36 "Kim şimdi bu?"

481 30 19
                                    

××××××

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


××××××

"Deha iyi misin?" Tökezleyerek girdiğim odada ekip toplanmıştı.

"İyiyim Denizim iyiyim, kasıklarım ağrıyor sadece."

Hüseyinle Deniz birbirine bakarken Alen aniden, "ne!" Diyerek atıldığında geri adım atmıştım.

"Deham, hayatımın anlamı emin misin iyi olduğundan?" Gözlerimi devirmekle yetinip deri koltuğa bıraktım kendimi. Ne var spor yapmış olamaz mıyım...

"Bu ağrının sebebini mümkünse öğrenebilir miyiz beyefendi?"

Denize bakarak kaşlarımı kaldırdım. "Kurcalamaa.." dedim uzatarak. "Elinde kalır."

"Çocuğa laf atıcağına kendine bak, senin elinde kalan kalmış gibi."

Yüzümü buruşturdum, hepte Denizi koru yani. Hiç burda kardeşime birşeyler olmuş yürüyemiyor canı acıyor alttan alalım yok.

"Nasıl olduğunu anlatsanaa," aniden gözlerimi açıp Alene döndüm. Meraklı meraklı bana bakıyordu. "Yada video falanda olur, daha çok işime gelir hatta."

"Ya kızım bas git zaten piskolojim bozulmuş."

"Ben görsem benimde piskolojim bozulurdu."

Alen tırnağını dişlerken dudağının kenarıyla konuşmuştu. "Alen! Yapma şunu."

"Abi haklı ama." Hüseyinin alaylı sesiyle gözlerimi devirdim.

Aklıma gelen şey ile gözlerimi kapattım sıkı sıkı. Aklıma geldikçe utançla kafamı yere gömmek istiyordum. Ve bu şekilde bizi bilen birilerinin bu tarz imalar yapmaları dahada utanmama sebep oluyordu.

Şimdi o an'a gidelim mi?

Dınıdınıdınıdınınını.....

×××××××

İkimizinde duyduğu o kalın sesi utançla yüzümün kızarmasına sebep olmuştu.

"Ne yani bensiz mi eğleniyorsunuz siz?"

Kafamı Yiğitin koluna gömdüm. Çığlık atmak istercesine utanıyordum. Belden altım tamamen çıplaktı ve şu an onun bakışları hiçte hoş değildi.

Adım seslerini duyunca dudaklarımı ısırdım sertçe. Önümde durup yüzüne eğildi, çenemi sertçe tutup kendi yüzun çevirdiğinde gözlerim hâlâ kapalıydı.

"Hayatım gözlerini aç." Emir veren ses tonu ile gözlerimi açtım. "Aferin bebeğime, böyle sözümü dinlersen seni çok mutlu edebilirim. "

Avıyla oynayan bir avcı misali yuzume gülümseyip dudaklarımı öptü.

"Benim bebeğimi ben dışında kim bu hâle getirmiş olabilir ki?"

"Bizde az adam değiliz herhalde." Kulağımın dibindeki sesi duyduğumda kafamı Yiğite çevirdim, oda bana bakınca sırıttı. "Hem bebeğimiz bizi istediğini söyledi, bence artık durmamızın bir anlamı yok."

"Haklısın," dedi ilk ona sonra bana bakarak. "Durmayalım."

Birbirlerine bakıp göz kırptıklarında içimi korku sarmıştı. Yiğit beni kucaklayıp ayağa kalktığında bu sefer Hamza koltuğa oturmuştu, Yiğit beni yere bırakırken Hamzanın eli kemerinde geziyordu. Hafif titreyen eli pantolonunun önünü açarken bu sefer arkamdaki Yiğitin hareketlerini göremiyordum fakat görmek çok istiyordum çünkü kasılıp duruyordum.

İyice sertleşmiştim, hem önümde hemde arkamda beni zevkten delirtecek iki insan vardı. Tek dokunuşlarıyla bile deliriyordum.
Hamza iç çamaşırını çıkartmadan önce üzerime eğilip, "sen biliyorsun ne yapacağını, güveniyorum sana bebeğim." Demişti.

Önümdeki adama odaklanmaya çalıştım, nefes alışverişlerimin arasında beynimin içinden geçen film şeridinde sakin ol  yada birşey olmayacak yazıyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra siyah kargo pantolonu dahada aşağıya çekip burnumun dibinde asla kaçamayacağım şeye tekrar baktım. Korkuyordum. On parmağımla aletini kavradım fakat hâlâ yeterli değildi. Kafamı el mecbur eğdim ve dilimi ucunda gezdirirerek ağzıma aldım.

En fazla nolmus sanki iki sakso cekerim biter bence...
Yani bence...

Dilim pürüzlü yüzeyde ağzımın içinde gezinirken dişlerimi daha arka planda tutmaya çalışıyorum, bazen ön dişlerimin damarlarına değdiğini hissediyorum. Sesi dahada hırıltılı hâle geliyor, erkeksi inlemeleri sertleşiyordu.

Şu anlık yavaş hareket ediyordum ve tecrübesizdim, doğal olarak. O yüzden tam olarak nasıl hızlanıcam nası yapıcam bilmiyordum.

Kendimce hızlanmaya yeltendiğimde kalçamda hissettiğim bir çift el ile durup kaldım. Nefes almadığımı fark edip burnumdan nefes almaya devam ettim fakat aklım hâlâ kalçalarımda olan ellerdeydi.

"Deha durma!" Önümdeki adamın sert sesiyle devam ettim ama hâlâ kasılıyordum.

Popisimde hissettiğim ıslaklık ile gözlerim açıldı.

Yiğit deliğimi yalıyordu...

Kalbim daha hızlı kan pompalamaya başlamıştı. Sersemleyip duraksıyordum her bir hareketinde, sertleşmiş aletim canımı acıtıyordu. Sızlıyordu. Fakat tek elimi penisime atıp kendimi çekemeyecek kadar zor durumdaydım. Yiğit şu an beni diliyle bile boşaltabilir durumdaydı. Çok etkileniyordum ve içime girmesini istiyordum.

Yiğitin dili deliğimin içinden çıkıp çıkıp girerken bende önümdeki adam için hızlandım. Bir elimle onu çekerken ağzımda en az elim kadar iyi iş çıkarıyordu. Ağzımdan kaçan küçük inlemeler onları dahada azdırıyordu eminim.

Yiğit ağzını deliğimden uzaklaştırdığında birazda olsa sevinmiştim. Fakat sevincim uzun sürmedi.

İlk dili sonra parmakları sonrada... kendisi.

Dınıdınıdınıdınınını....

×××××

"Hoop aloo!" Hüseyinin bağırması ile gerçeklik algımı değiştirip asıl dünyama döndüm. "Hoşgeldiniz beyefendi şöyle biramız var yarısı içilmiş isterseniz."

"Uf dalga geçme." Dedim onu başımdan savurarak.

Diger üçü bana gülerken sinirlerim bozulmuş bir şekilde ofladım.

Denizin telefonu çalmaya başlayınca herkes telefona focuslandı. Telefona bakıp kimin aradığını görmeye çalışıyordum fakat nafile.

"Hassiktir," dedi aniden yazan ismi -numarayı- görüp, sonrada hüseyinle bana bakıp tekrar, "Hassiktir." Demişti.

"Lan ne var göstersene!" Diye bağırdı Hüseyin, telefonu bize döndürdüğünde gördüğüm isim ile yerime sabitlendim.

Üstüme ağirlık çökerken kulaklarım kızarmaya başlamıştı, içimdeki heycan misali lanet his merakımın önüne geçiyordu.

Ne oluyor lan?

🍺🍷🍺🍷🍺

Seeeelaaamlaaar

Nabersiniiuuuzzz

Sonunda geldi bölüm he gözünüz aydın

Yazabilmiş miyim pek bilmiyorum kafam karışık ama yorum sizin

Herneysee umarım iyi güzel okumuşsunuzdur dikkat edin kendinize hepinizi çoook seviyorum diğer bölümde napıyoruuuuzz...

Tekrar görüşüyoruuuuzz

Kan Kadehi -Gay / BxBxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin