24

1.4K 58 1
                                    


Oy vermeyi unutmayın lütfen (⁠〃゚⁠3゚⁠〃⁠)

Birazcık kaos ekleyelim ortam hareketlensin 👻

Ve bu bölüm için bir uyarı koymam gerekiyor mu emin değilim ama kitapta genel olarak olumsuz örnek içeren şeyler ufak tefekte olsa yer alıyor.

Back to Black - Amy Winehouse

Pınar'dan

Umut'un çekmecesini açtığımda hiçbir şey bulamamıştım ilk defa. Tıkınacak bir şeyler arıyordum. Bu yıkık dökük dükkanın ıssız bir yerde olması yüzünden geç geliyordu yemek siparişleri. Söylediğimiz pizzalar gelene kadar bu çekmeceden bulduğum şeyleri yerim diye düşünmüştüm oysa. Ellerimi tezgâha yasladıktan sonra saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

Dışarıda yağmur başlamıştı. Başımı eğerken oflaya puflaya en azından enerji içeceği içmek için mini buzdolabının kapağını açtım. Ancak enerji içeceği de kalmamıştı.

Bir dakika!

Enerji içeceği ne zaman açsam olurdu dolapta. Kaşlarım çatılırken tüm bu kaybolan aburcubur ve içeceklerin aslında hâlâ bu dükkanda olduğunu anlamıştım.

Umut onun uyarılarına daha doğrusu baskılarına göğüs gerebildiğim için saklamakta çareyi bulmuş olmalıydı. Hazır o üst katta boks torbası yumruklarken tüm her yeri talan ettim. Koltuk minderlerinin altında bile bulup çıkardığım oreoları paketinden çıkarıp tabağa dökerken yüzümde keyifli bir sırıtış vardı.

Hakikaten bu kadar aburcuburu neden yiyordu anlamıyordum. Sporu düzenli yapmayı ve vücuduna bakmayı dikkate alan biriydi. Hatta bu takıntı derecesinde bile olabilirdi onda.

Keyifle aburcubur tabağını sephaya bırakırken oreo paketlerindeki yapıştırıcı izlerinin neden olduğunu düşünmüştüm. Ancak kucağıma çektiğim atıştırmalık tabağını tam da Umut merdivenlerden inerken yemeye başlamıştım.

Ancak merdivenlerden inen Umut'a bakarken gözlerim büyümüş ve öksürmüştüm.

Üzerinde niye bir şey yoktu ki? Terli göğsünü gördüğümde kafamı sağa yatırıp bu görüntüyü izlememek için kendime engel olmam gerekiyordu. Böyle bir şeyi yapacak olsam Umut'un eline çok fena malzeme verirdim. Ki bu en son istediğim şeydi.

Hatta şu an tanık olduğum kaslarını etkileyici bulduğumu reddedecek kadar kararlıydım. Öksürürürken aynı zamanda ağzımı kapatıyordum. Sonunda ağzımdaki bisküviyi tamamen yuttuğumda merdivenlerin başında dikilen Umut'a baktım.

Allah kahretsin ki bu onu görünce öksürdüğümü anlamıştı. Şu an yüzünde çok keyif aldığını gösteren bir ifade vardı. Bu ifadeyi onun aburcuburlarını yediğimi söylediğimde bozacağım için ekstra mutlu olacaktım.

Kucağımdaki tabakla bakışmayı kesip tekrar ona, özellikle yüzüne bakmaya çalıştım. Ancak gözlerim bana meydan okuyor olduğundan gözlerim kaslarına kayıyordu. Bilerek mi tişört giymiyordu?

"Hey n'oldu? Kızardın sen biraz?" diye boğuk bir sesle sorarken sesindeki alay sinirimi bozmuştu.

"Niye tişört giymiyorsun ki? Kızarmadım ayrıca. Herkeste olan şeyler yani. Herkesin kas kütlesi var."

En Acı Renk (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin