38. Bölüm: "Kırgın Kahveler"

2.2K 226 55
                                    

İnstagram hesabım: yusra.ergunn

Tiktok hesabım: yusraergunkitapları

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu - Son Bakış

Keyifli Okumalar 🤎

"Çiçek sana emanet Umut," dedim bana samimiyetle bakan bir çift mavi göze.

Tek kaşını kaldırıp gülümsedi. "Merak etme Melek. Emanetine gözüm gibi bakacağım."

Minnet dolu bir gülümseme yolladım. "Teşekkür ederim Umut. Bu iyiliğini unutmayacağım."

"Unut gitsin. Abiler bugünler içindir."

Ona sıkıca sarıldım. Umut benim manevi abimdi. Yıllar önce kaldığı yetimhaneden kaçıp sokaklarda kalınca babam ona kucak açmış, o günden sonra babamın manevi oğlu, benim de manevi abim olmuştu.

Babamın maddi ve manevi desteğiyle okumuş, İstanbul'da ünlü bir iş adamının şirketinin CEO'su olmuştu. Ancak hayat en zirvedeyken onu dibe batırmış, bizden de koparmıştı.

Onu yetimhaneye bir bebekken bırakan öz ailesini yıllar sonra bulmuş ama büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Ailesinin ona sırf parası için yanaştığını öğrenince yıkılmıştı. Bu nedenle de buralardan gitmişti. Düne kadar kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Adeta kayıplara karışmıştı. Sonunda kendini toparlayıp dönünce de ailemin öldüğünü öğrenmişti. Bana ilk dediği şey, keşke gelmeseydim Melek. Ailemin öldüğünü öğrenmek istemezdim,' olmuştu.

Telefonda bana kurduğu bu cümle hüngür hüngür ağlatmıştı ikimizi de.

Dönüşüyle hem mutlu olmuş hem de acımın tazelenmesiyle oldukça hüzünlenmiştim. Fakat dönüşünün zamanlaması harikaydı. Çünkü Umut'un varlığı aklımdaki planı hızlandırmıştı. Ona olanları anlattığımda itiraz etmeden kabul etmesi adı gibi Çiçek ve benim bir umudum olmuştu.

"Ben bana verdiğin görevi yerine getirir getirmez yine geleceğim yanına."

Hâlâ abim gibi davranıyordu. Korumacı tavırları hiç değişmemişti ama o çok değişmişti. Nahif ve yumuşak yüz hatları artık daha sert ve katıydı. Acılar onun ifadesini değiştirmiş, çocuksu yüzü, her daim haylazlıkla parlayan mavi gözleriyle olgun bir insana dönüşmüştü. Tüm bunlar ona karizmatik bir hava verse de acıların ondan aldıkları beni üzüyordu.

Gülümsedim. "Artık düğünüme gelirsin." Tabii Demir yaptıklarımı öğrendikten sonra benimle hâlâ evlenmek isterse. Çünkü ona verdiğim sözü tutmamıştım. Evet, bilerek tutmamıştım. Aslında Umut beni arayana kadar sözümde durmak ve durmamak arasında ikilem de kalmış, onun ortaya çıkışıyla da ani bir karar vermiştim. Böyle bir fırsat geri çeviremezdim.

Yalancı bir kızgınlıkla kaslarını çattı. "Bu konuyu da konuşacağız."

"Peki peki." Arabanın içinde bize tedirgin gözlerle bakan Çiçek 'e güven verircesine gülümsedim.

Duyduğumuz ayak sesleri beklediğim kişinin de geldiğini gösteriyordu.

"Sonunda gelebildim Zühre!"

"Kusura bakmayın. Annemi ikna etmem biraz zor oldu," dedi mahcupça.

Annesinin adını duyunca öfkem gizlediğim karanlık kuytulardan çıkıveriyordu. O gün Zühre, olanları öğrendikten sonra annesiyle sıkı bir tartışma yaşamış, beni arayıp annesinin bir daha onlar hakkında yanlış bir şey yapmayacağı konusunda bana güvence vermişti. Zühre'ye güvendiğim için de olanları unutma kararı almıştım ama halamdan duyduğuma göre Demir de Oya Hanım ile konuşmuş, saygı çizgisini aşmadan onu uyarmıştı. Nergis Hanım ise o günden sonra gözlerimin içine bile bakmaya çekiniyordu. Onun bu korkak hallerinin beni keyiflendirdiğini inkâr edemezdim.

KariaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin