~Selamlar~
Bölümü geciktirdiğim için üzgün olduğumu belirtmek isterim. Bazen öyle bir noktada tıkanıyorum ki akış sağlamak zaman alıyor bu bölüm defalarca yazıldı ve bir o kadar da silindi en içime sinen versiyonu sizlerle paylaştım umarım beğenirsiniz...
Sizden ricam lütfen oy atmanız aynı zamanda düşüncelerinizi belirtmeniz.
Bölüm sonu sorularına cevap veririseniz çok sevinirim..
İyi okumalar 🎣
Kulaklarıma dolan yüksek alarm sesi beynimin içindeki yoğun karıncalanma hissi ile çakışırken bilincim açılmış fakat gözlerim açılmamakta ısrarcıydı.
Elim yastığın altında telefon ararken bulamamanın siniriyle yatakta oturur pozisyona geldim gözlerimi araladığımda komidinin üzerindeki telefonu elime alarak alarmı kapatıp kazan gibi olan kafamı yastığa gömdüm burnuma dolan koku ile büyük bir aydınlanma yaşarken yattığım yerden tekrar doğruldum.
Biraz önce açılmamak için direnen gözlerim etrafı incelerken panikle ayaklandım.
Lan Hasiktir!!
Kaybettiğim algılarım vücuduma yüklenen aydınlanma ile açılırken bulunduğum odanın Alaz'a ait olduğunu anlamam zor olmamıştı.
Beynimin algı dozunu kaçırması sonucu dün olanların gözümün önünde film şeridi misali geçmesi ile saçlarımı çekiştirdim.
Kahretsin ben bu odadan nasıl çıkacaktım yüzüne nasıl bakacaktım o son şeyi ne diye yapmıştım.
Kendime söve söve kalktım yataktan.
Ani kalkışım dünyamı döndürürken gözlerimi sıkıca kapatıp iyice ayılmaya çalıştım.Komidindeki telefonumu elime aldığımda saatin yedi olduğunu görmem ile hızla yatağı topladım üzerime çeki düzen verip komidinin üzerindeki silahımı aldığım sırada gözüme ilişen Halil cibran'ın kaleminden Ermiş kitabını elime aldım.
Bu kitabı lise yıllarımda okumuştum kitaplarıma kıyamadığım için altını hiç çizmiyordum fakat bu kitap ile bana dokunan satırları çizmeye başlamıştım.
Kitabın sayfalarını hızla geçerken bazı yerlerin hep postitlenip hemde çizilmiş olması dikkatimi çekti rast gele bir satırı okudum.
'Aşk bir tek kendini verir bir tek kendinden alır. Ne sahiplenir ne kendini sahiplendirir Aşk'a aşk yeter.'
Sayfayı çevirdim
'Sakın aşkın rotasını çizmeye kalkmayın eğer sizi layık görürse o rotasını çizecektir.'
Kitabı kapattığım sırada kapakta yazan yazı dikkatimi çekti.
'Hata yaptım çok büyük geri dönüşü olmayan bir hata. Her insan hata yapar avutmaları sinirlerimi alt üst ediyor eli silah tutanın hata lüksü yoktur be ölümün sırrını bilenin hata lüksü yoktur. Ölümün sırrını bilmek acı veriyor yüreğime vatan uğruna onlarca arkadaşımı toprağa verdim. Harbiyede üşümesin diye üzerini örttüğüm adamların üzerine toprak attım ben. Hataya yer yok Alaz kendine gel. Aklımı bulandıran çok şey var Kafamın içini biran önce ablukaya almam gerektiğinin farkındayım.
Adına gülümsediğim bir kad-'Kitabın kapağını kapatırken sıkıntıyla nefesimi verdim. Adına gülümsediği o kadının tanıdık olduğu bilincindeydim. O kadın bu zamana kadar kimi güldürmeyi başarmış dedi içimde ki kendine acıması olmayan taraf kendi bile gülmeyi öğrenememişken bir başkasını nasıl gülümsetir diye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULYA
Teen FictionHayattan kendini soyutlamış bir kadındı Ulya geçmişinin karanlığından çıkmayı başaramamıştı. O sadece bir Bedenden ibaretti yaşamayı bilmeyen bir beden. Alaz ise bu kadına yaşamayı öğreticek olan adamdı. Onların hayatlarında tek bir kanun yer alıca...