı dolu inlemesini duyuyordu:

"YAPMA DEDİM SANA !"

Jimin dudaklarını çektiğinde adam Yoongi'yi kalbinden vurmaya çalıştı. Yoongi mermiyi yediği an koşarak galeriden çıktı.

Yoongi son nefeslerini verirken Jimin başında bekliyordu. Hoseok aşağıya indi ve mermilerin geldiği yerleri arabalarla çevreledi. Yoongi'ye steril bir ortam hazırlayamazdı.

"Hyung, biraz sakin ol seni kurtarmaya geldim. En azından birkaç saat dayanabilirsen seni kurtarırız."

Yoongi birkaç saat bile dayanamayacak gibiydi. O sırada dışarıdan bir polis sesi duyuldu:

"İçerideki yaralıyı tedavi etmemize izin verin. Onu tedavi edip alalım, diğerleri gidebilir."

Namjoon üst kattan indi ve:

"Lider olarak bu teklifi kabul etmiyorum."

Yoongi nefes almakta güçlük çekiyordu ama Kore polisine verilse bile orada uzun süre kalmayacağını bildiği için:

"Kabul ediyorum, ben ölürsem sizi kim koruyacak ?"

Sonrasında içeriye Seungmin ve Hyunjin adlı iki tane polis girdi. Yukarıdakiler aşağıya inmezken Jimin ve Yoongi'yi tedavi etmeye başladılar. O sırada Hoseok da yukarıya çıktı. Namjoon ise Yoongi'nin silahını eline aldı ve eli titreyerek polisleri tehdit etmeye başladı:

"Onlara, özellikle de şu yaşça büyük olana zarar verirseniz sizi bulurum."

Hyunjin, Namjoon'a döndü ve küçümser bir gülüş attıktan sonra:

"Önce silahı tutmayı öğrensen iyi edersin. Elin böyle titrerken bizi değil çete arkadaşlarını vurman daha muhtemel."

Namjoon onlara hiçbir şey söylemiyordu. O sırada sarı saçlı olan telsize konuştu:

"Hwang Hyunjin, tamam. Bir tanesinin bilinci hâlâ açık, diğerinin bilinci kapanmak üzere omzu, bacağı ve göğsünde mermi izleri var. Acilen ameliyata alınmazsa işler çok kötü olabilir."

O sırada telsizden farklı bir askerin yani Changbin'in sesi geldi:

"Ben Seo Changbin, tamam. Hastaları ambulansla almamız lazım. İsim ve soyismini öğren."

Yoongi başını olumsuz anlamda söyledi. Jimin'in ağzını açmış olduğunu görünce:

"Park Woo, yanımdaki. Onu tedavi edin. Ben ölsem de sorun yok."

Jimin başını hayır anlamında sakladı ve:

"Ya ikimizi de tedavi edin ya da ikimizi de ölüme terk edin. Birimizi alamazsınız."

Hyunjin sinirle elindeki eldivenleri çıkartıp yere attı. Telsizin öbür ucundaki Changbin ile konuşmaya başladı:

"Hwang Hyunjin, tamam. İkisi de ismini vermeyi reddediyor. Ya ikimizi de isimsiz alırsınız ya da ikimizi de ölüme terk edersiniz diyorlar."

O an ikisi de birbirine baktılar ve Hyunjin'in onları tedavi etmesi için dua etmekten başka bir çareleri kalmadığını fark ettiler. Hyunjin onlara tekrar adlarını sordu ve birbirlerine bakıp aynı anda birbirlerinin adını söylediler:

"Min Yoongi."

"Park Jimin."

İkisi de birbirlerinin adını söylemiş olmanın verdiği cesaret ve korku ile gülümsediler. İçeriye gelen sedyeler ile ambulansa alınırlarken Hyunjin'in sesi duyuldu:

"Bu iki iti de atın içeriye, kötüye bir şey olmazmış."

O sırada inanılmaz yüksek bir ses duyuldu. Yine bir silah sesiydi bu. Namjoon'un elinin titreyerek tuttuğu silahın içinden çıkan mermi Asker Hwang Hyunjin'i vurmuştu.

Galerinin içerisinden silah sesinden bile daha yüksek bir haykırış geldi. Bu ses Namjoon'a aitti. Hyunjin hissettiği sızıya rağmen tepki vermezken Namjoon çok korkmuştu. Bunun sebebi ise geçmişinden kaynaklanıyordu...

•~_________________________________~•
Selam aşklarımmmmm, bir bölümün daha sonuna geldik. Biraz hatta baya kısa bir bölüm olduğunun farkındayım. İlerki bölümler de bu uzunlukta olacak gibi görünüyor. Sonraki bölüm perşembe günü sizlerle olacak. Bölümü beğendiyseniz yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. Sizi seviyorum ✨✨

ÇeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin