2. bölüm

32.6K 884 878
                                    

Akşamın ilerleyen saatlerinde güvertede otururken herkesin soru dolu bakışları üzerimdeydi. Oturduğum yerden doğruldum. Ellerimi bacaklarımın üzerinde birleştirdim ve sessizliği nihayet bozdum. "Ortama bir girişmiz bir de çıkışımız olsun değil mi?" dedim ve yapmacık bir kahkaha attım.
Allah'ım bunu az önce gerçekten söyledim mi?

Benden başka kimse gülmediğinde benim de gülüşüm hemen soldu. Yan tarafımda kopan kahkaha sesiyle olduğum yerde zıpladım. Kafamı çevirince kıvırcık saçlı buz mavisi bir gömlekle bacak bacak üstüne atmış bir adamla göz göze geldim.

"Alemsin Mislina. Gören de Adanalı sanır seni." dedi gülen adam. Adanalıyız Allah'ın adamıyız deme fikri çık aklımdan.
Gülümsedim. "Uzun zamandır Türkiyedeyim aslında." diyerek durumu toparladım.
"Bilmez miyiz?" dedi adam. Gülüşü durmuştu. "Bu arada ben Eymen." dedi ve elini bana doğru uzattı. Gülümseyerek elini tuttum. "Memnun oldum."

Ardından diğerlerine baktım. Karşımda yan yana oturan bir adam ve bir kadın vardı. "Sizler?" diyerek  tekrar gülümsedim. Burada neden bulunduğumu bile bilmiyorum. Hala sıkıntı çıkmadığına göre sanırım her şey yolunda gidiyor.

"Şimal ben." dedi kadın ters bir şekilde ardından bakışlarını üzerimden çekti.
Adama döndüm bu seferde.
"Baran." dedi sadece.
Bu kadar neşe fazla değil mi ya?
Bakışlarımı başımızda dikilen iki adama diktim.
"Sizler neden ayaktasınız?"diye sordum bunu sorgulaması gereken son insan olduğumu bildiğim halde.

Adamlar sormamam gereken bir şey sormuşum gibi bana cevap vermediler.
"Oğlum tanışsanıza Mislina hanımla," dedi Eymen. Bu çocuğu sevdim sanırım.
"Sezer," dedi uzun boylu ve diğerine göre yakışıklı olan adam.

"Zafer bende Mislina hanım. Patronumun sağ koluyum." dedi diğer adam da. Sezer hemen Zafere döndü. Bir şeyler mırıldandı ve bakışlarını bana çevirdi. "Ben patronumun sol koluyum Mislina hanım." dedi aksi bir sesle. Birbirlerine meydan okuyor gibilerdi.
"Memnun oldum." dedim ve son olarak kimseyle ilgilenmeyen adama döndüm. Patrona.

Tam karşısına bakıyordu ama dönen sohbeti takip ettiği belli oluyordu. Bakışlarımla onun baktığı yeri takip edince bomboş duvara baktığını farkettim. Evet. Bu gerçekten çok anlamlı bir tablo. Az önceki sert tavırlarından sonra konuşup konuşmamak arasında kaldım. Adını bile bilmiyordum. Bende patron mu diyecektim?

Simsiyah saçları takım elbisesiyle çok uyumluydu. Kollarını koltuğun kenarlarına doğru açmıştı ve bir bacağı diğerinin üzerindeydi. Dışarıdan bakan birine tam bir patron havası veriyordu. Beni umursamamasının onu havalı gösterdiğini söyleyemeyeceğim.

"Kardeşiniz yurtdışında okuyormuş." diye bir ses duyduğumda bakışlarımı onun üzerinden çektim. Konuşan Zaferdi.

Anlamamış gibi kaşlarımı çattım ardından yine yapmacık bir kahkaha attım. Bu rol yeteneğimi kimden aldığımı bende bilmiyorum.
"Kardeşim mi? Bunu da nerden çıkardınız?"
dedim ve meydan okuyan bakışlarımı Zafere çevirdim. Aklınca beni deniyordu.
"Dosyanızda yazıyor. Bir yanlışlık olmalı." dedi ve boş bakışlarını denize çevirdi.
"Kesinlikle bir yanlışlık olmalı Zafercim." diyerek tekrar patrona döndüm. Biri bana neler olduğunu açıklasın. Zira potu kırmama çok az kaldı.

"Duvara bakınca ne görüyorsunuz?" dedim sonunda.
Cevap vermedi. Duvara bakmaya devam etti. Hadi ama bu çok aşağılayıcı. Dik duruşumu bozmadan bakışlarımı duvara çevirdim.
"Ben çok şey görüyorum." dedim.
Kesinlikle bir şey görmüyorum.

Hala bana bakmıyordu. Ben bile sıkıldım onun yerine. Derin bir nefes aldım. Umarım daha fazla saçmalamam.
"Duvara bakınca.." dedim ve duraksadım. Ardından tekrar ona döndüm. "Geçmişimi görüyorum."
Duvara bakınca sadece duvar görüyorum.
"Çocukluğum gözümün önünden geçerken simit attığım martıların sesini duyuyorum bir yandan." Konuştukça battığımın farkında olmama rağmen neden durmadığımı kimse sorgulamasın.
Bunu dememle bakışlarını bana çevirmesine bir an şaşırdım. Ne yani az önce saçmalamam dikkatini mi çekti? İlginç.
Bakışları şu ana kadar gördüğüm en sert bakışlardı. Hastanedeki mafyanın bile bakışları altında bu kadar ezilmemiştim.
Hoşuna gitmeyen bir şey söylediğimi düşündüm. İyi ama az önce sadece saçmaladım.

BİR EZGİ MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin