🌼 35

10.1K 1.2K 469
                                    

Keyiflice okuyun la

600 oy, 250 yorum

📍

İki mahalle öteye doğru yürüyordu Mahir, bir ihtimal eleman aranan bir yer olursa sabah 8 akşam 5 işinden sonra gelip gece çalışabilirdi. Bu mahallede tekstilden olan arkadaşı Nihat vardı.

Dün sözleşmişler, iş arayacaklardı.

"Oo adamım hoşgeldin, çok kısmetli adamsın ha. Kimin duasını aldın lan?" Dün gece alt komşusu pastanesini devredeceğini ama eleman bulamadığını dile getirmişti kendilerine misafirliğe geldiklerinde.

"Niye? Nolmuş?" Mahir zaten sıkıntılıydı. Öncelikle bugün pazardı, güzel eşiyle oturup vakit geçirmek varken o iş arıyordu iki güzel bebeği için.

Yatakta uyandığı ilk an düştü aklına, Celal'in ağzı hafif açık, kafası kendi göğsüne yaslanmış halde mışıl mışıl uyuyordu. Haksızlıktı bu durum.

"Ya bizim alt komşu Şemseddin amca devrediyormuş pastaneyi, dün gece kimseyi bulamadım verecek diyordu. Ulan Mahir, benim hanım anlar bu pasta masta işinden, senin eşin de yardım eder arada. Çeviririz dükkanı, buralarda epey iş de yapar hm?" Mahir düşündü, müşterilere Nihat'la ikisi baksa...

Fakat ne kadar kazanırlardı ki?!

"İyi dedin Nihat ama ne kadar kazanacaz ki?" O kazanca bakmak zorundaydı, dün dahi bir sürü iğne alınmış, eve pek çok yiyecek girmişti. Bunların hepsi paraydı.

Daha ödemesi gereken bilezik paraları vardı.

"Vallahi alt komşum 15 yılda 6 daire aldı, para çok bu işte. Ee bu civarda tek, güvenilir olunca da herkes buradan alıyor. Bak Mahir, sende dedin, bakman gereken evin yurdun var. Çocuğun olacak, iş yaparız. Her işi de beceririz."

Mahir'in aklına yatıyordu fakat sadece pastaneyle olmazdı bu iş. Yapacaklarsa daha da büyütmelilerdi.

"Nihat Allah hakikaten çok büyük, daha dün gece kara kara düşünüyodum. Şimdi şu hale bak." Keyiflenmişti. "Ama daha da büyütmeli işleri. Pasta börekle olmaz sadece." Nihat baş salladı.

Hanımı Fatma'yla onlar da büyütmeyi düşünmüştü fakat nasıl yaparlar bilememişti. "Biz de düşündük bunu Mahir amma önce dükkanı görelim, bakalım neler yaparız." İkili önce Şemseddin amcanın yanına uğramışlar, ardından dükkana geçmişlerdi.

İş çoktu, akşama kadar tekstilde çalışacaklar, akşam olunca da burada eşleriyle beraber uğraşırlardı.

İkilinin aklına yatmıştı bu iş, hayırlısı olsundu.

📍

Çalınan kapıyla neşeli neşeli koştu Celal, kocası erkenden işini bitirmiş olmalıydı. Gerçi pazar günü ne işi vardı anlamamıştı ama kocası işim var diyorsa işi vardır.

"Kocacım! Hemencecik öğlen olmuş baksana. Ben de çok özledim seni, nerelere gittin ki sen? Öpsene beni azıcık." Dudaklarını uzatmıştı kocasına.

Mahir gülerek şak diye öptü oğlanın dudaklarını, belini sıkıca sardı ve kucağına çekti oğlanı. Celal'in kıkırdamaları eşliğinde öpüştüler, Celal kocasının bu ferahlamış haline iyice meraklandı.

"Kocacım! Ne oldu sana? Neden böyle mutlusun?" Mutlu olmasını elbet istiyordu fakat durup dururken nasıl bu kadar mutlu olabilirdi kocası anlamıyordu.

"İş buldum, hem de ne iş. Senden bir saniye bile uzak olmayacam." Celal şaşkınca bakıyordu kocasına, kucağındaydı ve ikili hala ayakta duruyordu.

Kollarını sıkıca sarmıştı adamın boynuna.

"Nasıl olcak ki o iş?" Kocasından ayrı kalmayacaksa her türlü iş kabuldü. "Pastane işi, hem parası güzel hem de arkadaşımın hanımıyla sen yapacaksın, biz satacaz. Ben de senden hiç ayrı kalmayacam, akşama kadar seni sevecem."

Celal sevinçle adamın kucağında zıpladı.

"Yaaa yaparım ben tabii, bissürü yemek de yaparım kurabiye de yaparım pasta bilem yaparım." Hem kocasıyla hep beraber olurdu. Çok sevmişti bu işi.

"Evet bir tanem, her şeyi yaparız beraberce. Bundan sonra dar günümüz olmayacak Allah'ın izniyle. " Celal başını salladı. Mahir'le olan hiçbir günü dar değildi ona göre, evleri yemekleri pişiyorsa ondan Bolu bereketlisi yoktu.

"Amin, inşallah. Mahir... Ben dün sabah iki sevgili gördüm bakkalda..." bir şey diyecekti ama nasıl diyecekti şimdi?!

"Ee güzelim, insanlar birbirini seviyo işte ne güzel." Mahir oğlanın derdini çözememişti daha. "Kız adama ne dedi biliyon mu? Aşkım dedi, böyle uzata uzata aşkım dedi. Şey... Ben de diyeyim mi sana? Hm?"

Gözleri kocaman açılmış, tatlı tatlı bakıyordu kocasına, aşkım kelimesi çok hoşuna gitmişti.

Mahir kahkaha atıp oğlanın boynunu öptü büyükçe, 19 yaşındaki bir oğlanın gönlüyle böyle oynayacağını biri ona haber etseydi siktir git diyerek kovardı yanından.

Fakat şuan şöyle bir bakınca... Kölesi olmuştu.

"Söyle elbet güzelim, senin o bal dilinden bir aşkım kelimesi ne güzel olur." Celal nazlı nazlı kıkırdadı. "Aşkım..." ağzı yırtılacaktı gülmekten şimdi.

Kalbi aşkla dolmuştu hemencecik.

"Ay kalbim güm güm atıyo Mahir, çok heycan yaptım, ay." Minik eliyle minik kalbini tutmuş kirpiklerini kırpıştırarak kızarmış yanaklarıyla kocasına bakıyordu.

Mahir bu görüntü karşısında mest olmuştu.

"Senin bu güzelliğin beni erken yaşta toprağa sokacak demedi deme. Güzel olma bu kadar! Kalbime nasıl zarar veriyon sen." Celal kocasının hafif sakallı yanağına öpücük kondurdu, ardından gözlerini öptü adamın.

"Benden önce ölürsen seni öldürürüm kocacım, deme bi daha öyle. Hem senin işin ne? Beni sevmek... Bitti." Bitti derken iki elini birbirine çarptı.

Bitti gitti dermiş gibi.

Mahir ise oğlanın belinde olan elini kalçalarına indirip daha da yukarıya çıkardı oğlanı, kendisine sürtünüp duruyordu fark etmeden. "Benim işim senin kölen olmak, başka da işim gücüm yok."

"Yok tabii... Aşkım." Celal yine kıkırdadı. "Kocacım bugün hamak kuralım mı bahçeye? Akşama kadar sallanarak uyuruz?" Kocasıyla öylece durmaları bile yetiyordu, illaki gezmelerine gerek yoktu ki!

"Olur ama güzel eşim şöyle mükellef çikolatalarından bir parçayla beraber bir türk kahvesi yaparsa." Oğlanın boynundan öptü tekrar, kokusuna kurban olurdu.

"Yaparım aşkım, sen hemencecik hamak kur, ben de kahve yapayım." Mahir oğlanı kucağından indirip başını salladı. Celal ise sallana sallana mutfağa ilerledi.

"Kıvırtıp durma!"

📍

Bölüm nasıldı?

Hemen sınırı geçtiğiniz icin hemen bölümü yazdımmmmmm

Sizi seviyorum ♥️🌼

Yılgın (Bxİntersex)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin