Keyiflice okuyun la
Sınır koymuyorum ama siz biliyorsunuz
Bizi bol bol bebekle beraber ağlayan bir Celal bekliyor arkadaşlar, Allah Mahir'e sabır versin
📍
Mahir avucundaki pahalı yüzüğe baktı, bu akşam eşine yemek hazırlayıp evlenme teklifi edecek, eşinin hayalini gerçekleştirecekti. Heyecanlı ve bir o kadar gergin olmasının tek nedeni bunun absürt kaçıp kaçmayacağıydı.
İleride Celal'in sevine sevine şöyle teklif aldım diye bahsetmesini istiyordu içten içe, oğlan geçen gün evlenme teklifi alan çifti görüp epeyce izlemişti uzaktan uzaktan.
Mahir istiyordu ki Celal hiçbir şeyden geri kalmasın, hiçbir şeyden mahrum olmasın fakat hayat şartları ya, en başında sağlayamamıştı ona bu hayatı. Fakat öyle güzeldi ki yüreği oğlanın, bir kez bile şikayet etmemişti halinden. Olmaz böyle şunu isterim dememiş, Mahir'i hep kocası görüp parasını harcatmamıştı.
Kar yağmak üzereydi kasabada, birazdan eve varacak, Celal Nihat'ın arabasıyla eve gelmeden hazır edecekti yemekleri. "Uff amma da soğuk! İki bebeğim de ne çok üşür şimdi. Ulan keşke Nihat'a tembih etseydim de kasaya falan baktırmasaydım, kesin üşür orada. "
Kasa dış kapı açılır açılmaz hemen girişte kalıyor, insanın yüzüne bütün soğuk vuruyordu. Mahir güzel eşini düşüne vardı eve sıvadı kolları, bu akşam güzel sevgilisine kendisi kadar güzel olamayacak ama denenecek yemekler yapacaktı.
Kim bilir belki doğumdan sonra mahallede küçük bir düğün bile yapılırdı belki...
† † † † † †
"Geç bakayım sen içeriye, ne işin var senin kasada? Vallahi Mahir'e şikayet ederim." Nihat avcuna hohlayarak pastaneden içeriye girdi, işler durgun olsa bile çarkları işliyordu Allah'tan.
Celal homurdandı.
"Kasaya kim bakacak ben olmasam? Çok kötüsün Nihat abi ya! Bensiz burası varya, batar!" Hıhlayarak ve dudaklarını büzerek içeriye kaçtı, Nihat abisi onu hep azarlıyor, zorla sıcak odaya sokup duruyordu. "Bana büzme dudaklarını, kocana yap bunları ben yumuşamam! Git fırının yanına, ne varsa orada onlarla ilgilen."
Duraksadı bir an.
"Fatma nerede?" Celal içeriden başını uzatıp Nihat'a güldü. "Karına biri gül yollamış da onları atmaya gitti... Yani Nihat abicim sen böyle karına arkadaşmış gibi davranırsan buraya ne güller gelir varya inanamazsın!" Keyifli keyifli kıkırdadı, Fatma'ya alınan gül aslında ikilinin ilişkilerinde çok önemliydi.
Belki de Nihat bu sayede o çekimser tavrını bir kenara koyup atılacak, koruyacaktı sevdiğini, eşini. "Kim almış lan benim karıma gülü? Celal bak şaka yapmıyorsun değil mi?" Yoksa Celal için bile ağlamaklı bir kavga çıkardı burada.
Nihat söz konusu karısı olunca akan suları durdururdu şüphesiz. "Ne şakası ya, hatta adam not yazmış üstüne. Sen ve çocuğun benim için çok özelsiniz diye. Yani sen çaktırma Fatma ablaya ama yani ne bileyim Nihat abi, karın gelin olmuş gidiyor."
Adamın iyice sinirleriyle oynamalıydı ki bir daha kendisini geri çekmeyi görsündü. Nihat hışımla terk etti pastaneyi, arka sokaktaki büyük konteynere doğru ilerledi hızlı hızlı. Fatma çiçeği atmış ki geriye dönüyordu.
"Aa Nihat! Ne old-" Nihat'ın elleri kadının belini bulmuş, kendisine çekmişti. Sokak ortasında daha önce böyle bir şeyi asla yaşamamış olan Fatma ise şok oldu. Neden bunu yaptığını anlamamıştı, ne değişmişti birden anlam veremedi.
"O orospu çocuğu kim? Bak Fatma o piç seni rahatsız ediyorsa hemen adını sanını söyle, rahatsız etmiyorsa da beni ettiği için söyle. Söyle yani hadi çabuk." Hafif geriye çekilse de elleri hala beldeydi. Fatma'nın teni ne de sıcaktı öyle.
"Dur sakin ol Nihat, vallahi bilmiyorum. Hem zaten en uzak yere attım ben de bilerek, uzaktan görür de yanıma gelmeye cesaret edemez diye." Kocasının onu yanlış anlamasını da istemezdi, gerçi nasıl olmuştu da öğrenmişti anlam veremedi. "Özür dilerim."
"Ne için?" Nihat nasıl açıklayacaktı bilmiyordu fakat denedi. "Seni çok ihmal ettiğim ve sevgimi gösteremediğim için. Seviyorum gösteremiyorum, ifade edemiyorum... Bilmiyorum yani ne yapılır nasıl yapılır bilmiyorum." Fatma'nın yanakları allandı, kocası bir şeyler ifade etmeye çalışırken bir yandan da ona içli içli bakıyordu.
İçi gitti kadının, üzerinde onun üşümesine neden olan ince hırkayı bile unutmuştu.
"Beraber öğreniriz... Olmaz mı? Ben de seni seviyorum hem." Başka bir adamın eşine çiçek almasına bu kadar tepki göstermesi komikti. "Öğrenelim lütfen, ben ne gerekiyorsa yaparım senin için. Hem aptal orospu evlatlarına da meydanı bırakacak değilim." Fatma eşinin koluna girip yürütmeye başladı, adam sinir küpüne dönmüştü bir kaç dakikada.
"Sana gül aldığımı kim söyledi Nihat? Yani bana az önce geldi zaten." Nihat homurdandı ve kolunu çekerek beline sardı kadının, havanın soğukluğu bile fayda etmiyordu şuan. "Kim söylecek, Celal söyledi. O söylemese bana haber vermeyecek miydin yani? Buradan bunu mu anlamalıyım?"
Kadın şaşkın şaşkın dönüp baktı kocasına, adam hepten manyamıştı anlaşılan. "Olur mu öyle şey Nihat ya, usulünce söyleyecektim ben. Bak şu Celal'e sen, kim bilir nasıl gaza getirdi seni. " Celal ne fenaydı ama... Haftalardır sürekli Nihat'ı kışkırtıp duruyordu.
Nihat kışkırtıldıkça Fatma'ya daha da yanaşmış, kadının yanından ayrılmaz olmuştu. "O bir doğum yapsın bak Mahir'in yanına kimleri gönderiyorum ben." Fatma kahkaha atıp kocasının koluna vurdu.
"Sakın yapma bunu he, yeminle Celal seni öldürür. Genç yaşta dul kalmak istemiyorum."
"AAHHHHH!" İçeriden gelen çığlıkla ikili durdu ve panikle içeriye koştular. Celal fırının önünde yerler kan olmuş halde ıkınıyordu.
Doğum başlamıştı.
📍
Doğsun artık şu da bıktım he 20 bölümdür hamile ndkdnkdje
Neyse bölüm nasıldı aşklar
Derse girmeden okuyun tamam mı?
Seviyorum hepinizi 🌼🌼🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yılgın (Bxİntersex)
Fiksi UmumTamamlandı📍 🌈 Onu ailesinden kurtaran adama minnetle baktı, elleri çimento kalıntılarıyla ve izleriyle doluydu. Olsun dedi içinden, tek tek silerim ben her bir noktayı... Final: 442k okunma 46.1k beğeni