1 yıl sonra
Sahilden otele esen tatlı meltemin kokusunu içime çektiğimde gözlerim kapalıydı. Gülümsüyordum. Rüzgar hafif bir şekilde saçlarımı savurduğunda aşağıdan bir yerlerden çocukların bağırış sesleri duyuluyordu. Yumulu gözlerimi açtım ve sahile çevirdim gözlerimi. Muhteşem bir manzara vardı karşımda.
Derin bir iç çektim. Rüzgar serinleştiğinde pencereyi kapattım. Arkamdan küçük bir bebeğin ağlama sesi geldiğinde yüzümdeki gülümseme solmadan beyaz çarşaflarla serilmiş yatağa ilerledim. Ağlayan küçük bebeğe baktım. Yüzü buruşmuş, kaşları çatık bir şekilde ağlıyordu.
Benim bebeğimdi.
Yatağa oturarak "Bebeğim," diye fısıldadım. Baş parmağımın tersiyle yüzüne hafifçe dokunduğumda sesi soluğu bir anda kesilmişti. Ufak ufak mırıldanmalar dökülüyordu minicik ağzından. "Acıktın mı sen?" dedim bir elimi başımın altına koyarak onu seyrederken. "Yoksa altına mı yaptın?"
Bunu dememle beraber bir kez daha ağlamaya başlamıştı. Kaşlarımı çatarak altını kontrol ettim. Kirlenmişti. İyi ama Kadir'in altını çoktan değiştirmiş olması gerekiyordu.
Odanın kapısına iki kez tıklatıldığında ayaklanarak kapıyı açtım. Çağlaydı. Denizden yeni çıkmış olmalıydı ki saçları ıslaktı. "Gelsenize," dedi resmen bağırarak. Gözlerimi devirerek "Bağırmasana Çağla," diye uyardım onu.
"Neden hala buradasınız ve üstelik sen hala hazır değilsin?"
"Azem çok ağlıyor. Kadir ona bez alacaktı ama ortalarda yok."
Yanımdan geçerek odaya girdi ve "Teyzem," diye neşeli bir sesle yatakta sızlanan küçük bebeğime doğru yürüdü. Yavaş bir hareketle onu kucağına aldığında "Teyzelerin bir tanesi," dedi resmen ağlayacak gibi. "Neden ağlıyorsun bakayım? Teyzeni mi özledin yoksa?"
Ağzından garip sesler çıkararak susturmaya çalıştı bir süre. Ve susmuştu da. "Ezgi bu mükemmel bir varlık," dedi hayran hayran Azem'e bakarken. "Bende mi yapsam şundan bir tane?"
Gülerek "Olur valla," diye atıldım heyecanla. "Vakit kaybetmeden Azem'e bir arkadaş bulmam lazım."
Çağla incitmekten korkarcasına yatağa bıraktı Azem'i. Alnına küçük bir öpücük kondurarak "Hadi Ezgi," dediğinde gözlerinden bir damla yaş süzülmüştü. Hızlıca silerek burnunu çekti ve "Şunun altını değiştirip gelin," dedi. "Aşağıda sizi bekliyoruz."
Kollarımı ona sararak sıkıca sarıldım. "Senin gibi bir teyzesi olduğu için dünyanın en şanslı kız çocuğu."
Yanaklarımı bir kez öperek odadan çıktı. Bu sırada elindeki poşetlerle içeri Kadir girdi. Nefes nefese kalmıştı. "Şu hale bak," dedi poşetleri odanın içine fırlaratak. "Asansör arızalı. Yirmi kat çıktım haberin var mı?"
"İyice yaşlandın sen de," dedim gözlerimi devirerek. Gülerek kollarını iki yana açtığında belime sıkıca sarıldı ve başımın üstüne bir öpücük bıraktı. "Bu kadar çabuk mu özledin beni?" diye sordum tatlı bir sesle.
Başını olumlu anlamda salladı. Dudakları dudaklarıma yanaşacakken Azem'in ağlayan sesiyle geriye çekildim. "Kadir hadi altını değiştirelim."
Fırlattığı poşetlerden birini alarak yeni almış olduğu çocuk bezlerinden bir tanesini çıkardı. Dünyanın en önemli işini yapıyormuşçasına yatağa oturduğunda bu defa çatık kaşlarıyla elinde tuttuğu beze bakıyordu. "Ezgi," dedi sinirli bir sesle. "Bu bez benim bebeğimden büyük."
Yatağa oturarak kıkırdadım. "Abartma Kadir,"
"Çok ciddiyim," dedi ama zaten yüz ifadesi bunu bir hayli gösteriyordu. "Zaten bebeğe dokunsan kırılacak gibi. Baksana minnacık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR EZGİ MASALI
ActionÇok riskli bir ameliyat sonrası mafyalardan kaçan doktor Ezgi kendini bir parti yatına atar. Yatta karşılaştığı çete liderine kendini ajan olarak tanıtan doktor Ezginin hayatı artık çok farklı yol almaya başlar.