Bölüm 4

355 25 1
                                    

Talya'nın o güne dair en son gerçekçi anısı, üniversite oryantasyon etkinliğinde bardağı kafasına dikmesiydi. Abisinin söyledikleri boş bir koridorda yankılanırcasına beyninde yankılanmıştı. Onların hepsini susturmak istemişti, susturmak için de alkolü göndermişti boğazına.

Demir, bulabildiği ne kadar koz varsa itinayla bunu öne sürmekten hiç geri kalmazdı. O gün de yine bir şeyler bulup canını sıkmayı başarmıştı. Talya için işin en kötü yanı artık sürekli aynı üniversitede olmalarıydı.

Canı sıkan bir diğer konu da, büyükannesinin sağlığının bu aralar iyi olmadığıydı. Çocukluğundan beri büyükannesiyle her zaman daha iyi anlaşan kişi Talya olmuştu. Demir ile büyükannesinin yıldızlarının pek barışık olduğu söylenemezdi. Bu yüzden Demir, bir şey yapacaksa bu, kesinlikle büyükannesi için olmazdı.

Talya partideyken kaç bardak içtiğini bilmiyordu ama bir yerden sonra önemi kalmış mıydı zaten? Hayır. Sarhoş olduğu için sonraki anıları birbirlerinden çok kopuk ve bulanıktı.

Bulanık anılarından birisinde, birisinin yanına geldiğini az buçuk hatırlıyordu ama o kişi gözünde havada uçan bir parşömen kağıdı gibi görünüyordu. Fakat bu uçan parşömen, ince görünmesine rağmen bir şeyler yapmasını sürekli engellemişti. Her an yere düşecekmiş gibi görünürken çok güçlüydü.

Bir ara dünyası tamamen siyahlaştığında, yanında olan uçan parşömen iyice beyazlaşıp aydınlık bir şeye dönüştü. Talya, o kadar siyahlık arasında böyle bir beyazlığın olmasına şaşırdığı için onu tutmaya çalıştı. Girdiği sıkı mücadeleden sonra, nihayet ona tutunabilmeyi, ona sarılmayı başarabildi.

Uçan parşömeni her an elinden kaçabilecekmiş gibi durduğu için ilk başta gevşek sardığı ellerini ona daha da sıkı doladı. O anda nedense uçan parşömenden aldığı sıcaklık büyükannesini hatırlattı, bir an karşısında büyükannesi var sandı. Aslında büyükannesi vanilya şekeri gibi kokarken sarıldığı şey, hindistan cevizi gibi kokuyordu. Fakat buna aldırmadan, uzun zamandır böyle sıcak hissetmediği için öyle kalmak istedi.

Uçan parşömenine sarıldıktan sonra bir süre yanağına değen sıcaklığın devam etmesine izin verdi. Ne zaman olduğunu kestiremediği bir zamanda, ellerinin gevşediğini hissettiğinde yanağının sıcaklığı, yerini soğukluğa bıraktı.

Talya'nın uykuya direnemeyip kapanan gözleri bu sefer uyku aleminde açıldığında, kapkaranlık bir yerde değildi. Tanıdık bir yerdeydi. Çocukluğuna yeniden dönmüştü, buraya gelmeyi hiç istemese de.

Rüyasında gördüğü ilk görüntü, Demir'in onu itekleyerek karnesini annesine ve babasına göstermesiydi. Kendisini bildi bileli akademik açıdan Demir'den hiçbir zaman iyi olmamıştı ve bu konuda sürekli Demir'le karşılaştırılırdı. Çoğu zaman da pek iyi olmayan notlarıyla kendisini yetersiz hissederdi. Özellikle karne günlerinde Demir'in karnesinden sonra kendi karnesine bakan anne ve babasının asılan suratlarını görmek, her karne gününde karnının kasılmasının asıl sebebiydi.

Fakat anne ve babasının aksine büyükannesi, notları ne durumda olursa olsun ona her zaman gülümseyip hediye verirdi. Annesi, büyükannesine bu konuda kızıp Talya'nın notlarının düşük olması yüzünden hediyeyi hak etmediğini her ne kadar söylese de büyükannesi hiçbir zaman onu dinlemezdi. Talya bir noktadan sonra bu laf dinlemezliğini de büyükannesinden öğrenmişti.

Ailesiyle iyi kötü geçinip giden Talya için dönüm noktası olan bir diğer anı, sahip olduğu bedeninden nefret edecek kıvama gelmesiydi. İlk başta bu duygudan ve kendisinden nefret etmişti çünkü bedeni kendisine hastalıklı gibi hissettirmişti.

Küçükken tombul bir kızdı. İlk başlarda ne kadar sevimli olduğu söylenirdi ve yanakları sıkılıp sevilirdi. Bu bir noktaya kadardı, yaşı ilerlemeye ve çocukluktan çıkana dek.

GECE ŞİFTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin