20

250 23 1
                                    

Oy+yorum

Elimdeki kahveden birkaç yudum almamın ardından kupayı masaya koydum.

Sandalyeye iyice kurulurken saatlerdir tüm ciddiyetiyle kitap okuyan Beyefendiyi inceliyordum.

Satırlarda gezen gözlerini, dört satırda çatılan kaşlarını, dudağının kenarındaki tebessümü.

Bu sabah Hastahaneden çıkışım ile önce teşkilat binasına gidip görevle ilgili son imzaları atmış daha sonra
güzel bir kahvaltının ardından mottomuz haline gelen kitap alışverişimizi yapmış ve sakin bir kafayla kitap okumak için eymir gölüne gelmiştik.

Ankaranın ayazında buraya tek tük insan gelirdi. Saatlerdir buradaydık gölün kenarına kurulmuş sessizliğin tadını çıkarıyorduk.

Yüzümdeki gülümseme ile onu izlemeye devam ettiğim sırada kitabını kapatarak masaya bıraktı.

"Bitirdin mi?" Diye sordum.

"Gözlerin kitabıma son oldu." Dedi

Gülümsedim.

"Gözlerimi sizden alamamam benim suçum değil Beyefendi Ayrıca sevgilim değilmisin bakar bakar gülümserim." Dedim alayla.

"Gülümsemenden öperim."

Sandalyesini iyice yanıma çekerken
Dudağımın kenarından öptü.

Yanağına öpücük bırakarak geri çekildiğim sırada burnumu sıkmıştı.

"Benim sarışın üşümüş." Dedi yan tarafta ki battaniye yi üzerimize örterken.

"Senin sarışın." Dedim alayla.

Saçlarımda ki elleri hareketlenirken;

"Benim maviş mi demeliyim yada Balporsuğu mu benim sevgilim hangisini ister."

"Ankaralı daha cazip geldi bak"

Güldü.

"Ankaralı olduğun konusunda çelişkilerim var."

Yerimde doğrulurken elimi göğsüme vurarak;

"Allah'a şükür Angaralıyız delikanlıyız kaşık çalarız, misket oynarız evelallah." Dedim.

Gamzeleri yanaklarında yerini alırken;

"Delikanlı kaşık çalan sevgili kulağa fazlasıyla Ankaralı geliyor." Dedi

Gülümsememi bastırırken koluna geçirdim;

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun."

"Estağfurullah ben seninle neden dalga geçeyim güzelim." Eli burnumu sıkarken huysuz huysuz baktım Ankaralı havama bu kadar girmişken bu sözü söylemesem olmazdı.

"Ankaralının yumruğu sert yüreği merttir canını sıkarsan başına derttir haberin olsun canım."

Yine güldü.

Bu sefer bende ona eşlik ettim.

Kafamı omzuna yasladım.

"Ankaralı damarına uzun bir süre basmayacağım."

"Korkuttuk mu yüzbaşı."

"Fena korktum Ankara güzeli."

"Boş ver Ankarayı senin güzelinim ben."

Saçlarıma dudaklarını bastırırken;

"Benim güzel sevgilim."

Kimin sevgilisi bu bu benim sevgilimm...

ULYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin