🌼 52

8K 906 232
                                    

Arkadaşlar zaman atlayarak yazmaya başlayacağım, yani sonraki bölüm Firuze doğmuş bile olabilir.

Artık ufak ufak finale gidiyoruz

600 oy, 250 yorum

📍

"Mahir ya Ahmet Can mememi ısırdı! Çok acıyor baksana." Mutfakta yemek yapan eşinin yanına memesinden hala süt akarken koştur koştur gitti. Mahir oğlanın sadece şortla kapatılan vücuduna baktı.

"Güzelim ben ne yapabilirim ki? Krem sürsek iyi gelir mi ki?" Celal dudaklarını büzerek eşine sarıldı, çıplak olmak gerçekten çok hoşuna gidiyordu. Elinden gelse hep çıplak olurdu şüphesiz.

"Ama Mahir acıyor..." adamın omzundan öptü, kilolarını çoktan vermiş, eski inceliğine kavuşmuştu. "Güzelim ne yapabilirim bilemedim ki? Sağlık ocağına gidelim mi?"

Ahmet Can'ın ağlamaklı sesleri odadan salona geliyordu. "Bilmiyorum ki kocacım aşkım ya, yap bir şeyler." Mahir eşinin boynundan öpücük çalıp yemeğin altını kıstı, küçük bebeğiyle biraz ilgilenmek için odaya geçmeye başladı Celal'i de beraberinde götürerek.

"Güzelim önce Ahmet Can'la ilgilenelim, sonra söz seninle de ilgileneceğim." Celal minik bir homurdanma bıraksa bile bir şey demedi. Kaşınan kalçasını kaşıdı odaya ikili girerken.

"Bebeğim? Güzel meleğim benim neden ağlıyorsun babasının meleği?" Ahmet Can babasının sesini ve kokusunu duyar duymaz ağlamaklı hali dağıldı ve kıkırdadı bebek, minik yumruklarıyla babasının ellerine sarıldı.

"Lan sana kurban olur baban!" Oğlunun tombul yanaklarını ve boğum boğum olmuş kollarını öptü tek tek, Celal kenarda güzel iki manzarayı seyrediyordu. "Annesine rakip çıktı oğlumuz, ikimiz de sana aşık olduk. Ne yapayım kaderde bu da varmış!" Mahir gülümseyerek koltuğa oturdu, minik bebeği kucağında pışpışlıyordu.

"Gazı var bu ara, sırtını ov güzelce aşkım." Mahir eşinin söyledikleriyle başını salladı. "Annem gideli çok olmadı ama yokluğu hissediliyor gerçekten, yorulduk iki günde ikimizde." Hak verdi Celal, annesi varken her şey daha kolaydı.

"Şey... kocacım dün pastanedeyken abimle konuştuk telefondan, dedi ki 'bir kaç günlüğüne seni ve bebeği ziyarete gelebilir miyim?' Ben de gelebilirsin dedim." Abisiyle son iki aydır aktif bir şekilde görüşüyordu ve abisi sözünü tutarak bebek doğduktan sonra hediyesini göndermişti.

Küçük bir dükkanda meyve sebze satıyordu, tek odalı bir evi bir kaç eşyası vardı anca.

Kendi kendine yetiyordu ya yeterdi Cevat için.

"Gelebilir elbette ama benimle çok konuşmasın, sinirleniyorum aklıma gelenlerle." Celal uslu uslu kocasına katıldı, duvardan sırtını ayırıp koltuğa Mahir'in yanına geçti. "Tamam aşkım Mahir'im."

Bebeğini öptü Celal, Ahmet Can gazını çıkarmak üzereydi. "Bak şuna hele? Baba varken nasıl da usluyuz ama! Babası! Bebeğin diyor ki ben uyuduktan sonra annemi de böyle sev." Kıkır kıkır kurduğu cümle Mahir'i gülümsetti.

Ne kadar kendi çocukları dahi olsa kimseyi kendisini sevdiğinden fazla sevmesini istemiyordu Celal, ruhu hala sevgiye çok muhtaçtı.

"Severim tabii güzelim... hatta belki bu güzel memeden bir ısırık da ben çalarım." Muzip gülüşü dahi Celal'i heyecanlandırdı, Mahir aylardır onu bir şekilde atlatıyordu ve artık iş inada binmişti. "Isırmayan kapının ardındaki it olsun kocacım!"

"Ben senin itin olmuşum zaten güzel eşim, iddia etmene gerek yoktu hiç."

📍

"Ay Allah'ın aşkına bir şey giy üzerine Celal, vallahi adamı kalpten götüreceksin." Bu sabah kocalarından gizlice gittikleri güzel iç çamaşırı satan yerden elleri dolu çıkmıştı ikili. Özellikle Celal tam kendisine göre şeyler bulmuş, kocasına göstermek için heyecanla akşam olmasını beklemeye başlamıştı.

"Ay abla ya yok işte bizimkiler, rahat ol azıcık. Kalçalarım güzel görünüyor mu?" Mor saten geceliği giymiş Fatma'ya gösteriyordu Celal, en beğendiği parça buydu. "Vallahi çok güzel de sen ne olur ne olmaz giyin. Bunlar bizsiz yarım saat yaşayamıyor birazdan damlar ikisi de."

Kahkaha attı oğlan, Fatma doğdu diyordu. "Tamam abla ya..  Fatma abla... sen bu gecelik Ahmet Can'ı alır mısın? Kocamı çok özledim ben." İkili aylardır toplasan 4 kez anca birbirlerine kavuşabilmiş, onlar da çok üstünkörü yaşanmıştı.

Ne zaman öpüşmeye başlasalar oğlan anlıyormuş gibi başlıyordu ağlamaya, artık Celal de ağlayacaktı.

"Ne fenasın Celal ya insan 4 aylık oğlunu postalar mı evden?" Ne yapsındı Celal, seviyordu kocasını. "Fatma abla devran döner bak demedi deme." Fatma'nın ağzı açık kaldı, bu oğlan ne fenaydı böyle.

"Celal ne diyorsun ya! Vallahi pes! Ne diye devran dönecekmiş?" Utanmıştı hemencecik, öyle denir miydi hiç?" Oğlan kıkırdadı, ablasının utandığını anlamıştı elbette fakat umursamadı. "Yani abla olabilir bunlar, ileride bir gün çocukları al Celal ben de kocama hazırlanayım dersin ben de hay hay abla derim."

Fatma utançla oğlanın bacağını çimdikledi. "Sus be! Tamam götüreceğim Ahmet Can'ı, sus." Oğlan evet be diyerek kırıta kırıta geçti banyoya soyunmak ve kıyafetlerini giymek için. "Ne zillisin sen!" Fatma içeriye doğru bağırsa da Celal umursamadı.

İkili Nihat ve Mahir gelene kadar her şeyden konuşup dedikodu yaptılar, Celal bu süreçte bol bol kahkaha atıp Fatma'ya da bulaşmayı unutmamış, Nihat abisiyle ilgili de taktık vermişti kadına.

Cilve dedin mi Celal akla gelirdi.

Onlar uzun uzun konuşurken kapı açıldı yavaş bir biçimde, bu ses Celal'in ayağa fırlayıp kapıya koşmasına neden oldu. "Kocacım aşkım Mahir'im! Hoş geldin canım aşkım!" Ayakta adamın yüzünün her bir noktasını öptü oğlan.

"Yüzünü yıkamana gerek kalkmadı Mahir, yıkadı zaten Celal." Nihat ikiliye bulaşsa da aralarındaki sevginin güzelliğini takdir ediyordu. "Yıkarım tabii, istese yalarım bile aşkımı, kedi gibi." Mahir güldü ve sıkıca sarıldı koklaya koklaya.

Bugün yorucu ve özlem dolu bir gün oluyordu onlar için.

"Ay benim kocam beni çok özlemiş, ay Mahir şuramdan da öpsene. Unuttun bak!" Dudağının kenarını gösterdi Mahir'e, Nihat da Fatma'nın alnından öperken. "Özür dilerim güzelim fark etmedim."

Kıkırdadı oğlan. "Affettim aşkım ama unutma bir daha! Bozuşuruz bak." Artık bu gece bu memeyi mutlaka tattıracaktı Mahir'e, kesin kararlıydı.

"Oğlum nerede? Onu da gideyim." Özlemişti oğlunu, burnunda tütmüştü güzel koku. "Aşkım Mahir'im hemen öpüp sev de Fatma ablalar gitsin." Garipçe baktı Mahir, Fatma'nın gitmesiyle oğlunun ne alakası vardı?

"Ne alaka güzelim? Nihat'la bebeğimizin?"

Celal hoş bir sekilde gülümsedi ve kocasının kulağına yaklaştı. "Bu gece seninle cenneti tadacağız aşkım... ondan."

📍

Benim kafada kurgulanan smut kalitesi nedir aq

Diğer bölüm malum...

Yazayım mı meme sahnesini? Nxnsnsnsk

Bütün okurlar bunu bekliyor aq NSKQMSMSNKSNS

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum ♥️🌼

Yılgın (Bxİntersex)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin