Bölüm 16

218 14 0
                                    

Utku'nun gözleri yeterince dinlendiklerine karar vermişçesine aniden açıldığında, yurt odası kapkaranlıktı. Sabahki haline kıyasla gözlerini bu sefer hiç zorlanmadan açmıştı. Neredeyse akşam vaktine kadar uyuduğu için kendisini tembelleşmiş hissediyordu.

Üzerindeki örtüyü kaldırdıktan sonra odanın ışığını açmaya gitti. Etraftaki derin sessizlikten, Talya'nın yanında olmadığını anlayabiliyordu ama yine de bakmak istedi odaya.

Birdenbire etrafa dolan ışık gözünü alsa da, arkasına dönüp Talya'nın yatağına baktı. Gördüğü manzara sabah olduğu gibi, her zamanki Talya'ya ait dağınık yatak örtüsüydü.

Örtüsünden yastığına kadar her şey o kadar dağınık görünüyordu ki, Talya sanki minik çaplı bir savaş vermiş gibiydi. Bu yatağın bir gün düzenlenmiş bir şekilde bırakıldığını mezun olmadan önce görebilecek miydi, pek emin değildi.

İç çektikten sonra kendi yatağına tekrar giderek sanki geri yatacakmış gibi yatağının üzerine oturdu. Gün içerisinde uyumayı kesinlikle sevmiyordu, hayatın normal akışını kaçırıyor gibi hissediyordu hep. Yine de, yorgunluğunu üzerinden attığı için daha enerjikti ve buna ihtiyacı vardı.

Bünyesi bu uyku düzenine alışık değildi. Talya ile ilgili yaptığı keşif sayesinde artık öğrendiği şey, her zerresiyle rahat bırakmıyordu.

Gecesi ve gündüzü birbirine karışırken sanki hayatının bir kısmını gece vakti yaşıyordu. Bu yüzden sabahki derslerine zor bir şekilde uyansa ve derslere tam konsantre olamasa da, kendisini gece vakti faal olmaktan yine alıkoyamıyordu.

Hayatını bu noktaya kadar normal bir şekilde yaşadığı için her gün derslerine gidip gelmişti, diğer herkes gibi. Sınıfındaki çoğu kişi de derslere kendisi gibi gelip gelebilirdi ama pek azı kendisi gibi bir deneyim yaşayabilirdi.

Bilmediği bir şeyi keşfettiği için kendisine farklı bir dünya kazandıran bu şevkle, eski halinden farklı hissediyordu. Olağan akışına böylesine farklı bir akımın karışması, iyiden iyiye isteğini çeken bir şeydi. Mezun olduğunda bu duygularının hala devam edip etmeyeceğini merak ediyordu.

Düşünceleri arasındayken yeni uyandığı için vücudu, beynine su içmesi gerektiğini söyleyen bir sinyal gönderdi. Geç saatlerde uyandığı zaman genellikle susamış oluyordu. Bugün de bu alışkanlığı onu yalnız bırakmadığı için su doldurmak için bardağına uzanmaya çalıştı. Gözlerini komodinine çevirdiğinde, bulduğu bir cisim yüzünden yerinde kaldı.

Hafızasını yokladığında yakın zamanlarda çikolatalı süt aldığını ya da almış olsa bile komodinin üzerine bıraktığını hatırlamıyordu.

Gün içerisinde ne yaptığını hala düşünürken elini çikolatalı süte doğru uzattı. Su yerine üzerinde pipeti bulunan çikolatayı sütü aldığında, bunu Talya'nın oraya koymuş olma olasılığını düşünmemeye çalışıyordu. Şu ana dek pek bir şey aldığı pek söylenemezdi.

Komodinin üzerine başka bir şey bırakılmış diye tekrar göz attığında, çikolatalı süt dışında hiçbir şey bulamadı. Ne not vardı, ne de başka bir şey.

Papatya çayına karşılık çikolatalı süt. Talya'nın teşekkür etme biçimi böyle olabilir miydi?

Yavaşça gülümsemeye başladığında Talya'yla eskiden yaptığı bir konuşma aklına geldi. Genellikle ders çalıştıktan sonra kafasını dinlemek için yatağına uzanıp çikolatalı süt içerdi. Bir nevi kendisini ödüllendirme biçimi de sayılabilirdi.

Normal süt içilemeyecek kadar tatsız, çilekli süt fazla şekerli ve muzlu süt ise onun için fazla uçuktu. En sevdiği süt, çikolatalı süttü. Zor durumda olmadıkça diğer süt çeşitlerini tercih etmiyordu. Sık sık çikolatalı süt tüketmesi yüzünden de Talya'nın gazabına uğramıştı.

GECE ŞİFTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin