<BTS-Taehyung>
Chan, Jimin'in peşinden gittiği için onun adına endişelenen kimse yoktu. Herkes salona gittiğinde doktorun yanına gittim ve:"Ben Yoongi hyung'u bir kere daha görebilir miyim ? Onunla biraz konuşmak istiyorum. Belki uyanır, belki beni duyar."
Doktor başını olumlu anlamda salladı, bana yeni giysiler verdi ve giyinip içeriye girdim:
"Hyung, böyle bitemez. Sen çok güçlü ve mükemmel birisin. Birini öldürmediğini hepimiz biliyoruz. Sen sadece kendini savundun. Bana da böyle dememiş miydin ? Ben de sadece kendimi savunmamış mıydım ?"
Bana hep bunu söylerdi, geçmişimi ben korumuştum ve geleceğimi de korumaya başlıyordum. Benim geçmişimi bilmeyenler mi var ? Hemen anlatayım o zaman.
"Ben Daegu'da doğan fakir bir ailenin tek çocuğuyum. Ailem çiftçilik yapıyor ve ben çocukken de aynı şekilde çiftçilik yapıyorlardı. Okula hiçbir zaman gitmedim, gidemedim. Ailem beni okula gönderebilecek paraya sahip değildi. Beni okutma konusunda da çok büyük bir hevesleri yoktu. Bir gün okula gitmediğim için sosyal hizmetler kurumundan geldiler ve beni ailemden aldılar. Ailem her ay bir kere beni görmeye geliyordu. Bir süre sonra gelmemeye başladılar ve ben de onları görmek için yurttan kaçtım. Eve gittiğimde annem ve babamı ölü buldum. İkisi de yerde kanlar içinde yatıyordu. Yan odadan ise tıkırtılar geliyordu. Hemen yerdeki bıçağı aldım ve kapının arkasına saklanıp beklemeye başladım. İçeriden biri çıktığında bıçağı onun karnına sokacaktım ki eğildi ve bıçak kalbine denk geldi. Bıçağı orada bırakıp kaçtım, polis gelirse yurt beni atardı. Sonra senin ile çeteyi kurduk. Sen ise benim birini öldürdüğümü bilen tek kişiydi. Bana söylediği tek şey ise "Sen sadece kendini savundun Tae." olmuştu. Ailem beni sever ve kaybetmek istemezdi..."
<Yazar'ın anlatımıyla>
Yoongi her şeyi duyuyordu. Kıpırdamak istiyor ama hiçbir şey yapamıyordu, ağlamamak için kendini sıkıyordu. Düşündüğü tek bir şey vardı.Taehyung, ailesi tarafından sevilen ve isteklerinin hepsi yapılmaya çalışılan bir çocuktu. Jungkook ise ailesi tarafından istenmeyen, işkenceler çekmiş bir çocuktu. İkisinin geçmişi birbirinin tam tersi ama aynı zamanda da tamamlayıcısıydı.
<SKZ-Jisung>
Uyanmak istemiyordum çünkü uyanırsam Minho ile bir daha uyuyamazdım. Minho'nun kıpırdanma ve mırıldanmalarını duyuyordum. Gözlerimi açtığımda bana baktığını gördüm. Hızlıca gözlerimi kapattım ama çok geçti:"Jisung, uyumadığını biliyorum. Sadece benimle biraz daha yakın olabilmek için uyuyor gibi yapıyorsun."
Haklıydı ama haklısın diyemezdim. Beni sevdiğini düşünmüyordum hatta aklımdan, aptallık ettin sen Han Jisung'sun bile dedim.
"Hayı-"
Minho işaret parmağını dudaklarıma bastırdı ve:
"İnkâr etme Jisung. Seni senden daha iyi tanıyorum, bunu da çok iyi biliyorsun. Seni özlediğimi de çok iyi bileceksin."
Kalbim durmak üzereydi çünkü Minho ilk defa beni özlediğini dolaylı olarak değil, direkt söylemişti...
❗️MİNİ SMUT UYARISI❗️
<SKZ-Minho(Yoongi'ye gitmeden önce)>
Jisung'un eli kalbine gittiğinde umursamadım ve biraz önce parmağımı bastırdığım dudağına bu sefer dudaklarımı bastırdım. Nirvana'ya çıkmış gibi hissediyordum. Beni dünyanın tek erkeği gibi hissettiriyor ve inanılmaz bir tutku veriyordu. Tek amacım tutkulu bir öpücükken sonrasında daha ileriye gitme kararı verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete
FanfictionBTS adındaki çete uzun süredir şehrin huzurunu kaçırıyordu ve herkes onlardan şikayetçiydi. Yeni kurulan asker timi SKZ'in ise tek bir görevi vardı: BTS'i çökertmek