Bölüm 8

7.2K 350 98
                                    

Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular...



Eğer biri senin için doğru kişi değilse.
O kişi tüm gayretini,seni üzmek için kullanır.Sen onu terk edebilecek kadar güçlü olunca sınavın biter.Manzara ne kadar güzel olursa olsun seni incitiyorsa,o pencereyi kapat.
Çünkü yerini bilmeyene kader mutlaka yerini öğretir..




Kapıyı çekip çıkmıştı genç adam.Öfke ile indiği merdivenlerin sonuna geldiğin de onu karşılayan annesi Halide hanım olmuştu.Yaşlı kadın oğlunun sesini merdiven dibinde duymuş, o da oğluna öfkelenmişti.
Evdekiler kızların nereye gittiğini biliyordu.İzni de annesi babası vermemiş miydi? Annesi ile gözgöze geldi Emir.Kimseyi dinleyecek durum da değildi.! Annesi kenara çekilip yol verirse çıkıp biraz hava alacaktı ama annesi tam önünde durmuş,sert bakışlarını sergilemişti.

"Sen hangi hakla bağırıyorsun kıza?Daha dün bir, bugün iki nerede görüyorsun kendini? Bu evden Baban ve benim iznim ile çıkış yapılmışsa bunu sorgulamak haddine bile değil."demişti Halide hanım.Karşısında duran oğlunun dur durak bilmeyen hallerine alması gereken bir tavır vardı.Madem bu evde yaşamayı istedi.O zaman bütün hakimiyet onda imiş gibi davranamazdı.

"Anneee önümden çekil lütfen.!" Dedi genç adam.Elleri cebinde annesine kullandığı rica kelimesini neden karısına kullanmazdı?

"Bak sen bana lütfen diye geçen rica kelimelerini kullanan oğlum.Nedense iki gün önce evlendiği karısına emrivaki olarak kullanır.Bana bak Emir aklını başına al Yoksa aklını ben alırım."diye işaret parmağını sallayıp,tehditvari uyarısını yapmıştı Halide hanım.Konuşmaları duyan Tarık bey salon kapısına dikilip çatılmış kaşlar ile baktı oğluna.Ailesi var iken karısını oda ya çıkarıp bağırıp çağırmak ta neyin nesi idi?

"Eğer bu kapıdan çıkıp gittikten sonra..Geri döndüğünde kırıp döktüğün kızımızın gönlünü almazsan ya da alamayacaksan sakın geri dönme..!" Dedi Baba Tarık.O da anlam veremedi evet oğlu havai çapkın,rahat tavırlı adam dı.Fakat bu kadar uslupsuz biri değildi.Zora ki evlilik mi yaptır mıştı? Oğlunu tanıyorsa istemediği bir şeyi asla.! Ama asla.! Kabul etmezdi.Bu durumda istemiyor olsaydı kimseyi de dinlemezdi.

Aldığı uyarılardan sonra "hava alacağım"deyip ardına bakmadan çekip gitmişti genç adam.Nereye gideceğini bilmeden kime gideceğini bilmeden.Eskiden olsa evdekilere kızdığında takıldığı kızlardan birini arar birkaç saat kulüpler de eğlenir kafasını dağıtır geri dönerdi.Peki şimdi nereye gidecekti? Cebinden çıkardığı telefon ile arkadaşı Barış'ı aradı en iyisi onunla takılmaktı.

"Aşağıda bekliyorum seni."demiş arkadaşını da aldığı gibi bir deniz kenarına çekmişti arabayı.

"Emir neyin var? Sorun ne?" Diye sordu Barış arkadaşına.Anlamıştı arkadaşı iyi değil di.Son dönemlerde herşeye agresif davranır hale gelmişti.

"Sorunun ne olduğunu ben bilsem.Kendimi tanıyamıyorum."diye ifade de bulundu.Peki doğru muydu bu söylediği? Yaptıklarının davranışlarının farkında değil miydi gerçekten?

"Tarık amca mı? Halide anne mi? Rana mı? Kim Emir? Sorun kim?" Diye elini havada sallayarak yüksek ses tonu ile konuştu Barış.Onunda yanında oturan bu kadar içene kapanan arkadaşına tahammülü kalmamıştı artık.

"Ne...ne...ne bağırıyorsun? Rana sorun oldu mu? Öğrendin mi?" diyerek kendisi arabayı doldururcasına bağırmış,bununda farkında bile olmamıştı.Barış duyduğu isim ile kaşları çatıldı.Nsalı yani daha iki günlük iken mi Rana sorun oldu? Sorun Rana değil arkadaşı idi.

"Ne istiyorsun lan? Ne bekliyordun?
Sana ahu'yu mu alacaklardı? Çağla'yı mı? Defne'yi mi? Kimi ha kimi? Nankör olma...Köpek gibi seven sendin üniversitesi dönemin de ne oldu şimdi?"dedi arabanın kapısın açmış,dışarı çıktığı gibi denizin kenarında kayalıklara atmıştı kendini Barış.
Arkadaşı artık aptalca davranışlar sergilemeye başlamıştı.Barış'ın indiğini gören Emir aynı hızla kapıyı çarptığı gibi arkadaşının karşısına dikildi.Sanki bu gecenin öfkesini ondan çıkarmak ister gibi. Konuşmalara karşılık vermeye başladı:

RANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin