18. bölüm

10.5K 680 508
                                    

Oy sınırı: 400
Yorum sınırı: 200
İyi okumalar:)

18. Bölüm

"Ne yani ben o kadına bu kadar yakın
davranmama rağmen beni kıskanmadın mı?"

Yarım saattir Baranın Çağlaya sitemlerini dinliyorduk.

"İyice saçmalamaya başladın ona öyle davranmak zorundaydın bunun nesini kıskanayım Baran?" dedi Çağla bıkkın bir nefes vererek.

Baran tepkisiz bir şekilde Çağlaya baktıktan sonra önüne döndü. Kız kıskanmamıştı işte bunu sorun olarak mı görüyordu gerçekten?

Baran birkaç saniye sonra tekrar konuşmaya başladı. "Elinden tuttum ne bileyim resmen kokladım kızı benden etkilenmiş gibiydi üstelik. Hiç mi kıskanmadın?"

"Ay yeter!" dedi Çağla bu sefer bağırarak. "Kıs-kan-ma-dım."

"Kıskanç bir insan değil misin?" diye sordu Baran inatla. Çağla derin bir nefes aldıktan sonra onaylar gibi başını salladı. "Değilim Baran neden kıskanayım seni?"

Baran sırıttığında arabayı süren Kadire döndü. "Hadi yine iyiyim."

Kadir gözlerini devirdikten sonra yola bakmaya devam etti. Dikiz aynasından Çağlaya çevirdi gözlerini. "Ee biz nasıldık?"

"Ehh..." dedi Çağla kaşlarını çatıp elini şöyle böyle anlamında sallayarak. "İdare ederdiniz."

Kadirle göz göze geldiğimizde gülümsedi. Karşılık vermediğimi görünce önüne bakmaya devam etti.

"Dediğim gibi," dedi Çağla elindeki telefonuyla uğraşırken. "Davetlilerim bir hafta içinde benimle iletişime geçecekler. Eğer sizleri beğenmişlerse yurtdışına çıkacağız." Birkaç saniye gözü ben ve Kadir üzerinde gidip geldi. "Yani sizi beğenmiş olmaları çok düşük bir ihtimal ama Baranı seçebilirler diye düşünüyorum."

Gözlerim şaşkınlıkla açıldığında hiçbir şey söylemedim ve derin bir nefes alarak kollarımı önümde bağladım. Baran Çağlaya bakıp göz kırptığında Çağla da ona gülümsedi.

"Bizi seçecekler." dedi Kadir kararlı bir sesle.

Çağla alaylı bir şekilde güldü ve başını yola çevirdi. Buna neden bu kadar takılmışlardı?

Kadir sonunda arabayı durdurduğunda eve varmıştık. Oyalanmadan yukarı çıktım ve Balamirin bir saat önce attığı mesajı açtım.
Hastaneden atıldığım için ne kadar üzgün olduğunu ve elinden bir şey gelmediğini yazmıştı.

Sıkıntıyla iç çekerek telefonu kapattım ve öylece karşımdaki duvarı izlemeye başladım. Ne yapacaktım?

Hayalim, hayatım... Her şey elimden kayıp gitmişti. Bir daha hiçbir şey toparlanmayacak gibi hissediyordum.

Yatağın kenarındaki komodinden siyah defterimi çıkardım ve burukça gülümseyerek bir süre defteri inceledim. Üzerinde uçurtma uçuran iki kız çocuğunun resmi vardı. Bunlardan biri diğerinden küçüktü. Küçük olan bendim. Diğer kız da Çağla.

Ben çok küçükken annem almıştı bu defteri. O zamanlar neler yapabileceğimi bilmiyordum ama şimdilerde çok sık kullanıyorum bu defteri. İlk sayfayı açtığımda karşıma 2019 yılına ait bir çizim çıktı. O zamana göre çizim konusunda kendimi geliştirdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

Çizimde Çağla ayakta duruyordu ve iki elini birleştirerek gözlerini kapalı tutuyordu. Doğum gününü kutlamıştık.

Birkaç sayfa daha çevirdim. Tekrardan 2019.

BİR EZGİ MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin