Bölüm 18: Bu ikimiz için

12 2 23
                                    

Merhabalar herkese. Yeni bölüm geldi 🤗 keyifli okumalar ☺️☺️

Multimedya: Murat Göğebakan Vurgunum

★★★Bölüm 18: Bu ikimiz için★★★

Şövalye ve prensesin hikâyesi mutlu sonla bitmişti, fakat bizim hikayemiz hâlâ devam ediyordu. Derler ki, hikaye mutlu son bitmezse bitmiş sayılmazmış. Biz bir birimize aşkımızı itiraf etmiş olabilirdik, ancak daha aşılacak bir çok şey vardı. Aşık olmak kolaydı, peki onu sürdürmek? Bir ilişkiyi sürdürmek, bir ömürboyu mutlu şekilde kalabilmek hiç kolay değildir. Hatta en zoru budur.

Biz daha yolun başındaydık, gidilecek çok uzun bir yolumuz vardı. Dün gece o yolun ilk temelini atmıştık. Bugün ise yeni bir güne başlıyorduk. Yusuf hayatımda tanıdığım en romantik adamdı. Çok klişe olsa da sabah kahvaltısını hazırlayıp odaya getirmesi benim için dünyanın en romantik hareketiydi. İnsan sevince klişe şeyler bile kulağa çok romantik gelebiliyor, hatta sevince en ufak hareketini bile beğeniyorsun, çok basit gibi görünen her sözü seni etkiliyor. Aşık olmak bu yüzden aptal olmaktır işte. Çünkü tüm kusurlarına gözlerini kapatıp, sanki mükemmelmiş gibi görürsün karşındaki insanı. Aslında onu kusursuz olarak görmen, onun tüm kusurlarını hoş görmendendir. Bazıları buna kusur der, bazıları farklılık. Aslında farklılıklarımız diğer insanlara göre kusurdur. Yusuf hiç kimseye benzemeyen eşsiz bir adamdı. Yumuşak kalbi, merhameti, kadınlara karşı alçakgönüllü olması, diğer erkeklere göre kusur sayılabilirdi, fakat benim için bu özellikler onu diğer herkesten üstün yapan özelliklerdi.

Beni öpücüklere boğarken "Bugün bizim günümüz olsun prensesim." Diye fısıldadı kulağıma.

"Zaten her gün bizim. Bugün bizim olan günlerin ilk günü olsun, şövalyem." Diye fısıldadım aynı onun gibi. Ona her şövalyem diye seslendiğimde yüzünde oluşan tebessüme tekrar tekrar aşık olabilirdim herhalde.

"Bunu sevdim."

"Beni daha çok seviyorsun eminim." Dedim gülerek.

"Sana olan sevgim kainatı doldurup taşırır. O kadar böyük yani."

"Abartmasan mı acaba?" Dedim kahkaha atarak.

"Neden abartmayacakmışım. Biricik karıma olan sevgimi ne kadar abartsam az kalır."

Biricik karım...Biricik kocam... Kocamın ağzı çok güzel laf yapıyordu. Yazar biriyle evlenmenin faydaları işte.

Kızlar bayılır ağzı çok iyi laf yapan erkeklere. Acaba bu güzel sözlerle kaç kızı tavlamıştır? Bunu düşününce gerildim. Mağazadaki kızların bakışlarını hatırladım. Kıskançlık zehir misali damarlarım da dolaşıp aniden beni olmadığım birine dönüştürdü. Durduk yere sinirlendim.

Kaşlarımı çatarak "Yusuf bu sözleri başka kadınlara da söyledin mi? Mesela Naila'ya."

"Ne?"

Sinirle alt dudağımı kemirdim. "Söyledin mi o kıza da böyle sözler?"

"Prensesim ne oldu birden sana böyle? Neden sinirlendin?"

Onu nazikçe konuşmaya çalışırken ben sinirlerime hakim olamıyordum. "Cevap ver bana. Kaç kızı tavladın bu sözlerle?" dedim bağırarak.

Yüzündeki gülümseme soldu.

"Aynur sen kendini diğer sevgililerimle bir mi tutuyorsun. Bu yaşıma kadar Naila dahil 5 sevgilim oldu. Ama hiç biri senin gibi değildi."

Sözleri beni yumuşatmak yerine içimdeki ateşi harlıyordu. 5 sevgili. 5... Yusuf beye bak sen. Ne yere bakan yürek yakanmış.

Onu affetmek mümkün mü?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin