18

11.6K 592 40
                                    

Sabah uyandığımda kafam yastığın üstünde, her zaman uyandığım halimde uyanmıştım. Çakır gitmişti.

Saatin öğlene geldiğini görünce gitmesinin normal olduğunu düşündüm. Sonuçta askerdi kendisi. Yataktan zor da olsa kalkarak elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa girdiğimde Safiye teyzenin olmadığını gördüm.

Bu sıralar pek gelmiyordu, bana gıcık olduğunu da hissedebiliyordum. Fakat bu onun işiydi. Bu işi yaptığı için kiralardan belli bir kısımı alıyordu. İşini düzgün yapmak istemiyorsa istifa edebilirdi. Safiye teyzeye biraz daha zaman verip onu gözlemledikten sonra karar verecektim.

Kendime bir kahvaltı hazırlayıp yerken en sevdiğim diziyi açtım. Yemek yerken bir şeyler seyretmediğimde kendimi yemiş gibi hissetmiyordum açıkçası.

Kahvaltımı ettikten sonra gelen zil sesiyle telefonu kulağıma götürdüm. Arayan Efsun'du.

"Efendim?" dedim telefonu açınca.

"Bugün okula gitmedim. Bize gelsene ya." dedi. Okula gitmeyi özlediğimi fark ettim. Her gün evde olmak bazen iyi bir şey olmayabiliyordu.

"Konum at, yarım saate gelirim." diyerek telefonu kapattım. Zaten evde canım sıkılıyordu. Efsunla vakit geçirmek eğlenceliydi. Herkesin dedikodusunu yapabiliyorduk ne de olsa.

Mutfaktaki yediklerimi toplayıp odamdaki kirlileri alıp üst kattaki çamaşır odasına gittim. Makineyi kurup odama indim ve odamı da topladığımda işlerim tamamdı. Üstüme yine kış mevsimine uygun kıyafetler giyip üstüme montumu ve botlarımı giydim.

Aralık ayına girmemize rağmen kar gelmemişti. Karla oynamayı ve karın yarattığı o atmosferi çok seven biriydim. Umarım yağardı. Hatta 3 gün sonra yağsındı. Doğum günümde kar yağması beni çok mutlu ederdi.

Evden çıktıktan sonra biraz yürüyüp sokağın sonuna geldiğimde konumun tarif ettiği eve gelmiştim. Efsun'un söylediği dairenin ziline basıp açılmasını bekledim. Çok geçmeden demir kapı açılınca yukarı ki kata çıktım. Efsun beni kapıda bekliyordu.

"Hoş geldin." dedi gülümseyerek.

"Hoş buldum." diyerek botlarımı çıkardım. Eve girdiğimizde salona, annesinin yanına almıştı beni.

"Hoş gelmişsin kızım." dedi annesi. Hemen hemen Safiş yaşlarındaydı. Bunun sebebi Efsun'un bir ablasının daha olmasıydı ama kendisi öğretmen olduğu için burada değilmiş.

"Merhaba Hacer teyze." dedim. Adını Efsundan öğrenmiştim. Hacer teyze beni sıcakkanlılıkla karşılayıp hemen bir şeyler ikram etmeye başladı. Sanırım beni sevmişti.

Getirdiği yemeklerden atıştırırken çalan kapıyla Hacer teyze kapıya bakmaya gitmişti. İçeri geldiklerinde gördüğüm kişiyle gözlerim açıldı. Gelenler Ece ve annesiydi. Yanımda oturan Efsun'u dürttüğümde o da şaşırmıştı.

"Ya ben geleceklerini bilmiyordum. Özür dilerim." dedi. Sanırım annesi Ece'nin annesiyle arkadaştı. Yine de böyle bir ortamda karşılaşmak hoş değildi.

"Geçin geçin buyurun." diyerek Hacer teyze oturmalarını işaret etti. Oturduklarında Ece de annesi de beni süzmüş, üstten bir bakış atmışlardı. Son olaydan sonra görmediğim için açıkçası Ece'nin varlığını bile unutmuştum. Burada karşılaşmak beklediğim son şey bile değildi.

"Bu Alin, mahallemize yeni tanışmış, Efsun'un arkadaşı." diyerek tanıştığımızı bilmediği için beni onlara tanıttı.

"Bunlar da Özlem ve Ece. Mahallemizin terzisi." diyerek onları tanıttı. Ben daha bir şey demeden Ece lafa atladı.

PANSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin