60.

172 9 8
                                    

"dede."

Qiren dede tersta oturmuş çay içerken yibo yanına gelip oturdu.
Bu konuyu kendisi de hallederdi.
Ama dedesine devredip zhan ile artık daha huzurlu vakit geçirmek istiyordu.

Olanları dedesine anlatan yibo haru ile iletişime geçmesi gerektiğini söyledi ve kalktı.

Zhan, yibo şirketten çıktıktan sonra salihi arayıp Mardin çarşısına indi.
Sıkılmıştı ve gezmek istiyordu!

Mardin halkı ona dönüp dönüp bakarken zhan onları unursamadan yürüyor keyfine bakıyordu.

Salih yine de ne olur ne olmaz diye tetikteydi.

Yibo onu arayıp nerde olduğunu sorunca çarşıda olduklarını zhan'i koruduklarını söylemişti.

"Salih! Nerdesin sen bir saattir seni çağırıyorum?"

Salih yibo'ya zhan'in ona seslendiğini söyleyip kapattı.

"Evet ağam. Emret."

Zhan kapattığı telefona baktı.

"Yibo ağam ile konuşuyordum.. yusuf'ta şimdi mesaj attı harun meselesini Qiren ağama bırakmış."

Zhan yibo'nun bu konuyu dedesine bırakmasına şaşırdı.

"Ne zaman geleceğini söyledi mi? Ona göre bek- geldi bile."

Yibo arabayı çarşı da boş bulduğu bir yere park edip indi.
Herkesin gözü onlardaydı.
Çoğunlukla zhan'daydı.

Zhan yibo'yu gördüğü an gülümseyip bekledi.

Yibo zhan'in yanına gelip etrafa baktı.

"Neden çarşıya indin?"

Zhan omuz silkip yibo'nun koluna girdi.

"Canım sıkıldı inmek istedim."

Yibo şöyle bir zhan'i süzdü.
Giydiği tulum askılıydı.

"Zhan."

Zhan yibo'nun ona seslenmesi ile ona döndü.

"Üstüne bir ceket giy."

Zhan bir üzerine baktı bir yibo'ya baktı.
Tam ağzını açacağı sırada yibo,

"Bence bu güneşte yanmak istemezsin."

Yibo çözümü bulmuştu.
Hem zhan'in bu güneşte yanmasını istemiyor, hem de bu insanların zhan'i böyle görmesini istemiyordu.

Zhan gözlerini kısıp güneşe baktı.

"Salih arabadan yibo'nun ceketini getirebilir misin?"

Yibo takım elbise giymişti ve ceketini araba da bırakmıştı.
Salih bir koşup ceketi getirmişti.
Zhan yibo'nun ceketini giydiği an yibo gülümsedi.

Salih bunu görünce o da güldü.

Zhan ceketi giyince etrafında döndü.

"Komik durdu."

Yibo zhan'in elinden tutup kendine çekti.

"Çok yakıştı ama."

Yibo zhan'a bu kadar çabuk bu ceketi giydirebileceğini düşünmüyordu.
Çok kolay olmuştu.

Bir pastsaneyi gözüne kestiren zhan içeri girdi.

"Zhan, sen Selim'in getirdiklerini yedin mi?"

Yibo gerçekten onca şeyi yedi mi diye merak etti.

"Evet, yedim. Ama şimdi de canım çikolatalı pasta çekti onu alıp yiyeceğim."

Zhan pasta reyonuna gidip göz gezdirdi.

"Ağam, onca şey yedi selim ağam'ın elinde görmüştüm.. zhan Ağa'mın karnı ağrımasın?"

Salih zhan'in bunca şey yemesi üzerine endişelendi.

"Cesaretin varsa git ağana bu kadar yeter de. Ben karışmıyorum. Bakalım sana yine nasıl bir trip atacak."

Yibo kimsenin buna cesaret edemeyeceğini biliyordu.

"Şunu alayım..yibo burda oturup yiyeceğim!"

Pastane de birkaç kişi daha vardı.
Ve hepsi olanlara bakıyordu.

"Tabi otur bir yere."

Yibo zhan'in yer seçmesi için bekledi.
Sonunda pencere tarafın da bir masaya geçen yibo ve zhan, zhan'in istediklerini bekledi.

"Salih! Sen de gel."

Yibo gülümsedi.
Şimdiye kadar ne yaparlarsa yapsınlar adamları içine dahil ediyordu.

Yemek olsun ve buna benzer herşey.

Salih ve diğer adamalar artık alıştıkları için rahatlardı.
Çünkü zhan buraya hiç gelmeden önce de bu hep oluyordu.
Yani rahatlardı.

Zhan yibo'nun elini tuttu.

"Harun olayını ne yaptın bir gittin gelmedin."

Yibo zhan'in elini sıktı.

"Bu defa dedem halletsin diye onunla konuştum. Ben daha fazla bu işlerle uğraşıp seni aksatmak istemiyorum."

Zhan gülümsedi ve yibo'nun elini öptü.

"En iyisi, dedem yapsa kimse ona bir şey de diyemez."

Yibo onu onaylayıp gözlerine baktı.

Salih henüz gelmemişti.

"Çok güzelsin.."

Yibo zhan'in gülüşüne bakarken söyledi.

Zhan'in gülüşü büyürken siparişler de geldi.

Garson hiçbir şey demeden giderken zhan az önce sanki Romantik anı o yaşamamış gibi önünde ki tabağı yemeğe başladı.

Yibo sadece onu izliyordu.
Tatlı sevmezdi.

Zhan'in tabağı biterken,

"İstersen bir meyve suyu daha iste."

Zhan boş bardak ile küçük bir bakış yaşadı.

"Hayır. Kalkalım gezmek istiyorum."

Yibo tam konağa dönelim diyecekken zhan gezmeye devam etmek istediğini söyledi.

"Yavrum eve mi dönsek artık."
Dedi yibo zhan'in elinden tutmuş pastane merdivenlerini inerken.

"Yorulmadın mı?"

Yibo, zhan'in son basamağı da güvenli bir şekilde inmesini sağlarken söyledi.

Zhan omuz silkti ve gözlerini doldurdu.

Yibo zhan'in gözlerinde biriken yaşlara bakıp derin bir nefes aldı.

"Tamam.."

"Ağam!!"

Salih nefes nefese önlerine gelip durdu.

"Ne var salih? Hem sen neredeydin? Seni çağırdık gelmedin. Zhan senin tabağı da yedi."
Dedi yibo.

"Ağam, ayşe.. Yusuf onu ölü buldu. Oğlu Mehmet kayıp."

"Ne!"

Yibo zhan'in elini bırakmadan arabaya yürüdü.
Zhan'in binmesini bekleyip kendisi de bindi.

Doğruca konağa sürdüler.

************************************

************************************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AŞİRET =GAY= ~ YİZHAN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin