Bölüm 9

271 24 0
                                    

Yemekhaneden eşyalarını topladıktan sonra Talya'yla Utku, okuldan çıkıp alışveriş merkezine doğru yol almaya başladı. Talya akşam yemeğine kadar hala zamanları olduğuna kanaat getirip Utku'yu her zaman gittiği yere götürmeye karar vermişti, gidecekleri yer biraz uzak olsa da.

Böylelikle üniversiteden çıkıp biraz yürümeleri gereken otobüs durağına gittiler ve orada fazla beklemeden Talya'nın işaretiyle gelen otobüse bindiler. Talya öncülük ederek ilk önce bindi ve oturacakları yeri seçerek Utku'yla beraber otobüsün en arkasına geçti. Bu saatlerde otobüse binen fazla kişi olmadığı için yer bulmak için hızlı olmaları gerekmedi.

Bütün bunları yaparken Talya, normal haline göre oldukça sessiz duruyordu. Otobüs yolculuklarında, genellikle düşünceleri arasına daldığında gerçek dünyayla bağlantısı kesip suskunlaşırdı. Şu an da, o zamanlardan birisiydi.

Otobüs ilerlemeye başlayınca pencereden dışarıyı izleyen Talya'ya bir süre baktı Utku. Yüzünde huzurdan uzak yüz ifadesinin abisi yüzünden olup olmadığını merak etti. Kaşları hafif gerginken aklındaki düşüncelerin onu rahatsız ettiğini görebiliyordu. ''Ne düşünüyorsun?''

Talya bakışlarını pencereden çevirmeden, otobüsün hızla geçtiği onlarca insana bakmaya devam etti. Sesi yorgun geliyordu. ''Hayatın ne kadar boktan olduğunu.''

Verdiği cevabın bugün için yoksa genel olarak mı böyle olduğunu kestiremedi Utku. Ama söz konusu Talya ise hayatını tamamen boktan olarak görmesi, fazla şaşılacak bir şey değildi. Onun bu durumuna üzüldüğü için iç çekmeden edemedi. ''Hayat yeterince güzel, sadece bu konu hakkında bir ipucun yok.''

Talya dışarıya bakmaya devam ederek bir süre sessiz kalmayı tercih etti. Arabaların içindeki insanların ya da otobüsteki kişilerin ipucuya sahip olup olmadığını merak etti. Hayatları güzel olduğu için mi yoksa sadece doğdukları için mi yaşamaya devam ediyorlardı?

Bu sorunun cevabı hiçbir şekilde net değildi, hiçbir zaman da olmayacaktı. Talya'nın bildiği tek şey varsa, o da kendi hayatıydı. ''Belki de ipucunu uzun bir süre önce kaybetmişimdir.''

Otobüsün penceresinden hafifçe esen rüzgar, Talya'nın saçlarını hafifçe okşuyor ve onları havaya kaldırıyordu. O anda tablodan çıkmış görüntüsünün aksine düşünceleriyle ne kadar tezat olduğunu düşündü Utku. ''İpucunu kaybedip kaybetmediğini bilmiyorum ama onu hala arıyorsun. Hatta bu yüzden psikoloji okumak istedin bence.''

Eliyle çenesini nazikçe kaşıdıktan sonra, havalanan saçları kadar hafif bir gülümseme kondurdu yüzüne. İlk defa böyle bir tepkiyi Utku'nun karşısında veriyordu. Utku, onun yeni bir hareketini keşfettiğinde, bir insanı yolculuk sırasında tanırsınız sözünün ne kadar doğru olduğunu düşündü. Talya ise o sırada Utku'nun dikkat çekici tespitine cevap verdi. ''Evet, kendimi anlamak için okumayı istedim.''

Başkası tarafından anlaşılmak onun için beklenmedik bir durumdu. Utku'nun ne zaman beri bu şekilde düşündüğünü merak etti. Başka insanların seçimlerini hep böyle düşünür müydü?

Son sözünün ardından biraz dinlemeye karar verdiği için, iki kolunu birleştirerek kafasını geriye verdi ve uyuma pozisyonunu aldı. Nereye gideceklerini bilen tek kişi olduğundan Utku onu uyumaması için uyaracaktı, fakat Talya açıklama yapar gibi elini hava kaldırdığında konuşmaya başladı. ''Yolumuz daha var ve yaklaştığımızda zaten uyanırım, sorun yok.''

Uyanması hakkında Utku'nun kafasında soru işaretleri olsa da, itiraz etmedi. Psikolojik ya da fiziksel olsun, Talya üzerinden atamadığı yorgunluğu bir nebze böyle atabilirdi. Bu akşam onun için oldukça yorucu olacağa benziyordu.

GECE ŞİFTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin