Deniz devamsızlığı sınırda olduğu için arkadaşının tavsiyesiyle hackerın birine mesaj atar. Ancak şans ondan yana gülmüştür bu sefer. Çünkü mesaj attığı hacker, sevdiği çocuk çıkmıştır.
Balıklı kız - İrem Özen (Huzurlu bir şarkı. Ve Spotify, YouTube olsun dinlenmesi gerçekten az geldi. Daha fazla keşfedilmesi gereken bir şarkı olduğunu düşünüyorum.)
Desteklerinizi bekliyorum. Ve destek olan herkese çok teşekkür ediyorum<3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"En sevdiğin yemek ne?"
Birden sorduğum bu soruyla bana merakla baktı Yağız. Kaşları ağırdan çatılırken gülümsedi sonra. "Mantı." dedi. Başımı sallarken, "ben de sarma severim en çok." diye mırıldandım.
"Sen böyle alakasız soruları neden soruyorsun bana?"
Tebessümümüm genişlerken, "işte tanımaya çalışıyorum seni. Nelerden hoşlanırsın falan. Sormadan da öğrendiklerim oldu ama bazılarını da sormak lazım." diye açıkladım.
"Hem sen biraz kapalı kutu gibisin." diye devam ettiğimde kaldırmıştı kaşlarını.
Yeşilimsi gözlerini kırptıktan sonra karton bardağı dudaklarına götürüp yine kahvesinden bir yudum aldı. Elmacık kemiğindeki taze morluğu, yan profilini izlerken dikkat ettiğim için görebiliyordum.
Aynı zamanda amcası geri döndüğü için okuldan sonra dükkana gitmiyorlardı artık. Dolayısıyla ben ve Pınar'da gitmiyorduk. Okulda görüşebiliyorduk sadece. Amcası seyahatten döndüğünden beri hepsi huzursuz ve gergindi. Güney bunu biraz örtebiliyor olsa bile Umut'un hâl ve tavırları ne kadar gergin olduklarını fazlasıyla belli ediyordu.
Evde ne yaşıyorlardı bilmiyordum ama düşünmesi bile beni geriyordu. Hele Yağız'ın her gün o adamın yanına gitmesi beni yıpratıyordu. Belki onu yoklamak için attığım mesajlar canını sıkmaya başlamıştı. Ama korkuyordum. Amcasının neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyordum.
"Eğer benden beş lira istemeseydin sana hâlâ borç ödüyor olacaktım." dedim beni izleyen Yağız'a bakarken. Dudakları kıvrılırken başını gülerek sallamıştı.
"Ödüyorsun ya zaten," dedikten sonra kahvesinden bir yudum daha aldı.
Gülümsedim sonra da yanına sokuldum. Kafamı omzuna doğru yaslarken o sırtını dikleştirmişti. Eğilip saçlarımı kokladığını hissettiğimde dudaklarımı birbirine bastırmıştım.
"Çilekli daha güzel." diye kısık bir sesle kulağıma doğru fısıldadığında birden başımı kaldırdım. "Karar verdin sonunda!" dedim hevesle.
Güldü bu hâlime karşılık. Ben de başımı eğerek, "hepsini denedim. Çikolatalı, kahveli, orman meyveli..." dedim.
Sonra tek tek saymaya devam edecekken, "oha" döküldü dudaklarımın arasından.
"Sen hangisini seveceksin diye dener dururken dondurma arabasına dönmüş saçlarım."
Parmakları önüme gelen sarı saç tutamlarında gezinirken aynı zamanda huzurla bakıyordu bana. Dudaklarımdaki gülümse büyüdü.
