Bölüm 9

6.7K 342 177
                                    

Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular....

"Değer verecekseniz şimdi verin.
Tabutlar ışık geçirmez.."

Ne kadar sevmiş olursan ol,
Saygıszlığa ve güvensizliğe uğradığında vazgeçebilecek potansiyele sahip ol..

Yapılan ne kadar doğru? Ne kadar yanlış? Tartışılır dı.Ama yaşanan bir gerçek varsa bu kadının kendini muhteşem bir şekilde savunup ifade etmesi idi.O birkaç dakikalık zamanda bu insanları nasıl gözlemlemiş? Ve olanı biteni nasıl anlamıştı? Adamın bile aklı almamıştı.

"Açsın...Yani açız.Sokak yemeklerini sever misin?"diye sordu yanında sessizilik içinde,olanlara kırılmış olan kadına.

"Yemek kültürlerini ayırmam.Sokak lezzetlerini de çok severim."derken adamın yüzüne bakmadan demir kadar soğuk, mesafeli olan sesi ile cevapladı Rana.Neyine baksındı? Bu yaşanların sebebi kendisi değil miydi?

"O zaman deniz kenarında benim çok sevdiğim köfteci Yusuf Baba var.Seni oraya götüreyim."dedi Emir.Keyfi yerinde ilk defa karım dediği kadın ile bir aktivite de bulunacaktı.Belki bu sayede biraz daha yakınlaşmış olurlardı.

"Nasıl anladın? O kadar zaman içinde,o insanların birbiri arkasından çevirdiği dolapları?"dedi.Soruyu sorarken merakla gelecek cevabı bekledi.Genç kadın gelen soruya gözünü camdan ayırmadan histerik bir gülüş sergilemiş,ardından da cevaplamıştı;

"Mesleki gözlemcilik diyelim.O insanların sahteliğini anlamak çok zor  değil.Mesela senin de o insanlardan farkın olmadığını anlamam gibi."dediğinde adam yutkundu.Ne demek istediğine anlam verememişti.Fakat bu söylediği cümlenin altı boş olmadığı kesindi.

"Na_nasıl yani? Ben ne yaptım.?"şaşkınlıkla sordu soruyu Ama içindeki korku endişe de içten içe yedi onu.

"Şöyle ki; bir arkadaşımı gördüm diye izin alıp gittiğin arkadaşının bir bayan olması.Öyle eskiye dayanan bir arkadaşlık olmaması gibi."

"Sen..Sen yanlış anlamışsın."demişti cümleye nasıl devam edeceğini düşünürken düşünmesine gerek kalmadan genç kadın araya girdi;

"Bilmiyorum farkında mısın? ama o karakteri,kişiliği beş para etmez insanlara karşı beni bu duruma düşüren sensin."

"Ben daha ne yapayım Rana? Çıkıp gerekeni söylemedim mi?"artık ikisi arasında, arabanın içerisinde hararetli bir konuşma yer almıştı.Rana adamın söylediklerine karşı yüzüne kondurduğu sahte alaycı bir gülüş ile kendini savunan adama gerekli sabrı göstermişti;

"Doğru ama çıkıp karım diye ilan ederken.Arkanda da kırıp döktüğün..pardon hayal kırıklığına uğrattığın kadını da düşünseydin keşke.Sen gidip eski bir arkadaşın, bayan arkadaşın ile hararetli konuşma yaparken,O insanların öyle düşünmesi çok normal.Zira eski bir arkadaş gibi konuşuyor değildiniz.Sanki kız arkadaşının sana çok büyük sitemi var gibiydi."demişti kadın.Artık isyan etme derecesine gelmişti.Bu adam gerçekten salak yerine mi koyuyordu bu kadını?
Adam şaşkın, gözlerini ardına kadar açtı yanında konuşan kadının söylediklerine:

"Emir,ben eve gitmek istiyorum."demişti kadın.Bu adam ile aynı ortam da oturup onun anlattıklarını dinleyerek kendini daha da seviyesiz duruma düşürmek istememişti.O ailesin de bile görmemişti böyle pişkin davranışlar.

"Hayır.! Eve değil yemek yemeğe gideceğiz.Oturup herşeyi konuşacağız.Yanlış anladın demeyeceğim.Ama en azından birbirimize dürüst olabiliriz."

Dürüstlük....

Kime göre idi? Nasıl dürüst olacak tı?
O kadar sinirlenmişti ki kadının konuşmalarına öfkesi boynunda ki damarların belirmesinden yüz hatlarının da gerginleşmesinden belli olmuştu.
Araba bir kaç dakikalık yolun seyrinden akıp gitmişti.Söylenilen yere sahil kenarında Yusuf Baba denilen Karavan köfteciye gelmişti.Arabadan inmek istemeyen kadın.İnmek için harekete bile geçmemişti.Adam içinden "ya sabır"çekip kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı:

RANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin