Bölüm 25

3.8K 218 106
                                    

Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular...

Düzenlemeyi geç yaptım bunkısım için, özür dilerim..
Ama bir süre sonra fark edince bekledim. Ve her seferinde söylüyorum vote ve yorum ile destek olmanızı istiyoruz. Ama bunu yazmayınca bölüm bekleyen siz canlardan asla ses çıkmıyor.

Bir sonra ki bölüm için...

Vote sınırı 150.

Yorum sınırı 150.

Sınır aşılırsa belki bölüm daha erken gelir.



Karma der ki;

Zamanı geldiğinde herkes başkasına yaptıklarını bizzat yaşayacak.
Ne eksik,ne fazla..

Anlamını kaybeden hiçbir şeyi geri getirmek için uğraşmayın.
Başka yolu tercih edenin, yolu layığına açık olsun.

Neye emek versen karşılığını alıyorsun. İnsanlar hariç.

İnsandı,beşerdi de şaşardı da.
Hata yapmak insan oğluna mahsus kılınan bir unsurdu. Lakin hata denilen şeyin ya telafisi vardır. Yada asla geri dönüşü yoktur. Yaptıysan sonuna kadar arkasında duracaksın,pişman isen arayıp,bulup af dileyeceksin.

Hata yapmıştı Cihangir,yaptığı hatanın nelere maal olduğunu düşünmemişti. Öyle ki bu hatayı telafi etme gereği bile duymamıştı. Meva'yı o gün o otel odasında terk edip gittiğinde arkasında bıraktığı darma dağın olmuş bir hayatın, çırpınarak çıkacağını düşünmemişti. Meva'y dı bu, düştüğünde kalkmasını bilen,yorulduğunda inadına koşmasını bilendi. Belki ailesi onu ebediyen red edecekti. Ama Emir onun için bir kardeşten daha öte olmuş,canına can, dost olarak yoldaş,oğlunun da çok sevdiği Emir amcası olmuştu. Onu bu utanç duyacağı hayattan Emir çekip almıştı. Zira ona o kadar şey borçluydu ki şuan da da oğluna Babasını tanıttığı için kızamazdı. Kendi ayakları üzerinde durmayı ona öğretmişken maddi destekten çok manevi desteğini sağlamıştı. Meva'nın hemşirelik mesleğini eline almasında bile en büyük paya sahipti Emir. Böyle bir şeyi Yaptıysa kesinlikle bir bildiği vardır düşüncesi sarmıştı.

Cihan'ın "Baba"diyerek Cihangirin bacaklarına sarılması,masa da oturan herkesi şok etmişti. Esma Hanım'ın yüzünde oluşan mimiklerin her biri ayrı hareket etmekteydi.
Hayır,hayır olamazdı. Onun oğlu evli değil bu çocuk nasıl onun olsundu.
Yaşlı kadının gözleri bir Cihangirin bir de Rana'nın üzerinde gel gitler yapmaya başladı. Rana'ya baktığında
'bu ne demek?'ifadesi takındı yüzüne
Genç kadının söyleyecek sözleri olmadığından boynunu sağ omuzuna yatırmış,iki elini yanlarına açmıştı.
'ben bilmiyorum.'ifadesi idi bu. Madem abisi bu kadar ahlak bekçisi idi o zaman bunu da kendisi açıklamalıydı. Yıldırım bey oturduğu yerden tek kelime söylemeden yavaşça kalkarak ağır adımlar ile Cihangirin yanına varmıştı.

"Bu..bu çocuk seni babasına mı benzetti?"diye sordu. Konuşurken kelimeler boğazında düğüm olmuş,yutkunmasında bile zorlamıştı.
Sorduğu soru da almak istediği cevap belliydi ki 'bu ne demek?'yerine benzetti diye sormuştu.

"Hayır.!! Hayır Yıldırım bey,Cihan o karşınızda duran yüzsüz,ahlaksız, adam sıfatına bürünen kişiyi Babasına benzetmemiştir. Bizzat babası bu ahlak abidesi olan adamdır. A pardon adam dedim değil mi? Adamlık Cihangir'e kalacak kadar ucuz bir tanım olamaz." Meva sandalye den öfke ile kalkarak ellerini masaya vurduğu gibi bağırdı. Sözlerini Cihangirin yüzüne savurarak Yıldırım beyin yanında yerini aldı. Oğlu Cihanı bileğinden tutarak kendi arkasına çekti. Ortam yangın yeri gibiydi. Şu an olana bitene müdahale etmeyen karışmayan Tarık bey ve Halide hanım dı. Onlar da şaşırmış kalmışlardı. Yıldırım bey ve Meva birbirine tüm sinir ile bakınırken,Rana bir adım atmış,onların yanına gidecekti. Emir karısının adım aldığını görünce kolundan tutarak geri durdurdu.

RANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin