Bölüm 21: Can yakan gerçekler

6 2 0
                                    

Merhabalar herkese. Yeni bölüm geldi 🤗 keyifli okumalar ☺️☺️

Multimedya: Mark Eliyahu & Cem Adrian - Derinlerde

★★★Bölüm 21: Can yakan gerçekler★★★

Yusuf tüm ısrarlarıma rağmen benimle annemlere gelmedi. Onu fazla zorlamak istemediğim için kendim gelmeye karar verdim. Halamla karşılamaya cesareti yoktu, onu anlamaya çalıştım. Sebebini bilmesem de ailesinin katili olan bir kadına sempati beslemesini beklemem doğru olmazdı. Ben hâlâ buna inanmak istemiyor, bunun mantıklı bir açıklaması olduğuna inanıyordum. Belki de herşey tesadüf eseri gerçekleşmiş, iki araba yolda tesadüfen çarpışmıştı. Ancak içimden bir ses bunun altında başka bir şeyler olduğunu söylüyordu. Yusuf'un anlattıklarından yola çıkarak anne ve babasının birşeyler sakladığını düşünüyordum. Halam ve Yusuf'un ailesinin arasında önceden yaşanmış birşeyler vardı. Yoksa annesi halamla tartışmazdı. Bunu Yusuf'a söylemedim. Bence onunda halam ve ailesi arasında dönen bu olaydan haberi yok ve bunu öğrenmek için hiçbir çaba sarf etmiyor, ailesinin ondan birşeyler saklamış olduğu düşüncesinden korkuyordu. Yıllardır halamı suçlayıp, ailesi için yas tutmak ona daha kolay geliyor.

Düşünceleri bir kenara bırakıp kapıyı çaldım. Kapıyı halam açtı ve beni görür görmez sımsıkı sarıldı. Annemler ben gelmeden önce ona tüm onları anlatmışlardı, bu yüzden bana bir şey sormadı. Sadece kocaman sarılıp "Ah miniğim, seni çok özledim," dedi. Benim için üzülmemesi ve o lanet günü hatırlatmaması hoşuma gitmişti. Ona sarılmayı bırakıp yemek masasına geçtim. Annemin hazırlattığı yemekleri yedikten sonra oturma odasına geçip eski günleri yad ettik. Çocukluğumdaki yaramazlıkları konuşup güldük. Anneme kısaca Yusuf'un işi çıktığı için bu akşam gelemeyeceğini söylemiştim, bu zaman babamın yüzünden buruk bir ifade geçmiş, hemen de kendini toparlamıştı. Babamın birşeyler bildiğine artık emindim.

Halam durmadan Yusuf hakkında sorular soruyor, yeğeninin kalbini çalan bu muhteşem adamı tanımak için can atıyordu. Ona Yusuf'un işleri olduğunu gelemeyeceğini söylesem bile gece geç saatlere kadar onu bekleyeceğini, mutlaka onu görmek istediğini söyleyip durmuştu. Ona ne kadar beklerse beklesin Yusuf'un gelmeyeceğini söylemek istedim, ama hemen vazgeçtim. Tüm gerçekleri öğrenmeden onları bir araya getiremezdim. Önce halamı yatırıp babamla yanlız konuşmak için fırsat kollamalı, tüm gerçekleri bugün öğrenmeliydim. Halam abilerimle konuşurken onları dinliyormuş gibi yapıp babama soracağım soruları düşünüyordum.

Nihayet herkes uyumak için odasına çekildiğinde babam bir kaç dosyayı kontrol etmek için çalışma odasına gitti. Ben de onun arkasından gittim. Bu sefer herşeyi öğrenecektim, kaçış yoktu. Kapıyı çalıp girmek için izin istedim.

"Gelebilirsin," sözünü duyduğum da kapıyı açıp içeri girdim.

Beni gördüğünde babamın yüzünde gülümseme oluştu "Kızım ne oldu? Neden geldin?" Diye sorduğunda lafı uzatmadan direk konuya geçtim.

"Baba, bana Yusuf ve halam arasında neler oluyor anlatman lazım. Halam Yusuf'un ailesinin ölümüne mi sebep oldu?"

Sorduğum sorular karşında gülümseyen yüzü bir anda soldu, karşımda duran adam geçmişin yükleri altında ezilmiş, gerçekleri saklamaktan yorulmuş, fakat saklamaya mecbur bırakılmış çaresiz bir adamdı. Ona hak vermesem de, anlamaya çalışıyordum. Belki de bu hikâye benim tahmin ettiğimden bile çok daha hüzünlüydü.

Elindeki dosyaları bir kenara bırakıp bana baktı "Kızım, sana tüm hikayeyi baştan anlatmam gerek, kazadan daha önemli şeyler var. Ben... Ben 19 yıldır bu yüklerin altında eziliyorum."

Onu affetmek mümkün mü?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin