2. BÖLÜM: Aslan ve Kuzu

368 32 34
                                    

2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2. BÖLÜM: ASLAN VE KUZU

Çocukken en sevdiğim şey babamın gece yatmadan önce okuduğu masallardı. Masal dinlemeyi severdim. Prens ve prenses olan masalları daha çok severdim ama babam hep aslan ve kuzunun hikayesini anlatırdı. Her seferinde de bambaşka maceralara atıldıklarını, aslanın kuzuyu hep koruduğu hikayeleri seçerdi. Oysa şimdi daha iyi anlıyordum. Aslan kuzuyu korumuyordu. Aslan kuzuyu hapsediyordu, ilk önce ruhunu sonra bedenini öldürüyordu. Halbuki masalların iyi sonla bitmesi gerekmez miydi? Öyleyse neden kanlıydı? Çocuklar kanı tanır mıydı ki? Ben tanımazdım ama babamın diğer çocuklara tanıttığını da bilmezdim. Bana bu kadar şefkatle yaklaşan adamın bu kadar acımasız olduğunu görememiştim hiçbir zaman. Zihnimde o hep en iyisiydi, oysa en kötüsü olduğunu nereden bilebilirdim?

Kavas'ın elime tutuşturduğu telefon ne kadar zaman olduğunu bilmediğim bir süredir elimdeydi. Hâlâ videoda babamın yüzü vardı ve her ne kadar istemesem de ölüm emrini verdiği an kulaklarımda uğulduyordu. Hâlâ gerçekliğini sorguluyordum. Yıllardır beni büyüten adamla videodaki adam benzemiyordu. Uzaklardı birbirlerine. Benim babam iyi kalpliydi, adaletten yanaydı, kimseyi incitmezdi. Bana bunu öğretmişti. Videodaki adam ise acımasızdı, kalpsizdi, kötüydü... Benim babama tersti.

"İstediğin kanıtı aldın mı?" Kavas'ın sesi kulaklarıma dolduğunda bakışlarımı videodan çekip onun siyah harelerine yönelttim. Dikkatle beni izliyordu. Adeta avını izleyen bir aslan gibiydi. Her hareketimi, mimiğimi detaylıca inceliyordu kara gözleriyle.

"Bu video ne zaman çekildi?" diye sordum kendimden emin bir tınıda. Kavas'ın sinirli gülümsemesi dudaklarında yer edindi. Bir adım geriye attı. İki elini yüzüne götürerek sertçe sıvazladı.

"Gerçekten inanılmazsın!" dedi sesini yükselterek. "Bunca şeyi izledikten sonra sorduğun soru bu mu?"

"Ne zaman çekildi dedim." Dişlerimin arasından zorla çıkan kelimeler Kavas'a ulaştığında sert bakışlarla bana bakmayı sürdürdü.

"27 Kasım 2022, saat 23.33. Şimdi ikna oldun mu?"

"Suçluluğu kanıtlanana kadar herkes masumdur." diye fısıldadım kendi kendime fakat bu cümlem Kavas'ın kulaklarına ulaştığında gözlerinde daha önce görmediğim bir öfke parıltısı peyda oldu. Sinirinden boynundaki damarlar belirginleşmişti. Gözleri kısılmış, kaşları derince çatılmıştı.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" diye bağırdı yüzüme doğru. O kadar sinirliydi ki bağırdığı anda etrafa saçılan tükürükleri görebilmiştim. "Oyun mu oynuyoruz burada? O izlediğin video bir film sahnesi mi zannediyorsun sen? Bu gerçek hayat Hazel Arsoy, tanıştırayım!"

"Bana bağırma!" diyerek sesimi yükselttim onun gibi. Bir adım ileri giderek tüm gücümle göğsünden ittirdim. "Kolay mı sanıyorsun? Biri geliyor, okul çıkışı beni kaçırıp gecenin bir yarısına kadar beni bir sandalye tepesinde bağlı tutuyor. Yıllardır beni büyüten babamın aslında göründüğü gibi bir insan olmadığını açıklayıp beni onu bitirmek için tehdit ediyor. Okuluma kadar gelip bana babamın bir çocuğun, küçücük bir kız çocuğunun ölüm emrini verdiği videoyu izletiyor ve gelmiş buraya-" Avaz avaz bağırırken nefesim tıkanmıştı. Nefes nefese kalmış bir hâlde ona baktım. Kurumuş dudaklarımın üzerinde dilimi gezdirdim. Birkaç saniye izin verdim kendime, soluklandım. "Gelmiş buraya inanmak istemediğim için bana bağırıyor." dedim ses tonumu düşürerek. "Senin yaşadıkların kolay olmayabilir Kavas ama bana anlatılanları da öylece koşulsuz şartsız kabul edip köşeme çekileceğimi de düşünme. Ben bir kukla değilim. Hele senin oynayabileceğin bir kukla hiç değilim." En sonunda sakinlemiş hâlimizle baktık ikimiz de birbirimize. Siyah harelerindeki yangın sönmüştü, benim ise nefeslerim düzene girmiş saman alevi gibi yükselen öfkem yatışmıştı.

KAN GÖZYAŞI SERİSİ IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin