Dün gece sarhoşluktan ve barındırdığı hüzünden sızmadan öncesine dair hatıraları silikti. Gözyaşı, kalbinin atışı ve hissettiği soğuklukla bir omuza dayandığını hatırlıyordu. Ondan sonrası koca bir siyahlıktı, gözlerini açtığında bütün hepsi gitmişti, tek birisi hariç.
O kişinin elinde tutmaması gereken kutuyu görmek, bir hışımla yatağından fırlamasını sağlamıştı. Düne dair ne olduğunu sorgulama fırsatı bile eline geçmemişti. Göz bebekleri çaplı bir şekilde genişlerken nefesleri sıkılaşmış, neredeyse sinirlenmişti. O dört fotoğraf hem her şeyiydi hem de hiçbir şeyiydi.
Fotoğrafları çoktan görmüş olmasına rağmen ona hiçbir açıklama borçlu değildi. Gerildiği için boynundaki damarların ne kadar belli olduğunu bilmeden, ilerledi. Kan akışındaki istikrarsızlığa rağmen adımları kontrollüydü.
Dokunmaması gereken kişiden fotoğrafları hızlı bir şekilde aldıktan sonra geri kıyafet dolabına koymaya yöneldi. ''Aramızda bir tanışıklık olmasına rağmen bu şekilde evimi kurcalayamazsın.''
Arkasını döndüğünde verdiği nefesle tazelendi. Elinin tersiyle dolabı kapatıp sonsuzluğa mühürlemiş gibi dolabın önünde kalmaya devam etti.
Gün ışığı odayı doldururken ikisinin yüzündeki karanlığı aydınlatmaya yetmedi. Asılı kalıp cevaplanması gereken cümle hala yerini başka bir duruma bırakmamıştı. ''Tanışıklığın anlamı insanların bedenini ve ruhunu tamamen paylaşmasıysa evet, aramızda bir tanışıklık var.''
Sesinin hırçın bir şekilde savurgan çıkması, ona kırgınlığını ne kadar başarılı yansıttığını gösteriyordu. Onsuz kendisini küçük hissettiği kadar aralarındaki ilişkiyi de o kadar küçültmek istemişti. Göz kapaklarının hafifçe gözlerini örtmesinin, alındığının bir göstergesi olduğunu biliyordu, üç seneden sonra hala. ''Gözlerimin içine bakarak bunu söyleyemezsin, sen benimle tamamen paylaşmadın.''
Bunu söylemeyi planlamıyordu ama sabah gözünü açar açmaz hissettiği gerginlikle çoktan söylemişti. Eskiye dair ne kadar çok şey konuşursa canını acıtmaktan başka bir işe yaramayacaklardı. Avuçlarına doğru sıktığı parmaklarını havada rastgele savurarak onun cevap vermesini engelledi, duymak istemiyordu.
Yürümek üzereyken onun önünde durmasıyla başarısız oldu. ''O fotoğrafların nasıl bir açıklaması varsa, benim de söyleyeceklerimin bir açıklaması var.''
Gözlerinin içine bakarken sessiz bir şekilde dinlemesi için yalvarıyordu. Ağzından çıkacak tek bir kelimenin ardından, kararmış göz altlarıyla istediği her şeyi yapabilecek gibiydi.
Yakınında olduğu için nefesinin ne kadar sağlıksız bir hırıltıyla çıktığını yeni fark etti. Hala dünkü ıslak kıyafetleri üzerindeydi bu yüzden şaşkınlıkla yerinde kalakaldı. ''Eğer hatırlamıyorsan, dün çok yorgun olduğun için sana sarılır sarılmaz omzumda uyudun.''
Bakışlarındaki merak belli olmuştu, dünü hatırlamak alkollü haliyle bile utanç vericiydi. Yumruğunu boşa harcamış, mermilerini farklı bir yere boşalmıştı. Kontrolü elinden kaybettiğinde her şeyin eskiye dönmesinden nefret ediyordu.
Hala kalıntısı üzerindeyken, dün başının yaslandığı yere bakmamak için kendisini zapt etti. ''Sarhoşken insanlar eski sevgililerini bile arıyor, bu da ondan farksız.''
Cevabını beklemeden ilerlemek üzereyken bileğini tutan el tarafından durduruldu. Canını yakacak kadar güçlü değildi ama sıradan birisine göre de kuvvetliydi.
Keskin bir çift göz üzerindeyken başını çevirdi. Onu önemsizleştirmeye çalıştığı her adımında yavaşça hiddetlendiğini hissediyordu. ''O insanlar peki eski sevgililerine ait fotoğrafları üç sene boyunca evinde bulunduruyor mu?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE ŞİFTİ
RomanceHerkesin uzak durmaya çalıştığı Talya'nın oda arkadaşı olmak zorunda kalan Utku, Talya'nın geceleri sık sık yurttan ayrılması yüzünden bir gün onu takip etmeye karar verir ve takibinin sonucunda Talya'nın striptiz yaptığını öğrenir. Peki ya araların...