25. Bölüm (FİNAL)

11K 526 347
                                    

Final

Refleks miydi bilmiyorum ama eli bir anda elimi tuttuğunda Meriçten sadece iki saniye gözlerimi ayırıp Kadire baktım. Bir abisi olduğunu ilk kez duyuyormuş gibi bir yüz ifadesi vardı. Ben ise ne yapacağımı bilmiyordum. Nasıl tepki vereceğimi kestiremiyordum. Meriç elini bana uzatmış ve benden bir şey söylememi bekliyordu. Bakışların bulacağı son kişi bile olmamam gerekirken şu an herkes Meriçe elimi uzatıp uzatmayacağımı dikkat kesilerek izliyordu. Onun nasıl biri olduğunu bilmiyordum. Kadirin onun hakkında ne düşündüğünü bilmiyordum ama uzattığı elini sıkarak karşılık verdim. "Ezgi."

Kadirin gözlerinin ikimizin sıkışan elinde olduğunu hissedebiliyordum. Meriç nihayet bakışlarını üzerimden çekerek bir kez daha Kadire döndü. "Kadir Asker," diye mırıldandı eğlenir gibi. "Görüşmeyeli uzun zaman oldu." Bu sefer Barana baktı Meriç. "Baran," Bakışları neden böyle suratsızsınız der gibiydi. "Neden kuzenine bir yabancıymış gibi bakıyorsun?"

"M-meriç abi," dedi nihayet sessizliği bozan Eymen. Aynı şok ifadesi onun da yüzündeydi. Meriç bir anda iki elini birbirine vurarak "Evet!" dedi heyecanlı bir ses tonuyla.
"Meriç. Meriç Asker. Neden beni tanımıyormuş gibi bakıyorsunuz? Yoksa araya zaman girdi diye abini unuttun mu Kadir?" Sesinde nedense alaylı bir tını seziyordum. Ya da bana öyle geliyordu.

"Neden geldin?"

Kadirin ağzından çıkan ilk soru olmuştu. Bir anda yüzündeki şaşkına uğrayan ifade silinmiş ve yerini ciddi bir ifade almıştı.

Meriç güldü. Dudakları aralandığında "Bir kardeşim olduğunu hatırladım," dedi.

Kadirin bozulacağını düşünmüştüm fakat yüzünde mimik oynamadı. "Bir abim yok," dedi net ve ciddi bir sesle. "Senin de dediğin gibi, o gideli uzun zaman oldu."

"Ama bak," dedi Meriç eliyle kendini göstererek. "Buradayım. Senin için geldim."

"Beni öldürmek için mi geldin?" diye sordu Kadir bir anda tükürürcesine. Sorduğu soru içimi ürpertmişti. Meriçin sadece bir anlığına yüzünün düştüğünü görsem de hemen toparlandı. "O sadece bir tesadüftü. Hastane odasındaki kişinin sen olduğunu bilmiyordum."

"Ama sonra ben olduğunu gördün," dedi Kadir alayla. "Ve beni öldürmekten vazgeçtin. Bu şekilde karşılaştım seninle yıllar sonra. Saçma sapan bir tesadüf. Dahası yok. Sen benim için gelmedin. Bir tesadüf yüzünden beni yeniden bulmak zorunda kaldın."

"Zorunda değildim." dedi Meriç ürkütücü bir tınıyla. "İstediğim zaman defolup gidebilirdim. Kim olduğumu bile anlamazdın."

"Gitseydin." dedi Kadir biraz elimi sıktığında. Bunu istemsizce yapmıştı. Öfkesini bastırmaya çalışıp ciddi kalmaya çalışıyordu.

Meriçin yüzündeki gerginlik bir anda yok oldu. Hatta eğlenir gibi gülümsedi. "Kadir Asker evlenecek diye duydum," dedi gülümsemesi genişlediğinde. Gözleri bana kaydı. "Bunu kim kaçırmak ister ki?"

Bir süre sessizlik oluştu. Kadirin ne cevap vereceğini merak ediyordum. Kıpırdamıyordu ya da bir şey söylemiyordu.

"Kadir," dedi Meriç ilk kez Kadir gibi ciddi bir tavır takınarak. "Bu kadar özlememiş olamazsın."

Yine bana mı öyle geliyordu bilmiyorum ama Kadirin inip kalkan göğüs kafesinin biraz hızlandığını hissettim. Meriç kollarını iki yana açarak gülümsedi. "Abin seni özledi."

Kadirin elimi tuttuğu eli yavaşça gevşedi. Başı yana döndü. Yani bana. Ne? Benden bir cevap mı bekliyordu? Benim nasıl bir söz hakkım olabilirdi ki? Yutkunarak Barana baktım. Başını bir kez aşağı yukarı sallayarak göz kırptı.

BİR EZGİ MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin