TEK AMAÇ VATAN

Toplanma Zamanı

Kalktım baktım gecenin üçündeymişim. Ben nasıl bir kadınım hiç sevilmemiş...

Sabaha kadar orada oturdum. Güneş doğmaya yakınken yaz yağmuru yağmaya başladı. Çiğseldi, Çiğseldi, Çiğseldi. Yaz yağmurunu kokusu burnuma vardı. Sabaha kadar gözlerimi ileriye veya gökyüzüne çevirip izlemiştim. Ne sesim çıktı ne de gözlerim kapandı. Kalktım artık vakti gelmişti...
Kendim için yaşamanın

Hep bir hedef için, hep bir amaç için yaşayan ben artık kendim için yaşayacaktım. Kalktım derin bir nefes çektim. Koşmaya başladım. Yüzüme rüzgar vurdu. Gülümsedim. Dağ gibi olan tümsekten indim. Sonra adımlarım yürümeye dönüştü. Elim kamuflajın ceplerine gitti. Öyle yürümeye devam ettim. Eve geldim ve merdivenleri yavaş yavaş çıktım. Anahtar yoktu. Kapının tokmağına sabitlenmiş notu aldım. Uğurdan.
Komutanım eğer sizseniz. Anlarsınız nerde olduğunu. Tek sevmediğim şey.

Uğuru sevmediği şey... Eeee buldum galiba. Bana geldiğinde kapının önündeki paspasa söve söve giriyordu. ÇOK ZOR OLAN BİLMECEMİZİDE ÇÖZDÜK devam Ke. Anahtarı alıp açtım kapıyı. İçeri girdim. Odama girdim. Telefonum da buradaydı. Telefonu elime alıp yatağa yattım. Gelen mesajlara baktım.

Kartal Timi 🦅

Sezgin Yalçın : Napıyorsunuz?
Uğur Çakır: Anahtarı sakladım notta bıraktım. Evde yatıyom.
Sezgin Yalçın :İyi iyi.
Rüzgar Kanan: Banyo yaptım saçımı kurutuyor bende.
Mert Sağır : Öyle instegramda takılıyom.
Yağız Kılınç: Kitap okuyorum.
Burak Kaçar: Sahilde oturuyorum gelen var mı?
Uğur Çakır: Bedava çay?
Mert Sağır : Ayn banada
Rüzgar Kanan: Nerde beleş orda rüzgar
Sezgin Yalçın: Evde çocuklarımla durmayı tercih ederim karım bana çay yapar bedavaya hah kıskanın
Uğur Çakır: Komik şey seni bekarlık...
Mert Sağır: SULTANLIKTIR.
Rüzgar Kanan: Artık değil açım ben evde biri bana yemek yapsın diye bekliyorum ama yok bekarlık AÇLIKTIR.
Sezgin Yalçın: Örnek öğrencimiz rüzgar
Uğur Çakır : Komutanım çevrimiçi komutanım sahile sizde gelin az sonra mertle sizin oradan geçcez zile basarız beraber geçeriz.
Ben: Tamam

Onlar yoldayken bende üstümü değiştirdim. Turkuaz bir gömlek giydim. Altımda siyah pantolon giyip gömleğin önünü içine soktum. Kimliğimi telefonun kılıfına koydum. Cüzdanında arka cebe koydum. Saçlarımı tararken zil çaldı. Telefonu alıp evden çıktım. Anahtarında cebime koydum ve uğurlara selam verdim.

"Selamlar kartalların kraliçesi"
"Aleyküm selam Uğur"
"Merhaba komutanım"
"Merhaba mert"

Beraber sahile yürümeye başladık. Sessizliği Uğur bozdu. Tırsa Tırsa soru sordu.

"Komutanım Alp yüzbaşı sizi aldı götürdü. Noldu?"
"Albay ferdi. Yani babammış. Zorunluluktan bana sahip çıkacağından felen boş geveledi. İşte alpte sinirlendi. Kaçırıldığımızda konuşulan bir kaç şeyi patlattı. İşte bu öbür kardeşler felende bir şok mok öyle bende çıktım evden sessiz bir yer buldum. Orda oturdum. Sabah güneş doğuncada kalkıp eve geldim. Zaten sen çağırdın hazırlanıp çıktım. "
" Komutanım özelinize fazla girmek istemem ama bilinki sahile boşuna gitmiyoruz. Çay içmek bahane  biz her sahile gittiğimizde oturur birbirimizin derdine derman oluruz. Sizde rahatça açın kendinizi bize. Anlatın rahatlayın. Emin olun bizden sır çıkmaz. Ucunda ölüm olsa bile. "
" Teşekkür ederim uğursuz kartal. "