Geçmemiş

1.7K 130 5
                                    

"Abi noluyor burada?"
"Ben anlatıyım nolduğunu abicim. Annemiz kız kardeşimizin doğduğu gün öldürülmüş. Nasıl olduğuyla alakalı bir bilgim yok ama şunu biliyorum. O annemi öldüren it de bizim bebek olan kız kardeşimizi kaçırmış. Babası olarak büyütmüş. Kızın bizden haberi yok. Orada görmemesi, duymaması, hissetmemesi gereken ne varsa bu kıza yaşatmışlar tamam mı sonra da nasıl oldu bilmiyorum ama bir çocuk esirgeme kurumuna. Onu her ay ziyarete gelen sandığı babası o kızı o geldiği günlerde görmeye veya nasıl olduğunu sormaya  gelmiyormuş. O kızı konuştuğu adamlardan birine satmak için elinden geleni yapıyormuş. Oradan yurttakiler zaman geçirmek için çıkarıyor bu kızı ve bir günlük  kız çocuğunu kiralıyor koskoca adamlar. Kız kim bilir kaç yaşında... Yada Boşver o kısmı öğrenmesende olur! "
" A-abi nediyosun sen?! "

Herkes derin bir sessizliğe gömülürken ben incelediğim halıdan geçmişe dalmış onu izliyordum. Yetimhaneden çıkan babam ve ben arabada bağırıp çağırıyor. Bir eve geliyoruz. Arabadan iniyoruz babam beni ileri tekliyor ve adamın elinden bir çanta alıyor. Adam kolumdan tutup içeri çekiyor beni ben çırpınıyorum, kanadı kırık kuş gibi kaçmaya çalışıyorum. Ağlıyorum, bağırıyorum. Sonra hatırlıyorum.
Anneler ölür Babalar ölmez
Anneler rüyadadır Babalar kabusunda
Anneler öldürür Babalar acı çektirir

Geçmiyor yine hatırlatıyor. Geçmiş hala geçmemiş ben yine bunu anlıyorum.

Odak noktam hala halıdayken aklım donuklaşıyor ve geçmişe kapı açıyordu. O sırada o kapıya tutunan her bir umut kayboldu. Umut insanı öldürürdü artık anlamıştım. Geçti ama çok geçti.
Durgun yüzüm duyguyu barındırmazken. Artık gözlerim zorunluluk olduğum adama kaydı.

"Sen de kaybettin. Sana söyledim bırakma dedim. Sen de bıraktın. Görüşmemek üzere. İyi günler."

Salondan çıktığım gibi akan göz yaşlarım görmeme engel oluyordu. Ayakkabılarımı elime alıp çıktım evden kapıyı sertçe çektim. Belki kendilerine gelirler. Kapanan kapıyla ağlayışlarımın ardından bir nefes çıktı. Yine kesik yine. Ağlaya ağlaya koşarak aşağı indim merdivenlerden. Bayır sokaktan aşağı koşmaya başladım. Ayakkabılar elimden düştü ama buna kendimi ofaklayamayacaj kadar doluydum. 5 dakika koştum koştum koştum. En son sessiz bir düzlük gördüm oraya çevirdim ayaklarımı. Çıktım. Orta derece yukardaydı. Onların evi bile gözüküyordu. Yüksekti. Ağlasam kimse duymaz, bağırsam kimse hissetmezdi. Yoruldum ayakta kalamadım. Arkamdaki taşlığa sırtımı verdim. Ağladım içli içli, yorgun yorgun, bıkmış bıkmış.
Konuştum kendi kendime.
Dinledim kendi derdimi.
Çare bulamadım ama dinlediğim benliğimle.

"BEN İSTEMEDİM. YEMİN EDERİM BEN İSTEMEDİM. Ben istemedim. Ben öldürmedim. Ben kurtulamadım. Ben kurtaramadım. Ben gitmedim. Ben istemedim. Ben ist-emedim. B-Ben is-tte-memedim."

Titriyordum soğuktan değil. Titriyordum korkudan değil. Bu sefer çaresizlikten titriyordum. Çaresizlikten...

Çaresizlik dünya yıkar başa. Ne istediğin içindir ne de istemediğin. Çaresizlik zorunda olmaktır...

TEK AMAÇ VATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin