Bölüm 17

5.3K 309 118
                                    





Yorum ve voteleri lütfen🙏bizden esirgemeyiniz. Sizleri seviyoruz ♥️





Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular...



"Sen benim ipe sapa gelmez arzumun kaynar bir tutkususun.
Hem yakar,hem yanarım..
Sen benim durmak bilmeyen haylaz
Çocukluğumsun.
Hem güler,hem güldürürüm...
Ve sen benim deli dolu duygunun kimseyi takmaz vurgususun...

Layıkıyla sever,hakkıyla yaşarım...

EMIR EROĞLU...

İlişkiyi ilgi başlatır,sevgi büyütür,ve çabasızlık bitirir.

Bir kişide hem aşkı,hem arkadaşlığı bulmak.

Emir için tam da böyleydi.Hem aşkı,hemde arkadaşlığı bulduğu kişiydi Rana.Yıllar da geçse ona olan aşkı ne geçmiş ne de bitmişti.Aynı şey Rana içinde geçerli miydi ki?
Öyle olmasaydı Yaşanan bunca zorluğa,bunca sıkıntıya rağmen Rana Yine Emirin yanında olmak istemezdi.
Onlara hep siz arkadaşınız diye telkinde bulunup,bilinç altına böyle yerleştirselerde onlar kalplerinin götürdüğü yere yelken açmışlardı.Yani birbirlerine olan duygularının önüne geçemediler.

Artık eski defterleri kapatıp bundan sonra açacağı yeni,tertemiz sayfalarla yola devam etmeliydiler.Aldığı kararda bu yöndeydi genç adamın.Bunun için gidip karısı herkesin arasından çekip almıştı.
Kimseye hesap vermeden nereye gideceklerini bile söylemeden çıkmışlardı Yıldırım beyin evinden.
"Önce eve,sonra ofise uğrayalım"demişti karısı.Eve gidene kadar ikisininde yüzünde mutluluğun gülümsemesi vardı.Yüksek apartmanlı evin kapısına geldiklerinde.

"Rana sen eve çık,eşyaları hazırla çok fazla birşey almana gerek yok.Eksiklerini oradan da alırız.Bende önce şirkete geçeyim.Orada ki işleri gözden geçireyim.Sonrada senin ofise uğrar istediğin dosyaları alır gelirim.Beklemeden çıkarız yola"dedi Emir.Kalacağı süreyi henüz kafasında belirlememiş,bu yüzden işlerini gözü arkada kalmayacak şekilde yoluna koymalıydı.
Dudakları yukarı doğru kıvrılmış olan kadın.Başını aşağı yukarı salladı.Arabanın kapısını açmış,içinden indiğinde kapıyı kapatmadan önce kocasına dönüp:

"Şeyyy...Emir."dedi.Ses tınısında tedirginlik bir de çekingenlik vardı.

"Tarık Baba ve Halide Anne nereye diye sorarsa ne diyeceğim?"diye sordu.Zira Emir geri gelene kadar onlar eve gelmiş olurlardı.Sorduklarında ne cevap verebilecek ti.Hoş onlar zaten anlayışsız olamazlardı.Belki de hiç sormazlardı ama yinede genç kadının kafasında soru işaretleri vardı.

"Emir bu mevsim de hep nereye giderse oraya dersin"diye cevapladı.Kadın ne dediğini anlamamış gibi tek kaşı havada baktı adamın yüzüne.
Emir ise kadının sorgularcasına bakışına sesli bir kahkaha attı o muhteşem serseri gülüşü ile.Az gülen ama öz gülen adamdı.Güldüğünde yüzüne bakmaya doyum olmazdı.
Gülerken kafasını iki yana salladı.Bu kadının şaşkın halleri ile eğlenmek hoşuna gitmişti.

"Rana"dedi.Ses tınısı ciddiyet dolmuş,kafasını kadından yana doğru yaklaştırdı.Rana da kocası bir şey söyleyecek diye biraz daha arabanın içine eğilmişti.
"Evet"dedi Rana.

"Sana kim hesap sorabilir? Burada ben varken,senin bir şey söylemene gerek yok.Öğrenmek isteyen beni arar." Yüzü,yüzüne yakın olan kadının burnunun ucuna tüy kadar hafif bir buse kondurdu.Bu yaptığına kadının yanakları yanmaya başlarken.Emir de kendine inanamadı.
Nasıl yaptı bunu? Çekinmeden,ne tepki alacağını düşünmeden.Evet tepki almayı beklemişti.Lakin tepki almak yerine küçük bir tebessüm herşeyi belli etmişti.
"Hadi Avukat kapat kapıyı.Bu arada Ofisi ara sekreterin hazırlasın dosyaları.Sen de çabuk hazırlan."deyip kapanan kapı ile.Arabanın egzosunu bağırtarak uzaklaştı.
Ardında kalan kadının yüzünde aptal bir tebessüm oluşmuş,kafasını iki yana sallamıştı.

RANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin