Bölüm 33

3K 228 160
                                    


Yüreği yangın yeri olan tüm annelerden özür diliyorum. Eğer yarasını kanattığım varsa bana hakkını helal etsin.!
Gerçekten bölümü bitirdim ama ben ne yazdım diye kendimi sorgulayıp duruyorum.

Hayırlısı ile bir sonraki bölümü de atlatmayı diliyorum.

Neyse çok uzatmayayım. Siz konuyu biliyorsunuz. Takipleri falan filan işte.

Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular..
Tabi bu bölümden sonra keyif kalırsa ..





Anneye sormuşlar;
Evladın öldüğünde ne hissettin?
Anne,hafif bir tebessümle cevap vermiş,
Sen hiç tüm kemiklerinin aynı anda kırıldığını hissettin mi?
Ben o gün hissettim...

Yaşamayan ne bilsin di,başka yürekte kopan fırtınayı.

Eldeki yara,duvardaki deliğe benzermiş...

Bir sabah doğacak ve herkes doğan güneş ile yeni bir hayata başlayacaktı.
Aylar öncesinde alışverişlerini yapmışlardı. Kendilerine ait olan oturma odasını bebek odasına çevirmişlerdi. Aldıkları her bir üründen üç tane aynı renk aynı model alıp üçüz lokumlar için hazırlamışlardı. Her biri özenle seçilmiş,yıkanmış, babaannelerinin aldığı dolaba yerleştirilmişti.
İki genç elleri ile düzenlemişti odalarını bugün o odanın sahipleri yola çıkmış dünyaya gözlerini açmak için geliyorlardı.

Rana'nın bir kaç gündür yaşadığı sancıların sıkıntısı kendini belli etmişti. Ayak topuğuna kadar sızan sıcak bir sıvı,karnına giren şiddetli ağrı ile bebeklerin doğum zamanı gelmişti.
Zamansız olan zamandı.!

"Hayır...Hayır.. hayır Rana hayır daha erken" ne saçmalıyordu bu kocası anne rahimine inen bebekleri gerimi gönderecekti. Korkudan saçlamayan Emir,ne yapacağını şaşırmış kuş gibi çırpınıyordu.

Herkes oturduğu yerden ayaklanmış hepsini korku ve telaş sarmıştı.
Oysa bebekler geliyordu sevinmeleri gereken yerde hepsinin yüzünde sevinç yerini korku almıştı.

Bunun sebebi erken geliyorlardı. Doktor erken doğum risk olur demişti.

"Rana..Rana sakin ol.! Derin ,derin nefesler al." Diye bütün tecrübesi ile duruma el atan Mevaydı.
Rana'nın bedeni ne kadar zayıf olsa da üç bebeğe hamile olması kucakta gitmesini zorlaştırıyor du. Ancak bu Emir için hiç geçerli olmamıştı.

"Asansör"diye bağırdığında Rana'yı kucağına aldığı gibi kendini kapıya atmıştı. Barış'ın asansörü hareket ettirip yukarı gelmesi ile birlikte Meva,Barış ve kucağında Rana olan genç adam asansör ile aşağı inerek koşar adım arabaya binmişlerdi. Arabayı kullanan Barış iken , karısı kucağında arka koltuğa binmişti Emir. Rana'nın kasılarak attığı çığlıklar arabayı doldururken Emir'in canından can gidiyordu.

Kadının acı dolu çığlıkları durmak bilmiyordu.
Adamın aklı başından gidiyordu. Erken doğum risk,aklında sürekli bu cümle yankılanıyordu.

Yan onlara bir şey olursa? Ya karısına bir şey olursa?

Dayanamazdı dördüne de bir şey olamamalıydı..!

"Ahhhh..!!" Rana'nın yüzü acı ile buruşurken tırnaklarını Emir'in koluna batırıyordu. Ancak adamın hiç umurunda değildi. Karısının çektiği acının yanında onun koluna batan acı hiç bir şeydi.

"Dayan canım, az kaldı dayan geldik.! Kurban olayım dayan" adamın sesi titriyordu. Gözleri dolmuş yaşları akıtmamak için direniyordu.

"Barış.!" Diye bağırınca genç adam direksiyon hakimiyetine daha da yüklenmişti. Meva önden arkaya dönmüş Rana'nın alnında tomucuk olan terleri siliyor sürekli derin nefes egzersizleri yaptırıyordu.
Fakat dayanılacak gibi değildi. Bu acıya kim dayanabilir di? Anne olan herkes, anne olmak dünyanın her yerinde kutsal bir varlıktı.

RANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin