Yeni bölüm geldi 🤗🤗
Multimedya: Cem Adrian&Mark Eliyahu Kül bölümü okurken şarkıyı açmayı unutmayın, bu bölüm bu şarkıyla çok uyumlu.
★★★★Bölüm 2: Ruhum paramparça ★★★★
Sıkıcı bir gün daha başlamıştı. Yapacak birşeyler aradım bir süre ancak bulamadım. Sıkıntıdan patlıyor olmama rağmen kendimi mutlu hissediyordum. Dün gece Zaur elimi tutarak beni sevdiğini söylemişti. Benim uyuduğumu zannedip içinden gelenleri söylerken kalbim göğüs kafesime sığmıyordu. Beni gördüğü ilk andan beri aklından çıkaramadığını söylerken yüzümde oluşan gülümsemeyi zor tutabildim. Benimle bir aile kurmak için herkesi karşısına alabilirmiş, benim yürümeme bile gerek yokmuş, bir ömür beni kucağında taşırmış.
Bunlar onunla bir geleceğe inanmak için duymak istediğim sözlerdi ve bunları uyanıkken değil uyurken söylüyordu. Keşke yüzüme söyleseydi. Onu her gün biraz daha kendimden uzaklaştırırken nasıl söyleyecekti ki. Haklıydı, bu günlerde hep huysuzdum. Yaşadıklarımın bedelini hep ona ödetmeye çalıştım, hâlbuki en masum kişi oydu. Tek suçu beni sevmekti.
Artık herşeyi çok net görüyordum. İkimize de acı çektirmeyi bırakacak ve mutlu olmayı deneyecektim. En fazla ne olabilirdi ki, kırılıp dağılırdık. Sevdiğim adam yanımda olduktan sonra gerisi boştu. Ona inanıyordum. Aşkımızın herşeyi iyileştirebileceğine inanıyordum.
Bir hizmetçi tutar her gün beni gezdirmesini isterdim, birlikte alış veriş yapar, kafelere giderdik. Benden daha kötü durumda insanlar varken, nankörlük etmem doğru değildi. Bana yaşamak için bir fırsat sunulmuştu, bu fırsatı değerlendirmek zorundaydım. Yaşadığım için mutlu olmalıydım, nefes aldığım her an için Allah'a şükür etmeli, bana sunulan ikinci şansı karamsarlıkla değil mutlulukla taçlandırmalıydım.
İnsanlara kapris yapıp güçlü görünmeye çalışmakta insanı mutlu hissetmiyor aksine kırıp döküyordu. Ben güçlü değil mutlu olmak istiyordum. Sırf biri benim sandalyemi itiyor diye de gurursuz olmuyordum. İnsanların bazen yardıma ihtiyacı olur, bu doğal bir durum. Ve düşmanlarımı sevindirecek değildim. Ayaklarımı hissetmiyor olabilirdim, ancak en iyisi hep bendim ve bu hiçbir zaman değişmeyecekti. Ben bir akrep burcu kadınıyım ve asla yenilgiyi kabul etmem. En güzel, en iyi benim. Nokta.
Aynada kendime bakıp tekrar böbürlendim. Çok güzel bir kızdım evet, hastayken bile çok güzeldim. Bugün ekstra makyaj yapıp, en güzel elbisemi giydim. Zaur akşam gelince ona bahçeye çıkalım mı, diye soracağım. Onunla birşeyler yapıp, güzel konuşacak gönlünü alacağım. O ona yaptığım bu muameleyi kesinlikle haketmiyor.
Gözlerim yeniden saati buldu, saat daha çok erkendi, birazdan Yusuf damlar diye düşünürken kapı çaldı. İyi insan... İti an çomağı hazırla. Tam olarak onu yansıtıyor. Bu gün morelimi o bile bozamazdı.
Kapı açılıp içeri bir kadın girdiğinde Yusuf olmadığını anladım. Bu o kızdı... Baş düşmanım... Banu... Uzun, düz, kırmızı saçları her zamanki gibi cansız ve solgun görünüyordu. Yüzüne yaptığı beş kat makyaj onu olduğundan daha yaşlı gösterirken dudaklarına yaptırdığı dolgu onu maymuna benzetmişti. İnsanın kalbi çirkin olunca tabi yüzüne vuruyordu. Ne kadar para harcarsa harcasın, yine çirkindi.
"Neden geldin?" Diye sordum duruşumu bozmadan.
"O nasıl laf bebeğim. Tabiki seni görmeye geldim." Dedi tiz bir sesle.
Yüzümü buruşturup, "Sadede gel, sen boşuna buraya kadar gelmezsin." Dedim kısa kesmesi için, ama bu mümkün değildi biliyorum. Çenesi bir açıldı mı susmak bilmezdi, ona bir dakka bile katlanmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onu affetmek mümkün mü?
RomanceKimine göre kolay, kimine göreyse zordur affetmek. Bazense imkansızdır. En çokta katilini affetmek zordur. Hayallerinin, umutlarının, geleceğinin katilini... Ben bahtsız bir prenses olarak, savrulan yaprak misali rüzgara teslim olmuşken, o kaderimiz...