Bölüm 12

6K 330 136
                                    

"Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular....


Bazı kadınlar gösterişi sevmez bayım.
Onların ihtiyacı hiç kimseye olmaz.
Onların sadece istediği şey biraz sevgi,biraz ilgi birazda değer görmekdir.Onlarla konuşurken başka yere odaklanmayın mesela gözlerinin içine bakın.Ona ara ara güzel hitaplar da bulunun. Saçlarını okşayıp,dizlerinizde uyurum mesela.Ona hayat pahalı diye hediye almaktan vazgeçmeyin maddi durumu olmayan küçük sürprizler de yapabilirsiniz. Kadınlar zaten emek verilerek yapılan şeyleri severler.Yeter ki kendilerini düşünen birileri olsun.Onu masumca sevin,Onu her türlü zararlardan korumaya çalışın.En önemlisi adam gibi sahip çıkın.Sadakatiniz ona verilecek en büyük hediyedir unutmayın...

Annem'in bir sözü vardı;

"Seni seven kötü anını hisseder kızım,
Sevmeyen kötü anın olduğu an basar gider."

Bazı hayatlar yaşanırken inişli,yokuşludur.Bazen sizin imrenerek baktığınız hayatların içinde,sizlerin bulduğu mutluluğun zerresi bile olmaz.İçinde bulunduğunuz hayatı güzelleştirmek kişilerin kendi elindedir.

Rana'da öyleydi...
Bu yaşına kadar yaşadığı hayatı,içinde bulunduğu olumlu veya olumsuz durumları hep pozitif hale getirmeyi güzel açıdan bakmayı severdi.Aldığı davalarda sonuna kadar savaşıp,ben yapamadı olmadı demeyi hiç tercih etmemişti.Olumsuz davalarda bile en ince ayrıntısına kadar araştıran ince ucu kadar detaylar ile yola çıkıp,bileğinin hakkı ile kazanırdı davaları.Bugünde güne pozitif başlamıştı.

Birlikte aldıkları karar ile yeni başlangıçlar,yeni sayfalar diye yeni güne, kocasından aldığı küçük bir buse ile başlamıştı...

Bugün gireceği dava hem zorlu, hem de yorucu idi.Önce ofise giden genç kadın.Orada ki bazı işlerini halletmiş,Dava dosyasını alıp ofisten çıkacaktı.Tam kapıdan çıkacağı sırada sekreteri Elif:

"Rana hanım size bir zarf geldi."diye genç kadını kapı ağzında duraklatmıştı.Eline aldığı zarf'ı merak edip içini açmıştı Rana Kısa bir göz attıktan sonra katlayıp çantasına yerleştirmişti.Rana ofisten çıkmadan diğer meslek arkadaşı Çağrı kapıdan girince çıkmadan bir kahve içmeyi teklif etmişti genç kadına,Rana da biraz daha zamanı olmasından teklifi kabul etmiş,Çağrı'nın odasına geçmişlerdi.Kısa bir süre içinde gelen kahveleri yudumlarken Çağrının sorusu ile genç kadının bakışları buz kesti:

"Rana.Evlendiğinden bu yana yolundan gitmeyen nedir? Sanki halinden pek memnun değil gibisin? Ya da Emir ile farklı sorunların mı var?"diye sorduğunda Rana'nın bu soru üzerine rengi bile değişmişti.Karşısında oturan adam,aynı ofisi paylaştığı arkadaşı da olsa o özel hayatı ile ilgili kimseye karışma hakkı vermezdi.Zira kendi bile ne olursa olsun anlatmazdı.Bunu bilen arkadaşı bu soruyu sorma cesaretini nereden almıştı?

Gelen soruya kendi toparlamış,oturuşunu dikleştirmiş,Elindeki fincanı masaya bıraktığı gibi bakışlarını karşısında elinde kalem sallayan adama çevirmişti.

"Çağrı"dedi.Bu ses tonunu gayet iyi anlayan Çağrı,sorduğu sorunun veya özel hayatına girmenin yanlışını anlamıştı.

"Kaç senedir aynı ofisteyiz.Aynı meslekteyiz.Sana bu zamana kadar kendim ile ilgili birşey anlattığımı hatırlamıyorum.Hatta sadece sana değil Aslı'ya da anlatmadım.Sana böyle bir soruyu sorma hakkını kim verdi? Ne hakla? Ne cüretle? Benim halimi'mi oturup konuşacağız seninle"dediğinde ayağa kalkmıştı genç kadın.Daha fazla durup,daha fazla konuşmak istemedi.Konuşursa arkadaşına daha kırıcı olabilirdi.Fakat arkadaşı yaptığı yanlışı telafi edebilemek için.O da ayağa kalmış,Rananın tam dibine gelmişti.

RANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin