Bölüm 36

60 8 0
                                    

Geride bırakılan gece, Talya'yla Utku'yu kapı aralığından çocuklarının uyuyup uyumadığına göz atan bir anne gibi izlerken çoktan sabah olmuştu.

İkisinin de uyku düzenleri tam olarak normalleşmemişti fakat gündüz vakti beraber zaman geçirmeye başladıklarından beri daha erken uyur olmuşlardı. Sabah kalkmak, hala uyuklayan ikili için zulüm olmaya devam etse de göz ardı edilebilirdi, birbirlerinin sıcak kollarında güne gözlerini açtıkları için.

Dün gece yurda gelmelerinin ardından Talya her zamanki gibi kıyafetleriyle uyumaya hazırdı. Arabadan yurda gidene kadar, dışarıya izlemek pahasına gözleriyle savaş vermişti. Yüzünü okşayan serinlik ve gözlerini kamaştıran görüntü ninni gibi daha çok uykusunu getirirken, manzarasının tadını çıkarmaya çalışmıştı. Uğraşları meyvesini vermişti de, göz kapakları ağırlaşıp kapansa bile yurda kadar uyumamıştı.

Yurda geldiklerinde ise bütün her şeyini teslim ederek başını yastığa atmış ve bütün bedenini bulut gibi görünen yatağının üzerine bırakmıştı. Elleri yastığının altına giderek gözleri tamamen kapandığında, Utku kapıyı kapatmak ve eşyalarını bırakmak üzere olduğu için Talya'yı zar zor fark edebilmişti. Onun uyku alışkanlığı yavaştan değişse bile, bu kadar düzensiz olma huyu hiç değişmeyecekti. ''Böyle yatarsan rahatsız hissedeceğin için uykunun yarısında uyanacaksın ve bir daha da yatamayacaksın.''

Utku kendi yatağına geçip hala başı yastıkta olan Talya'ya bakıp konuştuğunda, sesi ısrarcı değildi. Onun için gerçekten yorgun bir gün olduğunu biliyordu ve başını kaldırmak istemezse ona daha fazla ısrar etmeyecekti. Gömleğinin düğmelerini çözdüğü sırada, karşısındaki şişmiş yanaklı yüzü izlerken ısrar edemezdi de.

Dudakları hafif aralanıp dışa doğru daha sarkarken, normalde her an hırçınlaşma potansiyeline sahip yüzü uysal görünüyordu, neredeyse. ''Madem o kadar üzerimi değiştirmemi istiyorsun, buraya gel.''

Talya'nın ağırlaşmış göz kapaklarıyla beraber gözünü örten uzun kirpikleri yavaşça aralanırken, Utku'nun elleri gömleğinin bir düğmesinde durdu. Soru işareti barındıran kaşları yavaşça yerinden yükselirken Talya'nın gözleri hala üzerindeydi. Az önce derin bir uykuya dalacakmış gibi duran gözleri Utku'ya dönükken, algıları oldukça açık görünüyordu. Duyguları yoğunlaştığı zaman gözlerini pek sık kırpmazdı, şu an gibi. ''Açık bir şekilde konuşursak, ellerimle seni soymamı istiyor gibi görünüyorsun.''

Şüpheci tavrını hala üzerinde taşırken dudaklarının kıvrılmasına engel olmaya çalıştı. Öyle ki, gülümsediği zaman kıvrılan o dudakları kesinlikle ele verecekti kendini. Üzerini seve seve değişebileceğini ve onun attığı oltaya takılacağını bildiren bir oyunu kabul ettiğini gösterecekti.

Fakat Talya kendisinin aksine, böyle bir şeyi dile getirdiği için gülümsemeye başladı ve yataktan doğrularak yatakta oturur pozisyona geldi. Engel olmaya çalıştığı gülüşünün gözlerinden kaçmadığını çoktan fark etmiş kadar keyifliydi. ''Sen de bu teklifi reddetmek istemiyor gibi görünüyorsun.''

Ne kadar uykulu ya da dalgın olursa olsun her bir davranış, Utku'nun gözünden kaçırmıyordu. Rüya alemine gitmeden önce yeterince mayışan gözleri, yerini bu sefer kaplan keskinliğine bırakırken hala uykusunun kırıntıları vardı. Satranç oyuncusu gibi karşısındakinin hamlesini bekliyordu, kaçışı olmayan ve olsa bile yanlış hamle yapabilecek rakibini gözlüyordu. ''Teklif de, teklifi yapan kişi de bu kadar güzelken reddetmem yazık olur, değil mi?''

Utku yatağından kalkıp, önündeki üç düğme halihazırda açılmışken Talya'nın yanına gitti. Köprücük kemiklerinin çıkıntısı, açılmış yakasından varlığını parlatıyordu. Talya için daima sıra dışı görünürlerdi, sanki bu dünyadan değillermiş gibi ya da gerçek olamayacak kadar çizimsel gibi. Elleriyle dokunup doğruluğunu kontrol etme gereği hissederdi fakat bu sadece ipin ucundan tutması gibi diğer yerlerine dokunmak için iştahını körüklerdi.

GECE ŞİFTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin