37. Bölüm: "Yüzük"

1.8K 205 63
                                    



İnstagram hesabım: yusra.ergunn

Tiktok hesabım: yusraergunkitapları

Keyifli Okumalar 🤎

Giydiğim elbiseyi şöyle bir elimle düzeltip kendime aynadan baktım. Krem rengi elbise bedenime tam oturmuş, kıvrımlarımı ortaya sermişti. Kıvırcık saçlarımın bir tarafını kulağımın ardına sıkıştırdım ve kulaklarıma minik, pırlanta taşlı küpeler taktım. Demir'in tenime yakışacağını düşünüp de aldığı vanilya kokulu parfümümü de sıktıktan sonra çantamı koluma asarak odadan ayrıldım.

Duyduğum seslerle yan tarafa döndüm. Zühre ile Çiçek balkonun bir köşesinde oturmuş konuşuyorlardı.

"Neden böyle oldu abla?" diye sordu Çiçek isyan eder gibi. "Hayat neden bu kadar zor? Ya da bir tek bana mı zor?" Sesi titriyordu. Hayatı sorguladığı, belki de isyan ettiği bir anın duygusallığını yaşıyordu.

Zühre elinden tuttu. "Emin ol hayat bir tek sana zor değil ama herkesin hayatı kendine göre zor. Neden, nasıl diye kendine sorsan da bir cevabı yok. Sadece hayat işte. Güzel yanlarının olduğu kadar acı yanları da var."

Çiçek başını önüne eğdi. "Ben bu hayattan çok şey istemedim ki. Alt tarafı okumak, biraz gülüp eğlenmek, gezmek ve sonra da aşık olmak istedim." Gözlerini ağır ağır kaldırdı. Dolu doluydu. Hayat tarafından aldığı darbelerden ötürü ışığı sönmüş bakışlarında hayal kırıklığı vardı.

"İnsan doğar, büyür, çoğalır ve ölür. Bu fıtratın getirisi ancak hayat elbette sadece bundan ibaret değil. İnsani duygularını içinde barındıran belli bir zaman dilimidir hayat," dedim onların sohbetine dâhil olarak. "Ne yaşayacağın ise kaderin defterine, bir roman gibi yazdığı şeylerden ibaret."

Zühre bana bakmadı ama beni onayladığını gösteren bir hareketle başını salladı. Yana kaydı.

"Otursana," dedi. İçinde kin yoktu. Ama kırıktı, görebiliyordum.

Zühre'nin yanına oturdum. "Bunları seni teselli etmek için söylemiyoruz. Hayat böyle. Yaşamak, ayakta kalmak kolay değil. Güçlü olup direnmek gerek. Hayat, direnemeyeni bir yaprak gibi rüzgârında oradan oraya savurur..." Bedenimi hafifçe Çiçek'e doğru eğdim. "Sen güçlü bir kızsın. Eminim tüm bunlar sadece kötü bir hatıradan ibaret kalacak."

Gözlerine yerleşen umut parıltılarıyla gülümsedim. Onun inanmaya ihtiyacı vardı. Bunu az da olsa sağlayabildiğimi düşünerek işe gitmek için ayaklandım. "Ben işe gidiyorum. İstediğin bir şey var mı?"

Mahzun bir ifadeyle, "Daha ne isteyebilirim ki?" dedi. Omzuna dokundum.

"Kendini borçlu ya da mahcup hissetme. Biz yapmamız gerekeni yapıyoruz. O yüzden bunun dışında istediğin ne varsa çekinmeden söyle lütfen."

"Şey aslında..." Söyleyip söylememekte kararsızdı.

"Evet," dedim direterek.

"Ben resim yapmayı çok severdim. Tüm malzemelerim evde kaldı."

"Tamam, anlaşıldı," dedim göz kırparak. Minnettar gülümsemesiyle bana baktı. "Görüşürüz."

Onlara arkamı dönüp birkaç adım atmıştım ki Zühre'nin seslenmesiyle durdum. Zühre karşıma geçti.

"Teşekkür ederim Melek," dedi.

Kaşlarımı çattım. "Neden?"

Çiçek'e baktı içi gidercesine. "Onun için yaptıklarına..." Ekledi. "Yaptıklarınıza."

KariaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin