Bölüm 15

205 18 0
                                    

Merdivenlerden hızlı bir şekilde aşağı inerken Talya, Utku'yu çoktan arkasında bırakmıştı. Onu hazırlıksız yakalayıp Nyks'e davet ederken, yüzünde oluşan ilk şüpheciliğin yerini şaşkınlığa bıraktığını hatırlamak, gülümsemesine sebep oldu.

En yakın arkadaşı Yağmur'a veya büyükannesine bile söylememişti striptiz yaptığını. Bilerek ve isteyerek Utku'ya da söylememişti ama son zamanlarda onun Nyks'e gelmesi artık rahatsız etmemeye başlamıştı. İlk başlarda striptiz yaptığını öğrenmesinden sonra kendisine şantaj yapacağını ya da ucuz davranışlar sergileyeceğini düşünmüştü.

Fakat ilk kez işinin detaylarını Utku'ya anlattığında tüm vücuduyla tepki gösterdiği merak, neredeyse Talya'yı ele geçirmiş ve ona daha fazlasını göstermek istemesine aracı olmuştu. Onun bitmek bilmeyen öğrenme isteğine karşı sürekli bir öğretme açlığı hissetmişti. Bu açlığın ne zaman biteceğini bilmiyordu ama böyle yapmaya devam ederse yolun sonuna kadar gidebilirdi.

Bu kadar sırrını Utku'yla paylaşma konusunda, sebebini sorguladığı zamanlar çoktu. Genellikle sırlarını paylaşmak istemezdi çünkü küçüklüğünden beri özel alanı ve sırları Demir tarafından bozguna uğratılmıştı. Bu yüzden kendini açma konusunda cimri olarak nitelendirebilirdi.

Bazı zamanlar korkuyordu Utku'yla bu kadar sır paylaşmasından. Özellikle cimri olmaya çalıştığı bu konuda, söz konusu Utku olunca kendi kendine koyduğu kural bir işe yaramıyordu. Üstelik bunun işe yaramamasında, kendisinin oynadığı pay çoktu çünkü genellikle bu kuralı bozan kendisi oluyordu.

Az önce de Utku'yu Nyks'e davet etmesiyle, değerlerinin gittikçe değiştiğini hissedebiliyordu. Artık kuralı bozmak, daha az önemsiz bir olay olmaya başlamıştı. Bunun aksine farklı bir yönünü göstermek, daha eğlenceli ve önemli bir duruma dönüşmüştü.

Utku'yla beraber olduğu gece vakti, çocukken arkadaşıyla beraber anne ve babasının haberi olmadan yaptığı keşif gezisine benziyordu. Tek farkla, heyecanında minik bir tatlılık ve bir o kadar arzu bulunduran bir şekilde.

Bu düşüncelerle kampüs dışarısına çıktığında düşünceleri arasına sızan güneş ışığı, gözünü alarak düşüncelerinden sıyrılmasını sağladı. Güneşli havaları pek sevmezdi bu yüzden içinden ''Keşke yağmur yağsa.'' diye geçirdi. Dışarıda ya da odasında olsa da fark etmezdi her türlü seviyordu yağmuru. Sanki güneş, sevilmediğini biliyormuş gibi özellikle önünde durmuştu bu sırada. En azından güneşin tamamen sırıtmayıp azıcık bulutla kaplı olmasına bile razıydı.

Gözlerini alan güneşten kendisini korumak için eliyle gözlerine siper yaptığında, Yağmur dışarıda durmuş, bekliyordu. İçinden sessizce söylenmekle meşgulken, Yağmur yanına geldi. ''Çalışmaya hazır mıyız bakalım?''

Bu sabah yatağında hiç ummadığı bir anda, art arda gelen bildirim sesleriyle gözlerini açmak zorunda kalmıştı. Ne olup bittiğini bilmiyordu ama telefonuna cevap vermediği sürece bildirim sesleri gitmeyecek gibi duruyordu. Bu yüzden telefonunu eline aldığında Yağmur'un sırf bildirim sesi gitsin diye bir sürü rastgele harf yazdığını gördü. Hep kendisini aramak yerine böyle yapardı, özel bir zevkiymiş gibi.

Cevap olarak, daha fazla mesaj atmamasını söylemek için Yağmur'a uyandığını söylediği bir mesaj atmıştı, yarı uykulu haliyle. Ardından telefonunu yastığının yanına bırakıp tekrardan gözlerini kapatmıştı.

Sanki uyumaya niyetlendiğini anlamış gibi Yağmur hemen yeni bir mesaj çekmişti. Bu yüzden tekrardan telefonunu eline aldığında onun şunu yazdığını görmüştü. ''Bugün kafede doğum günü kutlaması yapılacakmış da, bugün bana garson olarak yardımcı olabilir misin?''

GECE ŞİFTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin