Bölüm 32

2.5K 179 118
                                    


Merhaba canlar;

Umarım hepiniz iyisinizdir.
Bölüm biraz geçikti çok üzgünüm.!
Malum bir hastalıktır gidiyor, bende nasibi aldım. Bir kaç gündür iyi değildim bölüm bu yüzden geç kaldı.

Sizleri daha fazla beklemek istemedim. Siz Rana'yı okurken ben Berdel'e geçiş yapıyorum.

Yorumları ve beğenileri unutmayınız.!

Yeni gelen bir çok okuyucu var,hepsine hoşgeldiniz diyorum.
İntagram adresinden de bizi takip edebilirsiniz. Lınk profilin altında var.
Bu arada hatırlatmak isterim.
Wattpad'an takip etmeyen varsa takip için rica edebilir miyim?
Yapılan yorumlar bana daha çabuk ulaşıyor takibe alanlar tarafından.

Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular....



Uzaktan sevmediyseniz birini, hiç sevdim demeyin.
İnsan en çok kavga ettiği ile anlaşıyor. Vazgeçmeyin.

"Ve insanın en güzel tesadüfleri,başka bir kalpte kendi kalbinin benzerine rastladığı an başlar.
Bu tarihi bir şeydir."

Sorunların biri biterken bir diğeri başlıyor. Bebeklerinin hareket ettiğini duyduğu anda. Diğer taraftan da adamların dan Alpay'ın sesini de duymuştu.!

"Emir bey,bomba patlayacak bomba.!"
Diye bağıran Alpay'a baktığında tamamen yaşanacak felaketin endişesi vardı. Bir karısına,bir de Alpay'a baktı Emir. Ne yapmalıydı?
Leyal'i de göndermişti. Oysa bütün yerleşen bombalar imha edilmişti.

"Davet'in yapıldığı restorant'ın altındaki mahzende" dedi Alpay,nefes nefese kalmış, korkudan gözbebekleri bile büyümüştü.
Emir olduğu yerde katılmış bedenini hızla sirkeleyip:

"Zaman,ne kadar zaman var."diye bağırdığında Rana'nın yanına da ulaşmıştı.

"Beş dakika abi.!" Çok az bir zaman sonra bir felaketin seyircisi olacaklardı. Eğer bunun önüne geçemezse otelde bulunan bir çok kişi bundan zarar görecekti.
Bunun önüne geçmek zorundaydı genç adam. Önünde ki bütün seçenekleri değerlendirmesi gerekti.
"Anons geç oteli boşaltsınlar. Müdüre söyle hadi.! " Dediğind Alpay hızla uzaklaşıp oteli boşaltma işlemine geçmişti.

"Rana..Rana hadi güzelim. Buradan uzaklaş sen..sen bize ait olan eve geç. Diğerlerini de yanına gönderiyorum." Deyip karısını kolundan çekiştirerek otelin dışına almıştı.
"Hayır..hayır gidemezsin, bırakmam." Diye avazı çıktığı kadar bağırdı Rana. Bırakmamak için adamın koluna sımsıkı sarıldı. Bu çok tehlikeliydi bırakamazdı. Lakin Emir'in omuzlarında ağır bir yük bir vardı. Onca insanın canı şu an onlara bağlıydı. Böyle zamanlarda duygusallık Emir için çok geri planda kalırdı.

Kolunu karısından kurtardığı gibi, "Sana dediğimi yap.!" Diye sert ses tonu ile bağırınca daha fazla kaybedecek zamanı olmadığı için koşarak restoran'a kadar gelmişti.
Herkese avazı çıktığı kadar bağırmış restoranı terk etmelerini istemişti. Aynı anda Barışa da diğerlerini oda dan çıkarmasını istediğinde kendisi de mahzenin yerini öğrenmiş oraya inmişti. İndiği mahzen de ilk olarak gördüğü, yerde yatan bomba imha uzmanı idi. Son bombayı imha edeceği sıra da fark edilmiş, orada yaralanmış olduğu yerde kan içinde yatmaktaydı. Bomba uzmanını kenara çekip, hala işleyen bombaya baktı. Zaman hızlı işliyordu. Ancak risk almak zorunda ve o bombayı durdurmak zorundaydı. Hazırlanan bombaya baktığında bağlanan kabloların tamamen kafa karışıklığına neden olacak şekilde bağlanmış olması genç adamın işini daha da zorlaştırıyor du.
"Siyah kablo,yok hayır yeşil... Allah kahretsin." Diye büyük bir bocalama yaşarken döktüğü soğuk terler, onca insanın hayatı omuzların yüklenmiş en ağır yüktü.

RANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin