10|Kim Seungmin.

54 10 4
                                    

<SKZ-BangChan>
Göğüs kafesimin yandığını hissediyordum. Sonra gözüm karardı ve Changbin'e tutundum. Changbin bana baktığında gözleri fal taşı gibi açılmıştı:

"CHAN, VURULMUŞSUN !"

Nefes almakta zorlandığım esnada Changbin merminin girdiği yeri kontrol etti. Çok yavaş ama aynı zamanda da temkinli davranıyordu. Cebinden telefonunu çıkartıp Felix'i aradı:

"Felix, mezarlıktayız Seungmin'i ve mermi çıkartmak sonra da orayı dikmek için şeylerle gel. Seungmin sorarsa ben hiç iyi değilim lütfen buraya gel dediğimi söyle. Hızlı ol !"

Telefonu kapattığında üzerindeki tişörtü çıkarttı ve kanayan yere baskı yaptı. Bilincim yavaş yavaş kapanıyordu ve:

"Ben de gitmek istemezdim. Üzgünüm Changbin."

Changbin elleri kan içinde kalmış olmasına rağmen soğukkanlılığını koruyordu. Benim cümlemle birlikte stres oldu ve:

"Hayır. Bu saçma salak dünyada beni tek başıma bırakırsan seni asla affetmem. Seungmin gelecek ve senin yaranı dikecek. Geberip gitmeyeceksin yani anladın mı beni ?"

Ona güldüm çünkü ölecekmişim gibi hissediyordum. Yukarıya baktığımda endişeli bir yüz gördüm. Korku dolu bir ifadeyle bize bakıyordu:

"Changbin, Yeonjun'un dış görünüşünü anlatır mısın bana ?"

Changbin kanayan yerime daha da baskı yaparak konuştu:

"Siyah uzun saçları vardı, gözleri kahverengiydi ve hep yorgun bakardı."

Sonra kafamı tekrar yukarıya çevirdim ve o kişinin Yeonjun olduğunu anladım. Belki de ben hâyâl görüyordum ama çok benziyordu:

"Changbin, bana emanet. Onu kendimden bile çok seveceğim söz veriyorum."

Dediğimde Changbin anlamaz gibi baktı. Yukarıya baktığında benim onunla konuştuğumu anlamış olmalı ki gülümsedi. O sırada Felix ve Seungmin geldi. Seungmin beni yerde gördüğü an elleri titredi ve:

"N'OLUYOR LAN BURADA !"

Bağırmasıyla birlikte Changbin oturduğu yerden kalktı ve Seungmin'i oturttu. Kanayan yere Felix'in baskı yapmasını istedi ve sonra da:

"Sen doktor değil misin ? Tıp okumuştun. Chan'ı kaybetmeyeceğiz. Mermiyi çıkart ve yarasını dik."

Seungmin'in elleri titriyordu ama sakin olmayı deniyordu. Changbin'e baktı ve:

"Ben, ben yapamam. Bilinci açık bir hastanın yarası benim ilgi alanıma girmiyor."

Sesi titriyordu. Changbin onun korktuğunu anlamış olmalı ki şöyle dedi:

"Seungmin, ilgi alanıma girmiyor diye bir şey yok. Chan'ı yaşatmak istiyorsan mermiyi çıkartıp yarasını dikersin. Mermi kalbine çok yakın eğer hızlı olmazsan direkt ölür."

Seungmin'in elinin titremesi geçmişti ve nefesini kontrol ediyordu. Bir nevi beni ameliyat edeceği için böyle olması normaldi.

<SKZ-SEUNGMİN>
Stresliydim ve Changbin hyung stresimi fark etmişti:

"Seungmin neyin var ? Neden bu kadar streslisin ?"

Derin bir nefes aldım, gözlerimi kocaman açtım ve mermiyi ararken:

"Stresliyim çünkü daha önce bir kişiyi öldürdüm. Askerliğimi yaparken bir ayaklanma çıktı ve bizi o ayaklandırmayı durdurmamız için görevlendirdiler. Bir arkadaşım vuruldu. Onun içindeki mermiyi çıkartıp yarasını dikmem gerekiyordu. Hiç stres yapmadan işe koyuldum ama bir anda nefes alamıyorum dedi. Böyle dediğinde kıpırdadığı için elimdeki kesici alet kalbine geldi. Kalbi yarıldığı için hemen öldü. Kanlar içinde kaldım. Canı çok yanmıştı çünkü ağrı kesici yoktu. Her şey tıpkı şimdi olduğu gibiydi."

ÇeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin