''Talya burayı bir de kışın görmelisin. O kadar çok kar yağıyor ki, yolda sadece bir adım atsan bile bacağının tamamı yere batar.''
Otobüsle karşı otogara varmalarının ardından mahallelere bırakan mini servise binmişlerdi ikisi de. Utku'nun annesinin evi biraz yokuş yukarısında olduğu için servis onları sadece yol başında bırakmıştı. Bu yüzden ikisi de bırakıldıkları tek düze yerden yürümek zorunda kalmışlardı. Bu şekilde eve doğru yürürken Utku, etrafı Talya'ya göstererek tanıtmaya çalışıyordu.
Utku yaz tatili başlar başlamaz ya da araya mini bir tatil girdiğinde soluğu direkt burada alırdı. Bazen planına uymayan bir şekilde sınavdan düşük alıp büte kaldığında daha geç gelmek zorunda kalırdı.
Aslında küçüklüğünden beri burada oturuyor değildi. Emekli olan annesi, emekli olur olmaz çalıştığı şehrin kuru kalabalığı ve gürültüsünden sıkıldığı için daha rahat ve sessiz bir yerde oturmak istemişti. Bunun için internetteki ev ilanı veren sitelere gece gündüz demeden bakmış ve satıcıların peşini bir türlü bırakmamıştı. Evlerin özelliklerini sora sora ve fiyat konusunda indirim yapılması için canla başla çalışırken sonuç olarak bu evi almıştı.
Bu mahallede daha çok annesi gibi kafasını dinlemek isteyen insanlar oturuyordu. Daha çok emekliye ayrılmış kişiler için ideal bir yer de denebilirdi. Havası insanı aydınlatıyordu, sokaklar temizdi, boş zamanda dağ yürüyüşü, bisiklet sürme ve balıkçılık gibi aktiviteler yapılabiliyordu.
Utku'nun burada yapmayı en sevdiği aktivitelerden birisi annesiyle beraber balık tutmaya gitmekti. Evlerinin aşağısında ve yaklaşık on dakika yürüme mesafesi olan nehirde tutuyorlardı hep. Bu nehir o kadar uzundu ki insanların karşıdan karşıya geçmesi için birkaç köprü yapmak zorunda kalınmıştı. Uzun olması sayesinde orada oturan birçok insan da kendileriyle beraber orada balık tutmaya geliyorlardı sürekli.
İşin sırrı aslında sadece balık tutmakta değildi. Utku balık tutarken balığın oltaya gelmesini beklediği süre zarfında hep akan nehri izlerdi. Oradaki birkaç adamın heyecanlı haykırışı dışında, suyun minik taşlara çarpıp çıkardığı ses, suyun içerisine atlama isteğini getiriyordu hep. O zamanlar nedenini bilmiyordu ama nehre bakarken, sıklıkla düşünceleri arasına kayboluyordu ta ki, balık oltaya takılıncaya dek. Artık bunun ne anlama geldiğini Talya sayesinde biliyordu. Bunca zamandır su akıntısına bakarak terapi gibi olan dinginliğin, kendisine iyi geldiğini fark etmişti.
Eski anıları aklına gelirken o sırada Talya, yokuş yukarı yürürken aşağılarında kalan manzaraya bakıyordu. Şehirdeki yüksek binalı evlerin aksine, bulundukları yerde alçak seviyede evleri inceliyordu. Hepsinin o kadar sıcak görüntüsü vardı ki, sanki birisinin kapısını çalsa gülümseyip hoş geldin, diyecek ve çay içmesi için ısrar edeceklermiş gibiydi.
Üstelik birbirinin önünü kapatan evlerin aksine, burada yapılmış olan evler yokuş yukarısına göre sıra sıra dizildikleri için bütün evler önlerinde akan nehri ve doğa manzarasını görebiliyorlardı. Talya ilk defa güneşin bu kadar güzel göründüğünü düşündü o anda.
Güneşi ilk defa sevmesine rağmen güneş onunla dalga geçiyormuş gibi hafiften batıyordu. Gün batımının sıcak renkleri birbiri içerisinde karışmaya başlarken Utku'ya döndü. ''Burası dışında başka bir yerde üniversite kazansaydım bile gitmek istemezdim herhalde. Senin için buradan ayrılmak çok zor olmuştur.''
Utku üniversiteyi kazanıp eşyalarını hazırlarken annesinin onu göndermeye nasıl da hevesli olduğunu hatırlayınca gülümsemeden edemedi. Normalde her annenin yaptığı gibi duygusallaşıp belki de ağlaması gerekirdi fakat annesi tam aksine onu evden yollamayı dört gözle bekliyormuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE ŞİFTİ
RomantikHerkesin uzak durmaya çalıştığı Talya'nın oda arkadaşı olmak zorunda kalan Utku, Talya'nın geceleri sık sık yurttan ayrılması yüzünden bir gün onu takip etmeye karar verir ve takibinin sonucunda Talya'nın striptiz yaptığını öğrenir. Peki ya araların...