Bölüm 37

2.5K 197 130
                                    







Merhaba canlar;

Hepimizin kandili mübarek olsun, Rabbim tekrarına ulaşmayı nasip etsin.

Sizleri çok beklettim biliyorum. Ama birazda iyi oldu sanki, en azından özlemiş oldunuz. Şayet bende çok özlemişim.

Şimdi size kısaca bir açıklama yapayım. Bu bölüm biraz sakin geçti, aslında tam olarak bitirmek istediğim yer değildi. Ama istediğim yere gelirsek bölüm on bin kelimeyi de geçerdi. Bu yüzden bölümü burada kesiyorum. Ve bir sonraki bölümü düğün kısmı ve Mülakat olarak devam ediyorum. Yani çok zaman atlamasına girmeyeceğim bu bölümün devamı gibi düşünün.

Bölüme sınır koyacağım. Neden derseniz okunma oranına bakıyorum 2' K ya ulaşıyor.

Vote sınır; 500
Yorum sınır; 700

Bence isteyince bu sınırlar ulaşılıyor.

Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular...






Yüreğimizin bir rızkı varsa o'da güzel sevmektir...
Girdiğin gönülde adap 'bilmek' incitmeden rast gelmektir.

Uzaktan uzağa yaşanan sevdalar var.
Görmeden Dokunmadan, en gerçek haliyle yalan dolan olmadan sadece hissederek yürekten yüreğe,
Velhasıl kelam
AŞK kadına
SEVMEK adama yakışır.

Aşk kadına ,sevmek adama yakıştığı gibi. Aşk Rana'ya sevmek te Emire yakışmıştı. Bir kadın bir adamı sevgisi ile ne kadar değiştirebilirse bu kadın o kadar değiştirmişti.
Bir zamanlar ikisininde hayal kuramayacağı, tertemiz olan sevgilerini bir kar topu gibi yüreklerinde büyüttükleri olmaz imkansız diye baktıkları bu hallerine yine inanmayarak imkansız gibi bakıyorlardı. Böyle bir şey mümkün müydü? Yıllarca uzaktan bakınmış yan yana gelmeyi sadece hayallerinde düşlüyorlardı. Aslında o hayallerin bile olmayacağına emin oldukları o günlerden şimdi bu günlere gelmişlerdi. Öyle ki o hayalleri gerçeğe dönüşmüş bir de onlara eşlik eden iki tane lokumları olmuştu. Her kışın bir baharı olduğu gibi her zorluğunda bir kolaylığı olmuştu.

Günden güne büyüyen bebekler ile hayatlarına bambaşka güzellikler gelmiş yaşadıkları geçmişi bir nebzede olsa silmeye başlamışlardı.
Emir'in yaşam biçimi kısmi olarak normale dönerken Rana'nınkide hemen hemen ona yakındı. Genç adam işlerinin başına döndüğünde artık daha istikrarlı daha sağlamdı. Her ne kadar omuzlarındaki yükleri bir kat daha artmış olsada o bunları hiç önemsemden bütün sorumluluklarını kusursuz bir şekilde yerine getirmeye çalışıyordu. Tabi her günün yorgunluğu da daha ayrı oluyordu. Onu en çok yoran ise istihbaratın sorumluluğuydu. İşini ne kadar çok seviyor olsa da işinin ağırlığı her güne, her geceye ayrı yansıyordu. Şu bir kaç gün içinde de yine teşkilatın bazı durumları yüzünden geceleri eve geç gelmek zorunda kalıyordu. O eve geldiğinde de herkes uyuduğundan dolayı kimseyi pek fazla göremiyordu. Karısı ve çocukarının haricinde. Geç geldiği saatlerde karısı ya bebekleri doyuruyor, yada onları uyutmaya çalışıyordu. Zira görünen bebekler için ayakta oluşuydu ama asıl olan kocası gelmeden uyku tutmaması idi...
Ne vakit kocası gelirse o da ancak o zaman gönül rahatlığı ile uyurdu. Dün gecede geç gelmişti. Geldiği gibi önce lokumları ile biraz oynayıp onları sevip okşadıktan sonra sabaha karşı çok sevdiği kadının sıcaklığında uyuya kalmıştı.

Sabahın ilk ışıklarında bebeklerin sesi ile uyandı Rana. Onlarda sanki annelerinin erken uyandığını bilirler gibi her seferinde aynı saati denk getiriyorlardı. Kocasını rahatsız etmeden usulca kalktığı yataktan önce banyoya ilerleyip elini yüzünü yıkadı. Ardından güzelce abdestini aldı...

RANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin